"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/58 E., 2024/68 K.
KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü
MAHKEMESİ : İstanbul 10. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/418 E., 2018/236 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 05.07.2023 tarihli karar ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 30.10.2023 tarihli kararı ile hükmün ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 2006 yılından 26.06.2015 tarihine kadar davalı Şirket bünyesinde yer alan İstek ... Atatürk Okullarında lise matematik öğretmeni ve sayısal bölüm başkanı olarak çalıştığını, davacının çalışma süresince fazla çalışma yaptığını, davacıya iş sözleşmesine aykırı olarak ek ders yaptırıldığını ancak karşılığının ödenmediğini, davacının tatil günlerinde de çalıştığını, 2012 yılından itibaren okula parmak okuma makinesi yerleştirildiğini, bu kayıtların incelenmesi hâlinde davacının çalışma gün ve saatlerinin net olarak anlaşılacağını, davacıya hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, sair ücret alacaklarının ödenmediğini, kıdem ve ihbar tazminatının eksik ödendiğini, davacının yıllık izinlerini tam olarak kullanmadığını, kanunen Millî Eğitim çalışanlarına ödenmesi gereken eğitim tazminatlarının ödenmediğini, davacının haksız olarak işten çıkarıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücretleri, ek ders ücreti alacağı, ikramiye/maaş ödülü ve prim alacağı ile eğitim tazminatı bedeli alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; İstanbul 2. İş Mahkemesinin 26.11.2015 tarihli ve 2015/784 Esas, 2015/1150 Karar sayılı işe iade kararının 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 5 aylık işe başlatmama tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitiyle beraber Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacının işe başlamak için davalıya başvurduğunu, davacının davalı tarafından işe davet edildiğini, işe başlamak için işyerine gidildiğinde davacıya 5 aylık bir sözleşme sunularak işe başlatılmak istenildiğini, davacının çalıştırılmak istendiği pozisyonun boş olmadığını, davacının iş şartlarında esaslı değişiklik yapıldığını ve aslen işe iade alınmadığını, davacının son ücretinin net 4.100,00 TL olduğunu ileri sürerek işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, fark kıdem tazminatı, fark ihbar tazminatı, fark yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu (5580 sayılı Kanun) hükümleri uyarınca yasal zorunluluk ve işin mahiyeti gereği birer yıllık belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştığını, davacının 01.09.2006 -31.08.2015 tarihleri arasında matematik öğretmeni olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin süre bitiminde yenilenmemesi sebebiyle feshedildiğini, iş sözleşmesi belirli süreli olduğundan davacının ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacıya kıdem tazminatının ödendiğini, davacının en son aylık net ücretinin 4.100,00 TL olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını, davacının sömestr ve yaz tatillerinde izin yaptığını, müvekkili Kurumda öğretmenlere ikramiye/prim uygulaması bulunmadığını, iş sözleşmesinin 6 ncı maddesinin (b) bendinde "öğretmenin her türlü toplantı, eğitim, törenlere katılmakla yükümlü olduğu ve söz konusu görevlerin sorumluluk ve mesailerin tümünün sözleşmede yer alan aylık net ücrete dahil olduğu" hususunun belirtildiğini, davacının hiçbir alacağı bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacıya 5.000,00 TL ücretle eski işi olan lise öğretmenliğinin teklif edildiğini, davacının işe başlamadığını, davacının işe başlaması için kendi iradesinin yetmediğini bildirdiğini ve işe başlayamadığını kendisinin de kabul ettiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli ve 2016/1090 Esas, 2020/530 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işe başvuruda samimi olduğu, davalının işe davette samimi olmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına ve işe iade tazminatlarına hak kazandığı, davacının karşılığı ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ile asgari geçim indirimi alacakları bulunduğu, ispatlanamayan yıllık izin ücreti, ikramiye-prim alacağı ve ek ders ücreti taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 13.10.2021 tarihli ve 2020/2682 Esas, 2021/1530 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmi dava olarak açıldığı, davacının ücret ve alacaklarının belli olduğu, eğitim tazminatı gibi alacakların bordrolarda dahi gösterildiği