"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2015 tarihli kararıyla davanın kabulüne verilmiştir.
Kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 22.12.2015 tarihli kararı ile; davaların her bir işçi için ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılmasında zorunluluk olduğundan davaların tefrik edilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararı doğrultusunda dava ayrı esasa kaydedilmiş ve yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği, Dairemizin 23.05.2024 tarihli gönderme kararı ile bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı tarihten önce Yargıtayca verilen bozma kararının tefrike ilişkin olması ve Mahkeme karar tarihinin, bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı tarihten sonra olması karşısında, yasal düzenlemeler ve Dairemiz uygulamasına göre istinaf incelemesi yapılmadan Dairemizce temyiz incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle istinaf incelemesi için bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili sendika üyesi olan davacıların, davalı ... Müdürlüğünün değişik işyerlerinde kağıt üzerinde alt işveren işçisi olarak gösterilmek suretiyle, işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında tutulduklarını, emsal davalarda verilen kararlarda, davalı ... ile yüklenici firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı kabul edilerek alt işveren işçilerinin toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmaları gerektiğinin tespit edildiğini, emsal kararların eldeki dava açısından kesin delil teşkil ettiğini ileri sürerek, muvazaa sebebiyle davacıların baştan itibaren davalı ...'nün işçisi olduklarının tespitine ve davacıların üyeliklerinin davalıya bildirildiği tarihten itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmaları gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde her bir davacı bakımından somut bilgiye yer verilmediğini, sendikanın dava açma yetkisi bulunmadığını, müvekkili Kurum ile hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi olan firmalar arasındaki ilişkinin kanuna uygun olup, muvazaalı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı nezdindeki hizmet süresi içindeki çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı ilâmı dikkate alındığında, davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, davacının fiilen yaptığı işin ve bu işin ihale kapsamında olup olmadığının ispat edilemediği, emsal olduğu ifade edilen dava dosyalarındaki davacıların çalışmasının bu dava dosyası bakımından emsal nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacı ile aynı işi yapan işçilerin kadroya alındığını, davacının çalıştığı bölgeye ilişkin verilen muvazaa kararı da dahil olmak üzere kararlar sunulduğunu, emsal kararlarda davalı ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığına karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her dosyanın delil durumunun o dosya özelinde değerlendirileceği, emsal kararda davacının çalıştığı şirketin kararda yer almadığı, davacının çalıştığı şirketle davalı arasındaki ihale sözleşmesinin yol bakım onarım ve kar mücadelesi işinin yapılmasına ilişkin olduğu, davalının bu hizmeti başka bir şirkete gördürülebileceği, aynı dava dilekçesi ile açılan ancak Yargıtay bozma kararı sonrası ayrılan seri olarak görülen bir kısım dosyalarda davanın kabulüne dair verilen kararların Yargıtay tarafından araştırmaya yönelik bozulmaları sonrası Mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça kararların temyizi üzerine ise Yargıtay tarafından onandığı, davacı yönünden muvazaa olgusunun ispat edilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafndan temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.