"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 31. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.12.2018 tarihli ve 2018/10097 Esas, 2018/22940 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından bireysel başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 11.12.2018 tarihli ve 2018/10097 Esas, 2018/22940 Karar sayılı ilâmının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 07.09.2015 tarihinde davalı işverene ait ... Açma Kesme Departmanında elektrik açma kesme saha personeli olarak işe başladığını, işverenin fesih bildiriminde iş sözleşmesinin 03.03.2016 tarihinde feshedildiği bildirilmiş ise de davacının 04.03.2016-07.03.2016 tarihleri arasında izin kullanması sebebiyle işyerinde bulunmadığını, bu durumu tevsik eden izin talep formunu delil listesinde sunduğunu, davacının izne ayrıldığı tarihte geriye yönelik olarak işten çıkarılmış gösterilip 6 aylık işe iade talep süresinin dolmamasının amaçlandığını, fesih bildiriminin geçersiz olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğinin tesptine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle feshedildiğini, davacının fesih bildirimini tebellüğden imtina ettiğini, bu hususun şahitler huzurunda tutanak altına alındığını işe iade davası koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı işverenin dosyaya davacının iş sözleşmesi feshedilmeden önce alınan işletmesel karar, kar zarar bilançoları, işletmenin gereklerine ilişkin işveren nezdinde tutulan raporlar, yapılan işletme içi çalışmalar gibi herhangi bir somut delil sunmadığı, ispat yükünün davalı işverende olduğu gözetildiğinde iddiasını ispatlayacak yeterli ve esaslı savunma yapmayan, somut delil sunmayan davalı işverenin fesih sebebine itibar edilmediği, dosyada mevcut deliller, yeminli tanık beyanlarına karşılık davalı işverenin işçiyi işten çıkarmasında keyfi davranmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki bilgi ve belgelere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle içeriğine itiraz edilmeyen davacıya ait izin belgesi ve davalı vekili tarafından fesih bildiriminin 31.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği savunması ile feshin 03.03.2016 tarihinde gerçekleştiği savunmasının çeliştiği, davalı işverenin bu şekilde davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasını engelleme yoluna gittiği, feshin geçerli nedene dayandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Yargıtay Kararı
Dairemizin 11.12.2018 tarihli ve 2018/10097 Esas, 2018/22940 Karar sayılı ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 19.04.2017 olduğu, karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 11.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı vekilince sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 25.10.2018 tarihinde karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
C. Bireysel Başvuru
Kesinleşen karara karşı davalı taraf Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
D. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile; Mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan kanuni düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde, Daire yorumunun ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Mahkeme kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı, iş sözleşmesinin geçerli bir nedenle feshedilip feshedilmediği ve bu bağlamda işe iadesine karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18, 19, 20 ve 21 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin fesih tarihinin 07.03.2016 olduğu ve davacının fesih tarihi itibarıyla iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmek için gerekli olan altı aylık kıdem süresini doldurduğu anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesinin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Dairemizin 11.12.2018 tarihli ve 2018/10097 Esas, 2018/22940 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.