bu nedenle davanın kısmi dava olarak kabulü ile zamanaşımı def'i dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulmasının yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince içtihatlar doğrultusunda hüküm kurulduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 17.01.2022 tarihli ve 2021/13417 Esas, 2022/488 Karar sayılı ilâmı ile; davalı ... ... Atatürk Okullarında görev yapan davacının 5580 sayılı Kanun'a tâbi şekilde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü gerektiği, bu tür sözleşmelerde 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 11 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki esaslı nedenin kendiliğinden mevcut olduğunun değerlendirildiği, buna göre 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesindeki koşullar oluşmadığından ihbar tazminatı isteminin hem asıl hem de birleşen dava yönünden reddi gerektiği, talep edilen yıllık izin ücreti yönünden; davalı okul idaresinin yaz ayları ve sömestr döneminde açık olup olmadığı, kurs etüd çalışmalarının hangi tarihlerde yapıldığı, davacının bu kurslarda görev alıp almadığı, yaz tatili ve ara tatilde okulda bulunup bulunmadığı araştırılıp parmak okutma sistemi kayıtları da incelenerek açıklığa kavuşturulması ve davacının beyanı alınarak kullanmadığı yıllık izin gününün ne kadar olduğunun sorulması gerektiği, yapılan bu araştırma neticesinde davacı imzalı yıllık izin kullanım belgeleri de hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yıllık izin ücreti hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 05.07.2023 tarihli ve 2022/172 Esas, 2023/265 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada bozma ilâmı doğrultusunda bilirkişi raporu alındığı, davalı Kuruma müzekkere yazıldığı, davacı asılın yıllık izin konusunda beyanları alındığı ve parmak okutma sistemi kayıtlarının dikkate alındığı, bu hususta 12.05.2023 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak davacının yaz aylarında yıllık izinlerini kullandığı kabul edilerek yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı, davacının 5580 sayılı Kanun'a tâbi şekilde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, bu Kanun'a tâbi olarak belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının ihbar tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen dava yönünden ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği, davacının kıdem tazminatına ve işe iade tazminatlarına hak kazandığı, karşılığı ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ile asgari geçim indirimi alacakları bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 30.10.2023 tarihli ve 2023/17783 Esas, 2023/16317 Karar sayılı kararı ile; tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, İlk Derece Mahkemesince; asıl ve birleşen davaların karar gerekçesinde, 12.05.2023 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak davacının yaz aylarında yıllık izinlerini kullandığı kabul edilerek yıllık izin alacağının bulunmadığı belirtilmesine rağmen asıl davaya ilişkin hüküm kısmında yıllık izin ücretinin kabulüne karar verildiği, tesis edilen kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında yıllık izin alacağı bakımından çelişki bulunduğu ve kanun hükümlerine aykırı şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada yıllık izin ücreti yönünden gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki ortadan kaldırılarak ispatlanamayan yıllık izin ücreti talebinin reddi yine davacının hak kazanmadığı ihbar tazminatı, ikramiye-prim alacağı ve ek ders ücret taleplerinin reddi, diğer alacak istemlerinin ise kabulü suretiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili; işe iade tazminat ve alacaklarının kabulünün hatalı olduğunu, davacının eğitim tazminatı, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil alacak taleplerinin reddi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, yaptıkları artırımın bedel artırımı olduğunu, alacakların zamanaşımına uğramadığını, yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı ile reddedilen tüm alacakların kabulü gerektiğini, yargılamada alınan bilirkişi raporlarına aykırı olarak ve eksik inceleme ile kısmen kabul kararı verildiğini, asıl ve birleşen davadaki tüm taleplerin bedel artırım dilekçesi doğrultusunda kabulünü talep ettiklerini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yıllık izin ücreti noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 53 ve 59 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.