Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8854 E. 2024/11482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 2021 yılı ücreti, fark ikramiye alacağına işletilen faiz ve vekâlet ücreti miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının 2021 yılı ücretinin bozmaya uygun olarak hesaplandığı, fark ikramiye alacağına işletilen faizin ve hükmedilen vekalet ücretinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/262 E., 2024/123 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörlüğüne bağlı PAÜ Hastanesinde hizmet ihalesi alan şirketlerde aralıksız olarak çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya geçirildiğini ve hâlen Hastaneye bağlı kadrolu işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren şirketlerde çalışırken şirketler ile asıl işveren arasında yapılan ihalede ödenecek çıplak ücretin asgari ücretin en az % fazlası olarak düzenlendiğini ve işçilerin mevcut ücret ve sosyal hakları korunarak sürekli işçi kadrosuna geçişlerinin yapıldığını, davacının davalı Kurumla belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmenin 4 üncü maddesinin (a) bendinde ücretinin asgari ücret+(varsa)% fazlası şeklinde hüküm altına alındığını, davacının ücretlerinin belirtilen şekilde tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin, öngörülen geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, davacının ücret ve sair hakları bakımından Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.12.2022 tarihli kararı ile; davacının kadroya geçişi aşamasında imzalanan iş sözleşmesinde aylık ücretin açıkça her ay asgari ücretin % fazlası olacak şekilde kararlaştırıldığı, davacının temel ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 11.04.2023 tarihli kararı ile; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 4 üncü maddesinde bulunan düzenleme ile ücretin asgari belirli bir fazlası olarak ödeneceğinin ve bu şekilde hesaplanacak ücrete asgari ücrette yapılması muhtemel değişikliklerin aynen yansıtılacağının kararlaştırıldığı, bu nedenle fark ücret alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, seri davalara ilişkin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesinin 13.05.2022 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunmaması sebebiyle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak göz önüne alındığında davacı vekilinin faiz başlangıç tarihlerine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.07.2023 tarihli ilâmı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının 2021 yılı ücretinin hatalı belirlendiği, hüküm altına alınan fark ikramiye alacağına işletilen faizin hatalı olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; asgari ücretin % fazlasının üzerine ayrıca toplu iş sözleşmesinde belirtilen %4 oranında ücret zammının uygulanmasının talep edilmesinin mükerrer zam yapılması sonucunu doğuracağını, davacı ile imzalanan bireysel iş sözleşmesinin 696 sayılı KHK'nın ilgili maddelerine uygun olduğunu, davacının asgari ücretle herhangi bir bağı kalmadığını, mevzuat hükümlerinin ve Bakanlık görüşlerinin dikkate alınmadığını ve davacı lehine fazla davalı lehine ise az vekâlet ücretine hükmedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 2021 yılı ücretinin bozmaya uygun belirlenip belirlenmediği, fark ikramiye alacağına işletilen faiz ile vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 34 üncü maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7 nci ve 22 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Hükmü temyiz eden aleyhine bozma kararı verilemez. Bu ilkeye dar anlamda aleyhe bozma yasağı adı verilmektedir. Bunun dışında taraflardan sadece bir tanesinin hükmü temyiz etmesi ve Yargıtayın bozma kararı vermesi hâlinde eğer mahkeme bozmaya uyarsa önceki karara nazaran kararı temyiz eden aleyhine olacak şekilde karar veremez. Bu ilkeye de geniş anlamda aleyhe bozma yasağı ya da bir başka ifadeyle aleyhe hüküm kurma yasağı denilmektedir.

3. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince, 10 dosyanın aynı gün karara çıktığı belirtilerek ve davalı lehine reddedilen miktar göz önüne alınarak %50 vekâlet ücretine hükmedilmiştir. AAÜT'nin 22 nci maddesi uyarınca; karara çıkan dosyalar, sayı bakımından seri nitelikte olmadığından %50 oranında vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. AAÜT'nin 7 nci maddesinde ise; davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması hâlinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarife'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince reddedilen tutarların bir kısmının esastan bir kısmının ise arabuluculuk dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk dava şartı sebebiyle usulden reddine karar verilen miktarlar yönünden davalı lehine AAÜT'nin 7 nci maddesi göz önüne alınarak vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Ancak bu hâlde davalı lehine hüküm altına alınması gereken vekâlet ücreti, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan vekâlet ücretinden daha azdır. Kararın davalı tarafından temyiz edildiği ve aleyhe bozma yasağı dikkate alındığında, Dairemizce bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.

4. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına;

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.