Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8644 E. 2024/13305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı hakkında yapılan görevlendirme ve iş yeri değişikliği işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

KARAR : Asıl dava yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü, birleşen dava yönünden davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. İş Mahkemesi

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli kararı ile asıl davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.09.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen davalarının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekillince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının 29 yıldır davalı Kurum nezdinde yazılım mühendisi olarak görev yaptığını, A400M uçaklarının yazılımından sorumlu kıdemli mühendis olduğunu, görev yerinin 29.03.2021 tarih 204730 sayılı yazı ile değiştirilerek Yer Sistemleri Müdürlüğünde görevlendirmesinin yapıldığını, yazılım mühendisi olan davacının yazılım faaliyetlerinden alınıp teknisyen/operatör kadrosunda görevlendirilmesinde kamu yararı ve hizmet gereksiniminin söz konusu olamadığını, idari işlemlerin tesisinde kuruma tanınan takdir hakkının mutlak ve sınırsız olmadığını, söz konusu işlemin davacının üyesi bulunduğu Sendika ile davalı işveren arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesin 36 ncı maddesine de aykırı olduğunu, cezalandırılma amacıyla görev değişikliği işlemi yapıldığını, emsal mahiyette dosyada işlemin iptaline dair kararın istinaf denetiminden geçerek kesinleştiğini, Mahkemece oluşturulacak bilirkişi heyeti ile keşif icra edilip yazılım mühendisi olan personele verilen veri aktarımı ve bağımsız bilgisayar görevlerinin yazılım mühendisliği mesleğine, akademik unvanına uygun olup olmadığının tespit edileceğini, hukukî ve idarî bir gerekçeye dayanmayan, sadece davacıyı cezalandırmak amacıyla takdir yetkisinin keyfî olarak kullanıldığı, toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı görev yeri değişikliğine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada dava dilekçesinde; davacının yeniden görevlendirildiği birimde ikinci bir görev daha verildiğini, bağımsız bilgisayar güncelleme işlemleri için gerekli oryantasyon eğitiminin bilgisayar teknisyeni tarafından verileceğinin bildirildiğini, davacıya mühendis olduğu hâlde teknisyen seviyesinde yapılacak vazife verilmesi ve verilen işlerin bir bilgisayar teknisyeni tarafından takip ve kontrol edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve kamu yararından bahsedilemeyeceğini, toplu iş sözleşmesi gereği personelin kendi mesleğinde çalıştırılmasının esas olduğunu, işverenin yazılı onayı ile görev yeri değiştirilebilecek iken, bölük komutanı statüsündeki personelin bu işlemi yapamayacağını, iş ve işyeri değişikliğinin hiçbir zaman ceza mahiyetinde yapılamayacağını ileri sürerek 01.04.2022 tarihli işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili asıl ve birleşen davalara cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının davalı nezdinde 18.10.1991 yılında tesviyeci olarak başladığını, bilgisayar mühendisliğini bitirmesi nedeniyle intibakının yapıldığını, davacının görev yeri değişikliğinin ihtiyaca binaen yapıldığını ve toplu iş sözleşmesi hükmüne uygun olduğunu, değişikliğin bu maddeye uygun olarak yapıldığını, davacı yerine görevlendirilen işçinin elektrik mühendisi olduğunu, davacının da yazılım mühendisi olmayıp bilgisayar mühendisi olduğunu, yerine atanan personelin bilgisini değerlendirme yetkisinin İdareye ait olduğunu savunarak davaların reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarının alındığı, davacının yararlandığı 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde "işçinin iş sözleşmesinde belirtilen işyerinde ve kendi mesleğinde çalıştırılması esastır. İşveren vekili ihtiyaç duyduğunda işçi işyeri içinde veya dışında sağlık durumunu tehlikeye sokmayacak ve işçinin mesleğinde mesleğine uygun veya yakın başka işlerde (branşlarda) yeterli bilgiyi vermek suretiyle işveren vekilinin yazılı onayı ile çalıştırılabilir. İş ve işyeri değişikliği hiçbir zaman ceza mahiyetinde yapılamaz" şeklinde düzenlemenin yer aldığı, davacının lisans eğitimini aldığı bilgisayar mühendisliğinin yazılım mühendisliği ve elektronik mühendisliği karışımı bir bölüm olduğu, davacının yazılım mühendisi ya da elektronik mühendisinin bakabileceği görevleri de yapabilecek eğitimi aldığı, davalı tarafın iddiasının aksine dosya kapsamında, ...-1 projesinde yazılım faaliyetlerini yürütecek personele ihtiyaç olduğuna, yazılım mühendisi görevlendirilmemesi hâlinde bu hizmet için dışarıdan hizmet alımına ihtiyaç duyulacağı ile ilgili bir yazışma veya bir belgeye rastlanılmadığı, proje başlangıcından bu yana davacı tarafından sunulan, ... ait A400M uçakları yazılım faaliyetlerinde teknik olarak şimdiye kadar hiçbir sorunla karşılaşılmayan hizmetin sonlandırılmasının yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede davacıyla ilgili değişiklik işleminin çalışma odası değişikliği şeklinde olduğu ancak 04.04.2022 tarihli tutanakla davacıya zimmetli bulunan eşyaların ilgili birimce teslim alınarak sadece şahsi eşyaların kalmış olmasının görevlendirmenin sadece çalışma odası değişikliği şeklinde olmadığı kanaatine varıldığı açıklanarak asıl dava ve birleşen davanın ayrı ayrı