"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 34. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının yurt dışında bulunan şantiyelerinde 29.07.2006-02.06.2017 tarihleri arasında kalıpçı ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, uyuşmazlık hakkında Türk hukukunun uygulanamayacağını, davacının dava dışı şirket bünyesinde yurt dışında çalıştığını, husumet itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait yurt dışı şantiyelerinde 18.03.2012-19.10.2012 tarihleri arasında 7 ay 1 gün, 24.01.2013-18.02.2013 tarihleri arasında 25 gün, 01.06.2013-15.04.2014 tarihleri arasında 10 ay 15 gün olmak üzere 1 yıl 6 ay 11 gün Türkmenistan işyerinde ve 16.05.2014-10.03.2015 tarihleri arasında 9 ay 25 gün, 06.04.2015-19.10.2015 tarihleri arasında 6 ay 13 gün, 16.07.2016-02.06.2017 tarihleri arasında 11 ay 17 gün Rusya işyerinde olmak üzere 2 yıl 3 ay 25 gün çalıştığı, davacının fiilen işini yaptığı yerin Rusya Federasyonu ve Türkmenistan olduğu, taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması yapıldığı, bu nedenle uyuşmazlığa Rusya ve Türkmenistan hukuklarının uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi ile Türkmenistan İş Kanunu'nun 382 nci maddesinde düzenlenen mahkemeye başvurma sürelerinin hak düşürücü nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Rusya ve Türkmenistan hukuklarında zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin bulunmadığını, davanın süresince açıldığını, yabancı hukuka göre yapılan hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, Türkiye'de iş davalarının 5-6 yıl sürdüğü bu sebeple yabancı hukuktaki sürelerin aynen uygulanamayacağını, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hak düşürücü süre nedeniyle ret kararında davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde düzenlenen bir yıllık sürenin, hak düşürücü süre niteliğinde olduğu ve davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı, Türkmenistan İş Kanunu'nun 382 nci maddesinde belirlenen üç aylık sürenin de hak düşürücü nitelikte olduğu ve davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı; ancak Yargıtay'ın daha önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açmamak amacıyla davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelerle birlikte yabancı hukukta belirlenen süreleri bilmesinin davacı işçiden beklenemeyeceğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; Yargıtayın karar değişikliği uygulayarak vermiş olduğu ilk kararın 24.11.2020 tarihli olduğu, davanın ise 23.03.2022 tarihinde açıldığı, somut uyuşmazlıkta dava tarihi göz önüne alındığında davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini, 24.11.2020 tarihinden yaklaşık üç yıl geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ve 332 nci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun)
2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
4. Türkmenistan İş Kanunu'nun "İş anlaşmazlığının çözülmesi için başvuru süreleri" başlığını taşıyan 382 nci maddesi şu şekildedir:
"1. Aşağıda belirtilmiş olan iş anlaşmazlıklarının çözülmesi bakımından mahkemeye veya iş anlaşmazlıkları görüşme komisyonuna başvurulması için süreler tespit edilmektedir:
1) Eski işine geri alınması hakkındaki anlaşmazlıklarda – kendisiyle iş sözleşmesinin feshedildiği hakkındaki buyruğun kopyasının çalışana verildiği tarih itibarıyla bir ay;
2) Çalışan tarafınca işverene verilmiş olan maddi zararın tazmin edilmesi hakkındaki anlaşmazlıklarda – işveren tarafınca kendisine verilmiş olan maddi zararın tespit edildiği tarih itibarıyla bir yıl;
3) Diğer iş anlaşmazlıklarında – çalışanın kendisinin haklarının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmiş olması gereken tarih itibarıyla üç ay.
2. İşbu maddede belirtilmiş olan sürelerin herhangi bir geçerli sebepler ile kaçırılması durumunda, bu süreler çalışanın veya onun yetkilendirmiş olduğu temsilcisinin dilekçesi karşılığında mahkeme ya da iş anlaşmazlıkları görüşme komisyonu tarafınca yeniden tanınabilir.
3. Çalışanın sağlık durumunda verilen zararın tazmin edilmesi ile ilgili anlaşmazlıklarda, mahkemeye başvuru süresi sınırlanmamaktadır."
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel ..., Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel ..., Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun ve Türkmenistan İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlgili Hukuk kısmının (3) ve (4) numaralı paragraflarında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesi ile Türkmenistan İş Kanunu'nun 382 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de; zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmakla, davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtayın daha önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açmamak amacıyla davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Ancak eldeki dava, 23.03.2022 tarihinde açılmış olup dava tarihi dikkate alındığında davacının Dairemizin önceki uygulamasına güvenerek dava açtığından bahsetmek mümkün değildir. Bu hâlde Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi dikkate alınarak yargılama giderleri konusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (II) numaralı bendinin (4) ve (6) numaralı alt bentlerinde yer alan "4-Davalı yargılamada kendisini vekille temsil ettirmiş ise de, hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkeleri kapsamında davalı lehine vekâlet ücretine takdirine yer olmadığına," ve "6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına," ibarelerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine,
"4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 36.198,69 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ve "6-Davalı tarafça yapılan 62,00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.