Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9443 E. 2024/11493 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının geçici işçi olarak çalıştığı sürenin daimi kadroya geçişte kademe ilerlemesinde dikkate alınıp alınmayacağı, buna bağlı olarak fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve varsa hesaplanması ile yargılama giderleri.

Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davası olarak açılan davada, arabuluculuk faaliyetinin son tutanak tarihinden sonraki talep dönemi için arabuluculuk şartının yerine getirilmediği, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda toplu iş sözleşmesi hükümlerinin ve kademe terfi zammının hatalı uygulandığı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/634 E., 2024/204 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Samsun Devlet Su İşleri Müdürlüğünde geçici işçi olarak işe başladığı tarihten itibaren Tes-İş Sendikasına üye olduğunu, daha sonra aynı Müdürlükte kadrolu işçi statüsüne geçildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici mevsimlik işçilikte geçen çalışmalarının kıdem hesabında dikkate alınmadığını, yeni işe başlamış gibi başlatıldığını ve kadrolu işçi statüsünden önceki çalışmalarının kıdemlerinin dikkate alınmadığını, müvekkilinin daimi kadrolu işçi statüsünde tüm hak ve alacaklarıyla beraber geçirilmeden sonra da gerçek pozisyon ve derecesine göre haklardan yaralandırılmadığını veya eksik yararlandırıldığını, benzer statü ve durumdaki Yol-İş Sendikasına üye ve il özel idarelerinde çalışan işçilere bu haklarının verildiği emsal kararları ekte sunduklarını açıklayarak ve iddia ederek ağır vasıta tazminatı, ücret farkı alacağı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı, iş güçlüğü tazminatı farkı, yıpranma primi farkı ve hizmet teşvik primi farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının daimi işçiliğe geçirilme tarihinde uygulanmakta olan 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfi ve bunun değerlendirilmesine ilişkin 106, 107 ve 108 inci maddelerinden, geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemler dâhil edilecek şekilde yararlandırılmasının mümkün olmadığını, 02.02.2001 tarihinden önce daimi işçi olarak çalışmadığını, toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfilerine ilişkin hükümlerinin daimi işçiler için öngörülmüş olduğunu ve geçici/mevsimlik iş sözleşmeleri ile çalıştırılan işçilerin 5 inci madde gereği bu hükümlerin kapsamı dışında bırakıldığını, davacı tarafa sendikalı işçi olması nedeniyle gerek geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı gerekse kadrolu işçi olarak çalıştığı dönemlere ait toplu iş sözleşmesinden ... tüm özlük ve sosyal haklarının zamanında ödendiğini, davacının bu yöndeki her türlü talebinin hukuka aykırı olduğunu ve dava açılmasının iyiniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 2021/38 Esas, 2021/656 Karar sayılı kararı ile; davacının, 17.06.1991 tarihinde mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığı, 05.02.2001 tarihinde daimi kadroya atandığını dava tarihinden önceki beş yıllık alacakların zamanaşımına uğradığı ve davacının çalışmaları karşılığı toplu iş sözleşmesinde öngörülen zam oranları dikkate alındığında davalı Kurumca ödenen miktar ile ödenmesi gereken miktar arasında fark alacakları olduğu, davacının pozisyonunun yıpranma primi ve ağır vasıta primi ödenmesi gereken pozisyonlardan olmadığı gerekçeleriyle davacının bulunmuş olduğu mevcut kıdemi çerçevesinde ödenen ücretler ile toplu iş sözleşmesine göre ödenmesi gereken ücretler belirlenerek aradaki fark esas alınmak suretiyle bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının daimi işçiliğe geçirilme tarihinde yürürlükte olan 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfi ve bunun değerlendirilmesine ilişkin 106, 107 ve 108 inci maddelerinden geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemler dâhil edilecek şekilde yararlandırılmasının mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfilerine ilişkin hükümleri daimi işçiler için öngörülmüş olup geçici/mevsimlik iş sözleşmeleri ile çalıştırılan işçilerin bu hükümlerin kapsamı dışında bırakıldığını, davacının sendikalı işçi olması nedeniyle hizmet sözleşmeli (muvakkat) işçi olarak çalıştığı süre zarfında Genel Müdürlük ile Tes -İş Sendikası arasında işletme düzeyinde bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca yevmiye intibakları yapılmış olup yevmiyeleri yeniden tespit edilerek ücret ve alacaklarının tarafına ödendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacakların hakkaniyete aykırı bir şekilde hesaplandığını, bu sebeple rapora itiraz edilmişse