"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/369 E., 2024/712 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İstanbul 17. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.02.2007 tarihinden itibaren davalı ... AŞ (BEDAŞ) işverenin alt işverenleri bünyesinde açma/kapama/okuma servisinde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, özelleştirme sürecinden itibaren de davalı Şirketin sermayesinin tamamına sahip olan dava dışı Beda Enerji ve Dağıtım (BEDA AŞ) işçisi olarak devam ettiğini ve dava tarihinde hâlen çalışmasını sürdürdüğünü, Aralık 2011 tarihinden itibaren de Tes-İş Sendikası üyesi olduğunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin davalının alt işveren şirketlerle arasındaki ilişkinin muvazaalı olup işçilerin en baştan davalı BEDAŞ işçisi sayılmaları gerektiğini belirlediklerini, raporun iptali için İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2011/681 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ancak reddedildiğini, davacının yaptığı işi davalı BEDAŞ'ın kadrolu elemanları ile birlikte yaptıklarını ancak onların faydalandıkları Tes-İş Sendikası ile imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yaralandırılmadıklarını, oysa üyelik tarihinden itibaren faydalandırılmaları gerektiğini, ayrıca 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereğince ilave tediye alacağına da hak kazandığını ileri sürerek ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, iş güçlüğü tazminatı, elektrik yardımı, bakım tazminatı, cumartesi çalışma zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket ile davacı arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığını, yüklenici firma ile davalı arasındaki ilişkinin ise ... ilişkisi olup, asıl işveren alt işveren ilişkinin bulunmadığını, personel ve teknik elemanların tamamının yüklenicinin elemanları olduğunu ve bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olduğunu, davacının sendika üyesi olmadığı için toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağını, Tes-İş Sendikasına dayanışma aidatı ödemek için başvuruda bulunulmadığını, davacı kamu işçisi sıfatını haiz olmadığı için ilave tediyeye hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
IIII. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 17. İş Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2014/482 Esas, 2016/750 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı BEDAŞ ile yapılan hizmet alım sözleşmeleri bağlamında abone adreslerinde mevcut endekslerin okunup faturaya dönüştürülmesi işlemlerinin alt işveren firmalarca üstlenildiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 10.05.2011 tarihli raporunda endeks okuma işlevine yönelik yapılan hizmet alımı ihalelerinin ve uygulamalarının muvazaalı bir işleme dayandığı ve alt işveren firmalarında çalışan işçilerin başlangıçtan itibaren asıl işveren olan BEDAŞ işçileri sayılarak işlem görmeleri gerektiğinin belirtildiği, bu tespite yapılan itirazın İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2011/681 Esas sayılı dosyada incelenip reddedildiği, bu nedenlerle davacının davalı Kurum işçisi sayılması gerektiği ve davalının işçilik alacaklarından sorumlu olduğu; davacının BEDA AŞ nezdinde 20.08.2007 tarihinde çalışmaya başladığı, dava tarihi itibarıyla çalışmasına devam ettiği, Tes-İş Sendikasının yazısına göre davacının 13.07.2012 tarihinde sendikaya üye olduğu anlaşıldığından, Tes-İş Sendikası ile imzalanan işletme toplu iş sözleşmesinin hükümlerinden yararlanabileceği belirtilerek davacının ilave tevdiye, ikramiye, sosyal yardım, iş güçlüğü tazminatı, elektrik yardımı, cumartesi çalışma zammı ve bakım tazminatı alacağı talepleri hüküm altına alınmıştır.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.07.2019 tarihli kararı ile; davacının gerçek işvereninin davalı BEDAŞ olduğu ve davalı BEDAŞ özelleştirildiği tarihe kadar 6772 sayılı Kanun kapsamında kamu işvereni vasfında olduğundan, toplu iş sözleşmesi gereğince 6772 sayılı Kanun'un 1 ve 3 üncü maddeleri kapsamında davacının ilave tediye alacağı hesaplamasının doğru olduğu ancak 28.05.2013 tarihinde özelleştiği için kamu işvereni vasfı sona erdiğinden 28.05.2013 tarihinden sonraki döneme ilişkin ilave tediye alacağı hesaplanmasının hatalı olduğu, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda elektrik yardımı alacağı ile ikramiye alacaklarının her bir dönem hak edilen miktarlar ayrı ayrı yazılmak suretiyle toplam miktarın belirtildiği, İlk Derece Mahkemesince toplam miktarlar üzerinden olacak şekilde net 5.155,76 TL ikramiye alacağı, net 685,17 TL'lik elektrik yardımı alacağına hükmedilmesi gerekirken toplam miktar değil de son satırda yazılan miktarlar üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacı vekilinin ise bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğu, sair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı belirtilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.02.2021 tarihli ve 2019/6590 Esas, 2021/3577 Karar sayılı kararı ile; dosyada davacının 13.07.2012 tarihinde Tes-İş Sendikasına üye olduğuna dair sendika üye kayıt fişi mevcut olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının üyeliğinin davalılara 20.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davacının toplu iş sözleşmesinden 20.07.2012 ve devamında yararlanacağının belirlendiği, Dairemizce dosyadaki bordrolarda örnekleme olarak yapılan incelemede bir kısım ücret bordrolarında sendika aidatı ve dayanışma aidatı kısımlarının boş olduğu, yani bu kesintilerin yapılmadığı, bununla birlikte ikramiye ve sosyal yardım tahakkuklarının yapıldığının görülmesine karşın bazı bordrolarda ise hem sendika aidatı kesintisinin hem de ikramiye ve sosyal yardım tahakkuklarının mevcut olduğunun görüldüğü, davacının dava dışı BEDA AŞ’de çalıştığı dönemde BEDA AŞ'nin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanmış ise hangi tarih aralıklarında yararlandığının tespit edilmesi gerektiği, aynı anda geçerli olan iki ayrı toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın mümkün olmadığı gibi iki toplu iş sözleşmesinin karma bir şekilde uygulanmasının da mümkün bulunmadığı, bu nedenle davacıya davalı BEDAŞ'ın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği; yanı sıra dava dışı BEDA AŞ'nin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi uyarınca ödendiği anlaşılan miktarların da hesaplanan alacak kalemlerinden mahsup edilerek sonuca gidilmesi ve taleple bağlılık kuralının gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay tarafından bozulan kararın Bölge Adliye Mahkemesi kararı olduğu, ancak dosyanın sehven İlk Derece Mahkemesi olan İstanbul 17. İş Mahkemesine gönderilmiş olduğu, İlk Derece Mahkemesince Yargıtay kararı içeriği gereğince dosyanın esasa alınmaksızın doğrudan Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verildiği, buna göre kararın usule aykırı bulunduğu, anılan nedenle İlk Derece Mahkemesi olan İstanbul 17. İş Mahkemesinin 30.11.2023 tarihli ve 2021/206 Esas, 2023/934 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği belirtilerek bozmaya uyulmasına karar verilmek suretiyle ve bozma sonrası İlk Derece Mahkemesi tarafından alınan 10.09.2023 tarihli bilirkişi raporunun gerekli hukuki ve teknik verileri içerdiği, denetime elverişli olduğu, yapılan denetiminde Yargıtay bozma kararında işaret edilen hususlara, dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle söz konusu rapordaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacı tarafça talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının kabul edilen alacaklara hak kazanamadığını, davacının davalı Şirketin çalışanı olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiğine ilişkin somut belge bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanamadığı ve alacakların hesaplanma yöntemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.