"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.10.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenliğin Rusya'da bulunan şantiyesinde, 09.07.2016-27.02.2018 tarihleri arasında greyder operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı sebep olmaksızın feshedildiğini, fesih sırasında bir takım belgeler imzalatıldığını, içeriğini bilmediğini, en son net 2.300,00 Euro ücret aldığını, ücretinin bir kısmının elden bir kısmının bankadan ödendiğini, haftanın 7 günü gece ve gündüz vardiyasında çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık ücret izin ile ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı... İnş. San. ve Tic. AŞ (Eski ünvanı: ... İca İnşaat AŞ) vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının tüm alacaklarının ödendiğini, davacının 04.04.2017 tarihinde çalışmaya başladığını, 27.02.2018 tarihinde sağlık sorunlarını beyan ederek istifa ile iş sözleşmesini sonlandırdığını, 2.100,00 EURO ücretle çalışmadığını, bankadan yapılan ödemelerin ek tahakkukları da kapsadığını, belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili yapması durumunda bordrolara yansıtılarak ödendiğini, yıllık izinlerini Türkiye'de geçirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen dava davalısı... ve ...İnşaat AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalıştığı süre 1 yılı bulmadığından kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağına hak kazanmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, dava konusu uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, fazla çalışmalarının ödendiğini, fazla çalışma kayıtları ve imzalı bordrolara göre de ödendiğinin sabit olduğunu, diğer davalı ile ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, davacının şirketlerinde çalıştığı dönem bakımından sorumlu olacaklarını savunarak davanın reddini istemiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanan 25.05.2018 tarihli ibranameye göre davacının işinin sonlandığı ve alması gereken ücretlerin belirlendiğinin açıkça anlaşıldığı, bu doğrultuda Rusya Federasyonu İş Kanunu uyarınca hakkın ihlal edildiğini öğrendiği günden itibaren 3 ay içerisinde dava açılmadığı, yine işten çıkarılmasıyla alakalı 1 ay içerisinde mahkemeye başvurmadığı, yine ücretlerin ödenmemesi veya eksik ödenmesi nedeniyle 1 yıl içerisinde dava açmadığı, dava tarihinin 21.11.2019 olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi uyarınca davacının talep etmiş olduğu alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; uyuşmazlığın Türk hukuku hükümlerince incelenip davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, yerleşik içtihatlarına göre de açılan davalarda süpriz karar yasağının uygulanması gerektiğini, Mahkemece iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte imzalatılan ibranamelere değinilerek zamanaşımı sebebiyle ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacının iş sözleşmesinin 27.02.2018 tarihinde feshedildiği, 27.02.2018 tarihinde ibranamenin imzalandığı, davanın 21.11.2019 tarihinde açıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde düzenlenen 3 aylık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibarıyla dolduğu, Mahkemece davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddi gerekirken zamanaşımı sebebiyle reddinin sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinde, 03.07.2016 tarihinde sözü edilen maddedeki değişiklik sonrası kabul edilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince; söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi ve fesih tarihi gözetilmeden bu sürenin 3 ay olduğunun kabul edilmesi hatalı ise de karar sonucu itibarıyla doğru olduğundan, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle somut uyuşmazlıkta, yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmiş olduğundan davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine; "1-Davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına," ibaresinin (1) numaralı bent olarak yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.