"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/789 E., 2024/996 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/289 E., 2024/12 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; başvuru tarihi itibarıyla işyerinde çalışan işçi sayısının hatalı olduğunu, 10.07.2023 tarihinde işyerinde çalışmaya başlayan E.K. isimli işçinin dikkate alınmadığını, müvekkili Şirket nezdinde İtalyan uyruklu işçiler çalıştığını, bu işçilerin sosyal güvenlik primlerinin Türkiye ile İtalya arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesine istinaden İtalya’da ödendiğini, bu işçilerin müvekkili Şirketin işçi sayısının tespitinde dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek davalı Bakanlığın 02.08.2023 tarihli ve 275806 sayılı yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, yetki başvurusunda bulunan Sendikanın kurulu olduğu işkolunda davacı Şirketin yalnızca bir işyeri bulunduğunu, başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerinde 26 işçinin çalıştığı, 15 işçinin davalı Sendikaya üye olduğu tespit edildiğini, E.K. isimli işçinin yetki tespitine dahil edildiğini, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (5510 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca sigortalı sayılmayan İtalyan uyruklu işçilerin dikkate alınamayacağını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılıp açılmadığı ile görevli makama kayıt şartının yerine getirilip getirilmediği hususları bakımından itirazlarının bulunduğunu, müvekkili Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla yasal çoğunluğu sağladığını, davacının itiraz dilekçesi ekinde somut hiçbir delil sunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içerisinde bulunan belgelerden E.K. isimli işçinin yetki tespiti hesabında dikkate alındığı, davacının bu iddiasına itibar edilmediği, davacı tarafından işçi sayısında dikkate alınması gerektiği ileri sürülen 2 İtalyan uyruklu işçinin 5510 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca sigortalı sayılmadığından yetki tespiti hesabında dikkate alınmamasında kanuna aykırılık bulunmadığı, aksi kabul edilse dahi işyerinde çalışan sendika üyesi işçi sayısına göre bu itirazın sonuca etkili olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirket nezdinde çalışan İtalyan uyruklu işçilerin de işçi sayısı tespitinde dikkate alınması gerektiğini, E.K. isimli işçinin yetki tespitine esas alınan işçi sayısına dahil edilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işyerinde toplam 26 işçinin çalıştığı, sendikalı işçi sayısının 15 olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 42 nci maddesi gereğince işveren tarafından SGK'ya yapılan bildirimlerin esas alındığını, E.K. isimli işçinin dikkate alınması halinde dahi çalışan işçi sayısının 27 olacağı ve sendikalı üye sayısı göz önüne alındığında işyeri yetki tespiti için gereken yarıdan fazla çoğunluğun sağlandığı, dikkate alınması gerektiği ileri sürülen 2 İtalyan uyruklu işçinin 5510 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca sigortalı sayılmadığından yetki tespiti hesabında dikkate alınmamasında kanuna aykırılık bulunmadığı, aksi kabul edilse dahi işyerinde çalışan sendika üyesi işçi sayısına göre bu itirazın sonuca etkili olmadığı gerekçe gösterilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ...” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına söyledir;
“Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamına göre işyerinde çalıştığı ileri sürülen 2 İtalyan uyruklu işçinin 5510 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca sigortalı sayılmadığından bahisle yetki tespiti hesabında dikkate alınmadığı şeklindeki gerekçe isabetli değil ise de çoğunluk nisabına esas alınan çalışan ve sendika üye sayıları gözetildiğinde söz konusu işçilerin çalışan sayısına dahil edilmesinin sonuca etkili olmadığının anlaşılması karşısında bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.