de bu itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, aldırılan bilirkişi raporunun bu hâliyle hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, davacının belirsiz alacak davası açtığını, Mahkemece davacı tarafın ıslah talebi kabul edilmişse de Mahkeme kararının bu yönden de hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının ve Mahkemenin bu şekilde karar vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin bir kısmının Kurumdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiğini, Mahkeme kararının bu yönden hatalı olduğunu, arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına karar verildiğini, Mahkeme kararının bu yönden de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 14.02.2023 tarihli ve 2022/759 Esas, 2023/260 Karar sayılı kararı ile; bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde hesaplamaya ilişkin itirazların soyut nitelikte olup hesaplamanın hangi bakımdan hatalı olduğunun da istinaf sebepleri arasında belirtilmediği, bu nedenle hesaplamaların hatalı olduğuna dair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin doğru olarak hesaplandığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ancak sürpriz karar yasağı kuralı, Anayasa Mahkemesinin ... kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.11.2020 tarihli ve 2019/17-853 Esas, 2020/907 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği şekilde belirsiz alacak davasının koşullarını taşımayan davanın kısmi dava olarak görülebileceği, diğer taraftan işbu dava kısmi dava olarak kabul edilse dahi, bu kabulün sadece faiz başlangıcı ve zamanaşımı yönünden sonuca etkili olabileceği, davalının ise belirtilen hususları istinaf sebebi olarak ileri sürmediği, yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 11.09.2023 tarihli ve 2023/6984 Esas, 2023/11658 Karar sayılı ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesince kararda davacının hesaplamaya esas alınan pozisyon, kademe ve derecesinin belirtilmediği, bu nedenle kararın gerekçesinin yeterli olmadığı belirtilerek bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Tes-İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinde derece-kademe uygulamasının bulunmadığı, kademelere göre değişen bir ücret listesinin bulunmadığı bunun yerine şartları bulunduğu takdirde işçilere her yıl toplu iş sözleşmesinde belirlenen terfi karşılığı ücret artışının düzenlendiği belirtilerek Mahkemenin 30.11.2021 tarihli kararındaki gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının daimi işçiliğe geçirilme tarihinde yürürlükte olan 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfi ve bunun değerlendirilmesine ilişkin 106, 107 ve 108 inci maddelerinden geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemler dâhil edilecek şekilde yararlandırılmasının mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfilerine ilişkin hükümleri daimi işçiler için öngörülmüş olup geçici/mevsimlik iş sözleşmeleri ile çalıştırılan işçilerin bu hükümlerin kapsamı dışında bırakıldığını, davacının sendikalı işçi olması nedeniyle hizmet sözleşmeli (muvakkat) işçi olarak çalıştığı süre zarfında Genel Müdürlük ile Tes-İş Sendikası arasında işletme düzeyinde bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca yevmiye intibakları yapılmış olup yevmiyeleri yeniden tespit edilerek ücret ve alacaklarının tarafına ödendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacakların hakkaniyete aykırı bir şekilde hesaplandığını, bu sebeple rapora itiraz edilmişse de bu itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, aldırılan bilirkişi raporunun bu hâliyle hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, davacının belirsiz alacak davası açtığını, Mahkemece davacı tarafın ıslah talebi kabul edilmişse de Mahkeme kararının bu yönden de hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının ve Mahkemenin bu şekilde karar vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin bir kısmının Kurumdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiğini, Mahkeme kararının bu yönden hatalı olduğunu, arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına karar verildiğini, Mahkeme kararının bu yönden de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın türü ile davacının geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştırıldığı sürenin kademe terfiinde dikkate alınıp alınamayacağı, buna bağlı olarak fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve varsa alacakların hesaplanması ile yargılama giderleri hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci ve 326 ncı maddeler, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı kararları.

4. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

5. Dairemizin belirsiz alacak davalarında sürpriz karar yasağına ilişkin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta, dava belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kısmi dava olarak sonuçlandırılabileceği yönündeki gerekçesi, Dairemizin ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen kararında açıklanan ilkeler dikkate alındığında yerinde değildir. Diğer taraftan dava konusu alacaklar bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus İlgili Hukuk kısmının (6) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.

2. Somut uyuşmazlıkta, dava açılmadan önce dava konusu işçilik alacaklarıyla ilgili arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 16.12.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 20.01.2021 tarihinde dava açılmıştır. Bununla birlikte hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki alacaklara ilişkin hesaplamalar dava tarihi nazara alınarak yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan ve son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece dava konusu alacaklar yönünden bu husus dikkate alınarak karar verilmelidir.

3. Bilirkişi tarafından usul ekonomisi gereği 2019-2021 yılları arasında uygulanan 18. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin elektronik ortamdan indirilerek hesaplama yapıldığı belirtilmiştir. Ne var ki Dairemize gelen ve aynı gün temyiz incelemesi yapılan bir kısım dosyalarda hazırlanan raporlarda; elektronik ortamdan indirilen bu toplu iş sözleşmesinin, taraflarca kabul edilen toplu iş sözleşmesi metni değil Sendikanın taslak metni olduğu belirlenmiştir. Bu tespit karşısında öncelikle dosyadaki metnin, işveren ve Sendika arasında imzalanmak suretiyle yürürlüğe giren 18. Dönem Toplu İş Sözleşmesi olup olmadığı belirlenmeli, değilse taraflarca kabul edilen toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yeniden hesaplama yapılmalıdır. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bilgisayarda yapılan katsayı hesabının bazı dönemlerde hatalı olduğu görülmektedir. Özellikle 16. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 82 nci maddesinde düzenlenen kademe terfinin; 01.03.2015-29.02.2016 dönemi için bir defaya mahsus ve 01.03.2015 tarihinden geçerli olmak üzere tüm işçiler için (28.02.2015 tarihindeki günlük brüt çıplak ücretleri 115,00 TL'nin altında olanlara, 115,00 TL'yi geçmemek ve 7 kuruştan az olmamak üzere) 1,35 TL olarak uygulanacağı kararlaştırıldığı hâlde hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu madde dikkate alınmaksızın ve işveren tarafından anılan maddenin uygulanmasından kaynaklanan ücret artışının; işçinin 01.09.2015 tarihli ücretine 16. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde birinci yıl ikinci altı ay zammı olarak kararlaştırılan %5 yerine işverence daha fazla oranda zam yapıldığı şeklinde değerlendirildiği ve hatalı şekilde bu dönem için “Kuruma uyularak” açıklaması ile %5'ten fazla oranda zam yapılmak suretiyle ücret hesaplandığı anlaşılmaktadır. 16. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 82 nci ve 79 uncu maddeleri gözetilerek davacının ücreti, birinci yıl ikinci altı ay zammının %5 olduğu ve 01.03.2015-29.02.2016 dönemi için bir defaya mahsus kademe zammının 82 nci maddedeki şekilde uygulanacağı değerlendirilerek ve yapılacak tüm hesaplamalarda toplu iş sözleşmelerinin ücret artışı vb. maddelerinde yer alan yarım kuruşu aşan kesirlerin tama iblağı ve yarımdan az olanların ise dikkate alınmayacağına yönelik düzenlemeler de göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi de isabetli değildir.

4. Hükmün 3 üncü bendinde davalının harçtan muaf olduğu belirtilmesine rağmen 5 inci bentte başvuru harcına tâbi tutulması hatalı olmuştur.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.