kabullerine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının ihtisasının yer sistemleri müdürlüğünde çalışmasına engel olmadığını, görev yeri değişikliğinden sonra A400M uçakları ile ilgili olarak yapmış olduğu görevlerin ehil personelce yürütülmeye başlandığını, yapılan işlerde herhangi bir aksaklık meydana gelmediğini, görev yeri değişikliğiyle herhangi bir şekilde kamu zararına sebebiyet verilmediğini, davacının yer değiştirme işlemi yapılırken takdir yetkisinin keyfi olarak kullanıldığını iddiasının doğru olmadığını, iddia edilenin aksine davacının yerine geçen personelin yapmış olduğu görevleri yarım gün içinde ... firmasının öğretisiyle ve kendi çabasıyla öğrendiğini, yer değişikliğinin ceza niteliğinde olmadığını, davacının görevlendirildiği birimdeki müdür ve amirlerine karşı asılsız şikayetlerde bulunduğunu, savcılığa yaptığı başvurunun kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandığını, davacının daha önce çalıştığı Bilgi Sistemleri Takım Komutanlığındaki odasındaki bilgisayar cd ve usb belleklerin zimmetinden çıkartılmamasının davacı açısından gereksiz sorumluluk yaratacağını bu nedenle davacının lehine bir işlem yapılarak eski çalışma odasındaki eşyalar zimmetinden düşülerek kendisinden teslim alındığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 31.10.1991 tarihinde sendikaya üyelik kaydının olduğu ve üyeliğinin hâlen devam ettiği, dosya kapsamında, ...-1 projesinde yazılım faaliyetlerini yürütecek personele ihtiyaç olduğuna, yazılım mühendisi görevlendirilmemesi hâlinde bu hizmet için dışarıdan hizmet alımına ihtiyaç duyulacağı ile ilgili bir yazışma veya bir belgeye rastlanmadığı, davacının yazılım sistem mühendisliği görevinden alınarak, yer sistemleri müdürlüğü emrine görevlendirilmesinin yerinde olmadığı, kaldı ki toplu iş sözleşmesinin 36 ncı maddesinde de, işçinin iş sözleşmesinde belirtilen işyerinde ve kendi mesleğinde çalıştırılmasının esas olduğu, iş ve işyeri değişikliğinin hiçbir zaman ceza mahiyetinde yapılamayacağının düzenlendiği, dinlenen tanıkların davacının yapmış olduğu iş ile ilgili hiçbir zafiyeti, eksikliği olmadığını, bilakis üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiğini beyan ettiği, şube müdürü ... talebi üzerine dış birliklere yapılan şikâyet nedeniyle yer değişikliği yapıldığı tespit edildiğinden yapılan görevlendirmenin ceza niteliğinde olduğu, toplu iş sözleşmesine göre işçinin iş sözlemesinde belirtilen isyerinde ve kendi mesleğinde çalıştırılmasının esas olduğu, asıl davada Mahkemenin bu yöndeki kabulü doğru ise de; hukuka uygun olmadığı saptanan işlemin iptal edilerek işvereni yeni bir işlem yapmaya, zorlayıcı şekilde karar verilmesinin mümkün olmadığı, işverenin yönetim hakkının kısıtlanması ya da ortadan kaldırılması sonucunu doğurabileceği, dolayısıyla, işlemin hukuka uygun olmadığının (hukuka aykırı olduğunu) tespiti ile yetinilmesi gerekirken işlemin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu, hükmün bu yönüyle düzeltildiği, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; yapılan görevlendirmenin nitelik değiştirme olmadığı, çalışma odası değişmesinden ibaret olduğu, Bölük Komutanlığı emrindeki personelin çalışma odası ve görev dağılımındaki değişiklik işlemlerini yerine getirmesinin yetkisi dahilinde olduğu, zimmetli bulunan bir kısım eşyanın tutanak karşılığı ilgili birim tarafından teslim alınarak davacı ait şahsi eşyalarının kalmasının işyerine ilişkin bir yönetim hakkı kapsamında olduğu değerlendirilmekle bu yöndeki kabul hükmünün hatalı olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davada yapılan görevlendirme işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı asıl; birim amiri tarafından gerekçe yazmaya dahi lüzum görülmeden yer değişikliği yapıldığını, yer değişikliği hizmetin gereği için yapılmış olsaydı, yazıda gerekçenin belirtileceği en azından dayanılan gerekçenin Mahkemeye sunulabileceğini, konu ile ilgili hiçbir evrak sunulamadığını, dava konusu işlem ile devletin hak ve menfaatini, kurumun ve personelin saygınlığını korumak, kamu ve hizmet menfaatleri gereği işlem yapılması gerekirken, bunların hiçbirine riayet edilmediği gibi toplu iş sözleşmesine de aykırı işlem yapıldığını, tamamen keyfî ve yetki aşılarak yapılan işlemin kamu zararına sebebiyet verdiğini, toplu iş sözleşmesinde sadece işveren vekiline tanınan görev yeri değişiklik yetkisinin birim amirince kullanıldığını, bu sebeple yetki tecavüzünde bulunulduğunun apaçık ortada olduğunu, müvekkilinin bu süreçte psikolojik tacize (mobbing) maruz kaldığını, 30 yıldan bu yana görev yapan davacıdan 7 ay gibi kısa bir sürede 8 kez savunma alındığını, verilen disiplin cezalarının iptali içi açılan davaların kabul edilerek disiplin cezalarının iptal edildiğini, tanık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere; yapılan yer değişikliğinin cezalandırma mahiyetinde olduğunu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinde işçilere uygulanacak idari işlemlerde son derece hassas ve hakkaniyete uygun davranılması gerektiğinin vurgulandığını belirterek birleşen dava yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı hakkında asıl ve birleşen davaya konu görevlendirme ve iş yeri değişikliği işlemlerinin kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 inci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 33 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.