Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9475 E. 2024/13202 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının Rusya'da çalıştığı dönemden kaynaklanan işçilik alacakları davasında, uygulanacak hukuk ve zamanaşımı süresinin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımının, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabi olması ve Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun ilgili hükümlerine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararı, hükmün yazım hatası düzeltilerek ve davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin davalı Şirketin Rusya'da bulunan gruba bağlı işyerinde ambar şefi olarak çalıştığını, tüm çalışma döneminde olağan çalışma şekli olarak haftanın 6 günü 08.00-19.00, pazar günleri 08.00-17.00 saatleri arasında çalışma yaptığını, bunun dışında ek talimatlarla saat 22.00'ye kadar da çalıştırıldığını, işverence geçmişe dönük ibraname alınmak istendiğini, çalışma koşullarından kaynaklı alacaklarının ödenmesini istemesi üzerine iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... (Yeni ünvanı: ...) vekili, dava konusu uyuşmazlığın Rusya mevzuatına göre çözümlenmesi gerektiğini, davacının proje kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırıldığını, tazminatlara hak kazanılmadığını, davacının tüm bordroları ihtirazı kayıtsız imzaladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... AŞ vekili, husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili Şirketin 2008 yılında kurulduğunu, dava konusu uyuşmazlığın Rusya mevzuatına göre çözümlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.07.2019 tarihli ve 2016/91 Esas, 2019/487 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 25.11.2021 tarihli ve 2019/3719 Esas, 2021/2916 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 01.03.2022 tarihli ve 2022/1837 Esas, 2022/2673 Karar sayılı kararı ile; davacının hizmet süresi kesintili olarak 09.06.2004-05.03.2008 ve 16.4.2009-14.7.2015 tarihleri arasındaki hizmet süresi birleştirilerek toplam 9 yıl 11 ay ve 24 gün olarak kabul edildiği, davacının ilk çalışma dönemi olan 09.06.2004-05.03.2008 tarihleri için 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğu, gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden Türk hukukuna göre değerlendirme yapılıp karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde sözü edilen mahkemeye başvuru sürelerinin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle dava konusu taleplerin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Yargıtay bozma ilâmının kapsamını aşar şekilde verildiğini zira 2009-2015 çalışma dönemine Türk hukuku uygulamasına yönelik bir bozma bulunmadığını, bu nedenle davanın tümden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk ve dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün kapsamı" kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

"...

(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

5. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihteki 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince, 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi gözetilerek uyuşmazlığa Rusya hukuku uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (...., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Somut olayda; dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

4. Ayrıca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Somut olayda; Mahkemece davanın Rusya İş Kanunu'nun ilgili hükmü uyarınca reddine karar verilmesi isabetli ise de dava tarihinin 21.01.2016 olması ve davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının ikinci bendinde yer alan “davanın hak düşürücü süre yönünden reddine” ibaresinin çıkartılması;

Hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan "Davalı ... tarafından harcanan 383,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'ne verilmesine," ibaresinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine,"Davalı ... tarafından harcanan 383,30 TL yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına" ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının beşinci bendinde yer alan "Davalılar vekilleri için 35.818,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı verilmesine," ibaresinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, "Davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.