Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8872 E. 2024/12077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı şirketin alt işverenleri nezdinde çalıştığı dönemde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasıyla, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan çeşitli işçilik alacaklarına ilişkin talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının asıl işveren nezdinde çalıştığı kabul edilerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, iş güçlüğü ve vardiya tazminatı alacaklarına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/138 E., 2024/56 K.

KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü

MAHKEMESİ : Bakırköy 8. İş Mahkemesi

SAYISI : 2016/215 E., 2016/174 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince ve fer'î müdahil ... İnşaat Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 17.04.2008 tarihinden 03.09.2013 tarihine kadar davalı ... Elektrik Dağıtım AŞ'ye (BEDAŞ) ait işyerinde değişen alt işveren Şirketler nezdinde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından düzenlenen 10.05.2011 tarihli teftiş raporunda davalı BEDAŞ ile dava dışı alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayandığının belirlendiğini, böylece davacının başlangıçtan itibaren davalı BEDAŞ işçisi olarak kabul edilerek işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini, ancak davacının üyesi olduğu Sendika ile davalı BEDAŞ arasında imzalanın 14. ve 15. Dönem Toplu İş Sözleşmelerinden yararlandırılmayarak toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile ücret farkı alacağı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye ve ikramiye alacağı, sosyal yardım alacağı,iş güçlüğü tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı, vardiya tazminatı, vardiya dönüş ücreti, cumartesi çalışma zammı alacaklarının davalı BEDAŞ'dan tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili Bakırköy 8. İş Mahkemesinin 2016/215 Esas sayılı dosyasına kayıtlı olarak 22.04.2016 tarihinde davalı BEDAŞ ve davalı Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri AŞ’ye (Beda Enerji AŞ) karşı açmış olduğu birleşen davada ise davalılardan BEDAŞ'ın özelleştirilmesi neticesinde hisselerinin diğer davalı Beda Enerji AŞ tarafından devralındığını, ancak davalı BEDAŞ tüzel kişiliğinin de devam ettiğini, 01.08.2013 tarihindeki devre rağmen her iki davalının aynı işkolunda aynı adreste faaliyet göstermeye devam ettiğini, davalıların davacıyı birlikte istihdam ettiklerini, davalı BEDAŞ ve Beda Enerji AŞ arasında bulunan organik ve hukuki bağ ile birlikte istihdam kuralları gereği davacının tüm dönem haklarından birlikte sorumlu olduklarını, davalı BEDAŞ'ın özelleştirilmesi sonrasında davacının davalı Beda Enerji AŞ nezdinde çalışmasına devam etmesine karşın 28.03.2016 tarihinde iş sözleşmesine son verildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım alacağı, iş güçlüğü tazminatı ve vardiya primi alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, 28.05.2013 tarihli sözleşme ile davalı BEDAŞ'ın özelleştirilmesi süreci tamamlanarak hisselerinin Beda Enerji AŞ’ye devredildiğini, her iki Şirketin tamamen farklı özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, dava dışı yüklenici Şirketler ile davalı BEDAŞ arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığı gibi muvazaanın da mevcut olmadığını, aksi düşünülse dahi muvazaa kararının tespit niteliğinde olduğunu, ayrıca Beda Enerji AŞ ile Tesİş Sendikası arasında imzalanan 1. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde, iş sözleşmesinde öngörülen hakların çok üzerinde haklar tanındığını savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Fer'î Müdahil ... İnşaat Şirketi vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının 26.10.2010 ile 19.07.2012 tarihleri arasında müvekkili ... İnşaat Şirketinin davalı BEDAŞ'tan aldığı ihale sözleşmesi kapsamında müvekkili Şirket nezdinde çalıştığını, davalı ile müvekkili Şirket arasında muvazaalı bir ilişkinin bulunmadığını, davacının dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını davacının ücret alacaklarının eksiksiz olarak banka kanalı ile ödendiğini, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, yıllık izinlerini kullandığını, davacının taleplerinin haksız ve dayanaksız bulunduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.

