Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9444 E. 2024/14814 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacının çalıştığı alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı, davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve derdestlik dava şartının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun asli görevleri kapsamında olan işlerin alt işverenler aracılığıyla yürütülmesinin mevzuata uygun olduğu, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu ve muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, ayrıca kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram ücreti talepleri için daha önce açılmış bir davanın derdest olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren bünyesinde alt işverenler nezdinde 21.01.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, yol çalışmalarında işçi olarak çalıştığını, davalı ile alt işveren firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı dosyasında davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazalı olduğunun tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin davalı işyerinde asıl iş mahiyetinde işler yapmasına rağmen asıl işverenin işçilerine göre daha düşük ücret aldığını, müvekkilinin ücret, fazla çalışma, asgari geçim indirimi ile yıllık ücretli izinlerin tam ve zamanında ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini 05.09.2017 tarihinde haklı olarak feshettiğini ancak kıdem tazminatının kendisine ödenmediğini, müvekkilinin çalıştığı dönem boyunca hak ettiği ve kullanmadığı yıllık ücretli izin karşılığı olan ücretin ödenmediğini, fazla çalışmaları ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapmış olduğu çalışmaların karşılığının ödenmediğini belirterek davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fark ücret, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarakdavalının ihale makamı olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve 6001 sayılı ... Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (6001 sayılı Kanun) hükümleri göz önüne alındığında sorumluluklarının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde sendika üyesi olup olmadığına dair açıklamasının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2012 yılı öncesi dönemlere ait düzenlenen ve muvazaalı olduğu kabul edilen alt işverenlik sözleşmelerinin yapılan iş ve nitelik olarak davaya konu dönemlere ait hizmet sözleşmelerinden farklı olduğuna dair somut bir delil ya da bilgi davalı tarafça dosyaya sunulmadığı, dosyaya getirtilen yol bakım ve onarım ile kar ve buzla mücadele yapılması işine ait hizmet alım sözleşmesi, idari ve teknik şartnameler, tanık anlatımları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...'nün asli görevleri içerisinde bulunan yol bakım, onarım, kar ve buzla mücadele yapılması işlerini kendi kadrolu işçileri ve alt işveren işçileri ile birlikte yerine getirdiği, işin yürütümünün şirket işçilerinin görev yerleri ve yapacağı işlerin Karayollarının yetkili amirlerince belirlendiği, şirket işçileri tarafından yapılan işin yardımcı nitelikte bir iş olmayıp asıl iş niteliğinde olduğu, bu itibarla da asıl işveren alt işveren ilişkisinin ve yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğu ve davacı işçinin baştan itibaren asıl işveren işçisi kabul edilmesi gerektiği, Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2017/1326 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde bu dosyanın davacısı tarafından 14.09.2017 tarihinde aynı çalışma dönemine ilişkin kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik dava açıldığı, 18.04.2022 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, bu itibarla da davalı tarafın derdestlik itirazının yerinde olduğu, davacı tarafın kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik taleplerinin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerektiği, davacının sendika üyesi olmadığı, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki kadrolu işçiler gibi sayılamayacağı, bunun yerine davalı işyerindeki kadrolu ve sendikasız emsal işçiler gibi maddi haklara sahip olacağı ancak dosya kapsamında, sendikasız kadrolu emsal işçilere ait belge ve kayıt da bulunmadığından bu alacak kalemine ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, davacının talep ettiği dönemlere ilişkin tüm asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, yıllık ücretli izin alacaklarının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, bu davada 26.09.2020 tarihinde ıslah yapıldığını, daha sonra Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2017/1326 Esas sayılı dosyasında bakiye kalan kıdem tazminatı alacağı için 17.01.2022 tarihinde ıslah suretiyle dava değerinin artırıldığını, dolayısıyla, mükerrer talep söz konusu olmadığından davalı tarafın derdestlik itirazının yerinde olmadığını, usul kuralları gerekçe gösterilerek alacakların reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemece her iki dosya derdest iken bu dosyalar birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporları hatalı olup dava konusu işçilik alacakları davalı Kurumun asıl kadrolu işçilerinin aldığı ücrete göre hesaplanmadığını, müvekkilinin sendika üyesi olup olmadığına bakılmaksızın davalı Kurumda asıl işçilerle aynı işi yaptığının sabit olduğunu, bu sebeple de müvekkilin davalı Kurumda ilk işe başladığı tarihten itibaren Kurumun asıl işçilerinin aldığı ücret tutarında ücret alması ve işçilik alacaklarının da bu ücret üzerinde hesaplanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili ile hukuki bir bağı bulunmadığını, davalının ihale makamı olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı kararında müvekkilinin sadece denetleme yetkisi olduğu ve muvazaalı ilişki bulunmadığına ilişkin hüküm tesis edildiğini, Mahkemece muvazaa yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçi tarafından aynı davalıya karşı aynı çalışma dönemi bakımından kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2017/1326 Esas sayılı dosyasında da ileri sürüldüğü ve bu talepler bakımından derdestlik dava şartının sağlanmadığı tespit edilerek anılan istekler bakımından derdestlik dava şartı yokluğu sebebiyle usulden ret kararı verilmesinde hata bulunmadığı, davacı işçinin iş yerinde fiilen ifa ettiği işin (yol bakım onarım, karla mücadele) hizmet alım sözleşmeleri kapsamında bulunduğu, hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ve 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi düzenlemeleri dikkate alındığında, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde yer alan, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâli için aranan “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” sınırlamalarına tâbi olmaksızın alt işverenlere gördürülmesinin mümkün olduğu, asıl işverenin alt işverene gördürdüğü işin, sözleşmeye, şartnameye ve mevzuata uygun yürütülmesi noktasında denetim ve gerektiğinde müdahale yetkisinin bulunmasının olağan karşılanması gerektiği, bu kapsamda kullanılan yetkinin yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldırmadığı, davacının çalışma dönemi dikkate alındığında davalı ile dava dışı yüklenici firmalar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu, davalının asıl işveren sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu, muvazaa iddiasının yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacı tarafın baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespitine ilişkin talebinin reddine, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik taleplerinin usulden reddine, ücret farkı ve asgari geçim indirimi alacaklarına yönelik taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve davalı ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvaazalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Kurum ile davacının çalıştığı alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı, davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile derdestlik dava şartının sağlanıp sağlanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 41, 44 ve 46 ncı maddeleri, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.