Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9346 E. 2024/14454 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenden fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücreti alacaklarına ilişkin taleplerinin kabulü.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil yaptığına dair tanık beyanları ile bu çalışmaların karşılığının ödenmediğinin işverence ispatlanamaması ve davacının bakiye yıllık izin ücreti alacağının da bulunması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Etiyopya'daki şantiyelerinde 27.10.2015 - 23.11.2018 tarihlerinde topoğraf yardımcı elemanı-alet operatörü olarak çalıştığını, ücretinin 2.500,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin iş bitimi gerekçesi ile işverence feshedildiğini, müvekkiline fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hiç ödenmediğini; ayrıca müvekkilinin yıllık 30 gün yıllık izin hakkı bulunduğunu, 3 yıl kıdemine göre 90 gün izin hakkına hak kazanmasına rağmen yalnızca 60 gün izin kullandırıldığını, iş sözleşmesinin feshi sırasında ödenen yıllık izin ücreti alacağının eksik olduğunu, müvekkili 3 yıldan fazla çalışmasına rağmen ücretine teamüllere göre yapılması gereken zammın da yapılmadığını, müvekkili dışındaki birçok çalışana iş bitimi nedeniyle prim ödemesi yapılmışken müvekkiline bu ödemenin yapılmadığını, ayrımcılık niteliğindeki söz konusu işveren eyleminin tazminatı gerektirdiğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ücret artışı yapılmamasından kaynaklanan fark ücret alacağı, prim alacağı ile eşitlik ilkesine aykırılık nedeniyle oluşan ayrımcılık tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ücret artışı yapılmamasından kaynaklı ücret farkı, prim alacağı ve ayrımcılık tazminatı taleplerine dair dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurmaması ve dava şartı eksikliğinin dava açıldıktan sonra giderilemeyecek olması nedeniyle bu talepler yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının 27.10.2015-23.11.2018 tarihlerinde alet operatörü olarak çalıştığını, 1.900,00 USD ile çalışmaya başlayan davacının ücretinin 2015 yılı Aralık ayından itibaren 2.500,00 USD olduğunu, iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sona erdiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödendiğini, davacının görev aldığı proje kapsamında periyodik ücret zammı uygulaması ile dönemsel prim veya ikramiye uygulaması bulunmadığını, bir kişinin hafta tatili yapmaksızın her gün fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 12.09.2019 tarihli ara karar ile yıllık ücret artışı yapılmamasından kaynaklanan fark ücret alacağı, ayrımcılık tazminatı ve mahrum bırakılan prim alacaklarının arabuluculuk son tutanağında uyuşmazlık konusu yapılmadığı gerekçesiyle bu alacak talepleri yönünden dosyanın tefriki ile Mahkemenin farklı bir esasına kaydının yapılmasına karar verilmiş olup diğer alacak kalemleri yönünden devam edilen işbu yargılama neticesinde davacının davalı Şirkete ait işyerinde 27.10.2015-23.11.2018 tarihleri arasında toplam 3 yıl 26 gün çalışması olduğu, davacının son dönem ücretinin 2.500,00 USD olduğu, tanık beyanları doğrultusunda davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığının ispatlandığı ancak bu çalışmaların karşılığının ödendiğinin işverence ispatlanmadığı; ayrıca davacının ödenmeyen bakiye yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu gerekçesiyle ıslah zamanaşımı def'i dikkate alınarak resen yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; zamanaşımı def'i dikkate alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına indirim yapılmasının doğru olmadığını, aksi hâlde dahi indirim oranının çok yüksek olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları eksik hesaplandığından karşı taraf lehine takdir edilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin de fazla hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının ücretinin her nevi çalışmalarını kapsayacak şekilde belirlendiği, imzalı ücret bordroları ve ihtirazı kayıt olmaksızın banka aracılığıyla yapılan ödemelerin kabul edildiği hususları dikkate alındığında tanık anlatımları ile davacının ödenmeyen alacağının bulunduğunun kabulünün hatalı olduğunu, "Yurtdışı Hizmet Akdi"nin eki niteliğinde olan davacı imzasını haiz "Yurtdışı Çıkış Yapan İşçi Bilgilendirme Formu" dikkate alındığında da, davacının ücretinin fazla çalışmaları kapsayacak şekilde belirlendiğinin sabit olduğunu, aksinin kabulü hâlinde dahi yıllık 270 saat fazla çalışmanın ücrete dâhil edilmesi gerektiğini, davacının ücretinin de fazla çalışmaya ilişkin kısım düşüldükten sonra belirlenmesi gerektiğini, ücretin brütleştirilmesinin hatalı yapıldığını, menfaat birliği içindeki tanık anlatımları ile hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının da isabetsiz olduğunu, davacıya çalışma süresince 408,33 USD prim, 666,66 USD ücret farkı adı altında yapılan ücret eki olmayan ve dönemsellik içermeyen ek menfaatlerin hesaplanan alacaklardan mahsubu gerektiğini, davacıya çalıştığı süre boyunca 60 gün izin hakkı kullandırıldığı ve fesih sırasında da 2.500,00 USD izin ücreti ödemesi yapıldığı hususu dikkate alındığında bakiye yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, alacaklara uygulanan indirim oranının yetersiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 27.10.2015 - 23.11.2018 tarihleri arasında davalı işverene ait işverene ait Etiyopya'daki projede yurt dışı işçisi olarak çalıştığı, İlk Derece Mahkemesinin ücrete ilişkin değerlendirmesinin yerinde olduğu, yıllık 270 saat fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğu hususunun işverence ispatlanmadığı, davacı tarafça fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğunun tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davalı Şirkete karşı davası olduğu beyan edilen davacı tanıkları hakkında gerçek dışı beyanda bulundukları yönünde ciddi ve inandırıcı deliller ileriye sürülüp ispatlanmadığı gibi davalı işyerinde fazla çalışma yapıldığına dair İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi incelemesinden geçen emsal kararlar da dikkate alındığında hüküm altına alınan alacaklarda isabetsizlik bulunmadığı, davacının bakiye yıllık izin ücreti alacağının da bulunduğu, davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı; ancak davalının ıslah zamanaşımı def'i dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesince resen hesaplama yapılmış ise de hesaplamaların denetime elverişli olmaması nedeniyle kapsama alınan ek bilirkişi raporu ve davacının bu hususta istinaf talebinin bulunduğu hususları dikkate alındığında davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hatalı hesaplandığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelere ilâveten Bölge Adliye Mahkemesince hatalı gerekçelerle zamanaşımı def'ine ilişkin savunmalarının dikkate alınmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.