3. Davalılar vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacının özlük dosyasının dava dışı yüklenici Şirketlerden celbi gerektiğini, davacının çalıştığı süre içerisinde yıllık izin haklarının kullandırılmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak haksız davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2017 tarihli ve 2015/279 Esas, 2017/499 Karar sayılı kararıyla; davalı BEDAŞ ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu davacının davalı BEDAŞ hisselerinin davalı Beda Enerji AŞ’ye devri suretiyle özelleştirilmesinden sonra da her iki Şirket arasında organik bağ olacak şekilde çalıştığı, bu sebeple her iki davalının davacının tüm çalışma dönemine ilişkin alacaklardan birlikte sorumlu oldukları gerekçesiyle asıl ve birleşen davaya ilişkin taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2018/644 Esas, 2020/1445 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işyerinde çalışmaya başladığı tarihten itibaren davalı BEDAŞ'ın işçisi olduğu, işyerinin özelleştirilerek Devlete bağlı müessese olma özelliğini yitirdiği 28.05.2013 tarihine kadar gerçekleşen çalışmaları nedeniyle ilave tediye ücret alacağına hak kazandığı toplu iş sözleşmesinin 83 üncü maddesinde cumartesi günü çalışması zamlı ücretinin, 98 inci maddesinde iş güçlüğü tazminatının ve 99 uncu maddesinde bakım tazminatının düzenlendiği ve işçinin vardiya tazminatı alması durumunda bakım tazminatı ödemesinin yapılmayacağı yönünde hüküm bulunduğu davacının ayrıca vardiya tazminatı talep etmediği, dosya kapsamına göre vardiyasız işçinin cumartesi günü zorunlu çalıştırılmasından zamlı ücretine, bakım tazminatı ve iş güçlüğü tazminatına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, yine sözleşme hükümleri gereğince ikramiye ve sosyal yardım alacaklarına hükmedilmesinin yerinde olduğu, alacaklara işletilmesine karar verilen faiz türlerinde hata bulunmadığı, davacının 15.03.2013 tarihinde Tesİş Sendikasına üye olduğu ve 11.10.2013 tarihinde imzalanan 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nden başından itibaren yararlandığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının muvazaa raporundan ihale şartnamelerinde davacının pozisyonu için çıplak ücretin brüt asgari ücretin %60 fazlası olarak belirlendiği tespit edildiğinden İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sendika üyeliği öncesi bilinmeyen dönem ücretinin ihale şartnamesine göre, sendika üyeliği sonrasında ise toplu iş sözleşmesindeki asgari ücret skalası da nazara alınarak iyileştirmeler ve zamlar tatbik edilmek suretiyle tespit edilmesinde de aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle fer'î müdâhil vekilinin istinafa başvuru hakkı bulunmadığından istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmasına yer olmadığına, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalısı ve birleşen dosya davalıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.02.2021 tarihli ve 2020/6835 Esas, 2021/5064 Karar sayılı ilâmıyla; Mahkemece asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması ve yargılama giderlerinin de ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu, davacının çalışma süresinin belirlenmesi hususunda uyuşmazlık bulunduğu davacının 17.04.200828.03.2016 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de hizmetinin hangi alt işverenler nezdinde geçtiği, söz konusu alt işverenlerin davalı BEDAŞ'ın ihale ile hizmet satın aldığı firmalar olup olmadığının tereddüte mahal vermeyecek biçimde belirlenmesi gerektiği, Mahkemece davacının toplam hizmet süresince hiç izin kullanmadığı kabul edilerek 116 günlük yıllık ücretli izin alacağının hüküm altına alındığı ancak davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü, hâkimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü göz önüne alınarak davacının beyanının alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, davalı ... Elektrik Dağıtım AŞ’ye ait işyerinin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 07.03.2013 tarih ve 2013/20 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığı, işyerinin hisselerinin tamamını satın alan iş ortaklığına hisse devrinin 28.05.2013 tarihinde gerçekleştiği gözetilmeksizin davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye alacaklarının hesabında devir tarihine kadar hesaplama yapılması gerekirken bu tarihten sonrası içinde hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğu, davalılar vekilince, davacının devir sonrası davalı Beda Enerji AŞ’de geçen hizmet döneminde, işyerinde geçerli olan toplu iş sözleşmesinden faydalandırılarak davacıya sosyal yardım ve ikramiye alacaklarının tahakkuk ettirilerek ödendiği ancak hesaplamalarda bu ödemelerin mahsup edilmediği itirazları mevcut olup, davacının aynı anda geçerli olan iki ayrı toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmayacağı bu nedenle davacı talebinin de bu yönde olduğu dikkate alınarak, davalı BEDAŞ'ın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenecek alacak kalemlerinden birleşen dava davalısı Beda Enerji AŞ'nin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi uyarınca ödendiği tespit edilebilen miktarların mahsup edilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmı doğrultusunda davacı işçinin İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2011/681 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından onanması neticesinde mevcudiyeti kesinleşen muvazaa durumu nedeniyle baştan itibaren davalı BEDAŞ'ın işçisi sayıldığı, bu nedenle davalı BEDAŞ işçilerinin faydalandığı 14. ve 15. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri gereğince hak ettiği anlaşılan ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, iş güçlüğü tazminatı ve vardiya tazminatı alacaklarının bulunduğu, Yargıtay bozma ilâmı doğrultusunda davacının hizmet süresinin denetlenmesi için davalı BEDAŞ tarafından ihale ile hizmet alınan Şirketlerin belirlendiği, davacı asılın yıllık izinleri kullanıp kullanmadığı konusunda beyanı alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alındığı, neticede 20.06.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda Yargıtay bozma ilâmında belirtildiği üzere; ilave tediye alacağı yönünden devir tarihine göre, ikramiye alacağı ile sosyal yardım alacakları yönünden davacıya yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle yapılan hesaplamaların esas alındığı, asıl davanın henüz iş sözleşmesi feshedilmeden açıldığı anlaşılmakla feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücret alacakları reddedilerek, gıda yardımı, elektrik yardımı ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından kısmen kabul birleşen dosyada; kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacakları bakımından kısmen kabul ve asıl ve birleşen davalar bakımından ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, işgüçlüğü tazminatı, vardiya tazminatı alacakları bakımından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ile fer'î müdahil ... İnşaat Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemenin bozma ilâmında da belirtildiği hâlde yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bakımından ayrı ayrı hüküm kurması gerektiği hâlde kurmadığını, eksik belirlendiğini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de hatalı hesaplandığını, indirim nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan hesaplama yapıldığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; husumet, hizmet süresinin tespiti, sosyal yardım ve diğer toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacakların belirlenmesinin hatalı olduğunu, müvekkillerin hukuki sorumluluğuna ilişkin itirazların yinelendiğini, çalışma süresinin kesintisiz kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ilave tediye ücretinin hesaplanma döneminin özelleştirme tarihine dek yapılacağının dikkate alınmadığını hesaplamalardan %4045 oranında indirim uygulanması gerektiğini, davacının bu kadar süre yıllık izin kullanmadan çalışması mümkün olmadığından kararın bu yönden de hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Fer'î Müdahil ... İnşaat Şirketi vekili; cevap dilekçesini tekrar ederek kararın bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, yıllık izin ücreti ile asıl dava ve birleşen davada kurulan hükme ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Mukameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekilleri ve Fer'î Müdahil ... İnşaat Şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı ve davalılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.