Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9613 E. 2024/13622 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı işçiye ödenmesi gereken prim alacaklarının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin önceki bozma ilamında belirtilen “davacının prim alacağına hak kazanabilmesi için projenin tamamlanmasının yanı sıra, projenin satış, kiralama veya devrinden gerçek kâr elde edilmesi gerektiği” hükmüne aykırı olarak, henüz satışı gerçekleşmemiş bağımsız bölümlerin kâr hesabına dahil edilerek prim alacağının hesaplanması ve hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 31. İş Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının Mahkemenin birleştirilen 2017/378 Esas sayılı dava dosyasının 30.05.2017 tarihinde açıldığı, karar tarihi itibarıyla da kanun yolu incelemesinin Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğu, Mahkemece birleştirilen dava dosyası asıl davadan tefrik edilerek istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak dava dosyası tefrik edilerek yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerine istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.10.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait işyerinde Haziran 2006 tarihinden itibaren Şubat 2010 tarihine kadar olan dönemde genel müdür olarak iş sözleşmesi ile çalıştığını, taraflar arasında düzenlenen 11.05.2006 tarihli sözleşmenin 2 nci maddesinde sözleşmenin imza tarihinden itibaren ... AŞ'nin hazırlayacağı inşaat projelerinden (alım, satım, inşaat, kat karşılığı gibi) elde edeceği gerçek kârın %3'ünü prim olarak çalışana vereceğinin ve bu primin maaştan mahsup edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 3 üncü maddesinde ... AŞ’nin hazırlayacağı ve yürüteceği projelerin aynı gruba dâhil (... Şirketler Grubu) diğer Şirketlerin adına yapılması ve yürütülmesi hâlinde de, çalışanın bu projelerden de aynı primi almaya hak kazanacağını, sözleşmenin 4 üncü maddesinde her bir proje ayrı olarak değerlendirilerek ve proje sonunda prim hesabının yapılacağı projenin devamı sırasında işverenin çalışana avans verebileceğini, verilen avansların projenin bitiminde çalışanın herhangi bir prim kazanamadığı takdirde başka projelerden kazanılan primlerden mahsup edileceğinin belirtildiğini, davacının davalı Şirket nezdinde çalıştığı süre zarfında, ... Ofis Park Projesi, ... Konut Projesi, Bursa Bauhaus Projesi, ... Projesi, ... Projesi, Kağıthane Bauhaus projelerinde görev aldığını, görev yaptığı süre zarfında görev aldığı İstanbul'da 5 adet, Bursa'da 1 adet olmak üzere toplam 6 adet inşaat projesi sebebi ile davalı Şirketin projelerden elde ettiği kârdan prim alacağının doğduğunu belirterek prim alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın aynı gerekçelerle aynı konuda açmış olduğu dava henüz neticelenmeden aynı konuda aynı miktarda açtığını, hatta ilk açmış olduğu davasını ıslah ederek miktarı artırdığını, davacı taraf aynı konuda açmış olduğu dava neticelenip kesinleşmeden işbu davayı açamayacağını, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını ve işbu davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının 13.06.2006 tarihinden iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği 28.02.2010 tarihine kadar müvekkili Şirket bünyesinde Genel Müdür olarak çalıştığını, davacı ile 13.06.2006 tarihli “Süresi Belirli Olmayan Sürekli Hizmet Akdi”nde de açıkça görüldüğü üzere, prim anlaşması yapılmadığını, davacının henüz işe başlamadan önce, davacının ibraz ettiği 11.05.2006 tarihli sözleşme ile çalışılmayı düşünülmüş ancak daha sonra bu sözleşmenin uygulanmasından sarfınazar edilerek 13.06.2006 tarihli hizmet sözleşmesi şartları ile çalışılmasına karar verildiğini, nitekim, sözleşme tarihleri incelendiğinde davacının ibraz ettiği sözleşme tarihinin 11.05.2006, işe giriş tarihinin bu sözleşmeden 1 ay sonra 12.06.2006 ve yapılan hizmet sözleşmesinin tarihinin de işe başlangıçtan 1 gün sonra yani 13.06.2006 olduğunu, davacının sunduğu 11.05.2006 tarihli sözleşmenin, 13.06.2006 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesi karşısında hükmünü yitirdiğini, bu nedenle davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2020 tarihli kararıyla; bozma ilâmına uyan Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 22.06.2021 tarihli ve 2021/4950 Esas, 2021/10567 Karar sayılı ilâmıyla; Mahkemenin birleştirilen 2017/378 Esas sayılı dava dosyasının 30.05.2017 tarihinde açıldığı, karar tarihi itibarıyla da kanun yolu incelemesinin Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğu, Mahkemece birleştirilen dava dosyası asıl davadan tefrik edilerek istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerektiği, Mahkemenin 2017/44 Esas sayılı asıl davası dosyası bakımından; bozma kararında öncelikle dava tarihi itibarıyla projelerin tamamlanıp tamamlanmadığı, muaccel bir alacak bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra, her bir proje için ayrı ayrı gerçek kârın tespiti ile prim alacağının hesaplanması gerektiğinin belirtildiği, bozma sonrası Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda dava tarihi olan 28.12.2010 tarihi itibarıyla tamamlanan proje bulunmadığının belirtildiği, asıl dava tarihi itibarıyla dava konusu projelerin tamamlanmamış olmasına göre “erken açılan dava” söz konusu olduğu, bu nedenle işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 14.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan toplamda 2.930.330,52 TL prim alacağı bulunduğunun tespit edildiği, bazı gayrimenkuller henüz satılmamış olmakla birlikte, satışa hazır durumda olduğu, davacının davalı Şirkette çalıştığı dönemde bu inşaatların yapılması, gayrimenkuller satıldığında davalı Şirkete bir kâr girişi olacağı, bunlardan bir kazanç elde edeceği, davalının satışı gerçekleşmeyen gayrimenkullerden kira geliri elde etmeye devam ediyor olması nedeni ile prime esas olacak gerçek kârın hesaplanmasında davacının davalı Şirkette çalıştığı dönemde inşa edilen ve satıldığında Şirkete gelir sağlayacak gayrimenkullerin bilirkişi kurulu tarafından dikkate alınmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olup alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davalarda, hükmedilen alacağın tamamı için dava tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizin uygulanması gerektiğini, esasa ve hesaplama usulüne etkisi olmayan maddi hata sonucunda dava konusu prim alacağının eksik hesaplanmış olması sebebiyle karşı taraf lehine usuli müktesep hak oluşturmaması açısından taraflarınca kabul edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur

2. Davalılar vekili; davacının işten ayrılış ve projelerin bitiş tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikden sonra açılan ve ıslah edilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, Mahkemece istinaf kararına aykırı şekilde kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti yerine yeni bir heyetten rapor alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, Şirketin sunduğu bilgi ve belgelere göre rapor hazırlanmadığını, dilekçelerinde detaylı şekilde açıklandığı üzere Şirketin davaya konu Oksizen, ... 1, Bursa, ... ve Ümraniye ... Projelerinde zarar ettiğini, Şirketin defter ve kayıtlarına göre değil müvekkil Şirket tarafından henüz satılmayan bağımsız bölümleri de rayiç bedel üzerinden hesaplayarak proje gelirine dâhil edip prim hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, prim hesabı yaparken davaya konu projelerin maliyetlerini Şirketin defter ve kayıtlarına göre yapmadığını, kâr hesabında üretim giderleri ile genel yönetim giderlerinin de gelirden düşülerek kâr hesabının yapılacağının belirtildiğini, kâr ve zararın varsayımsal verilere göre değil müvekkili Şirketin defter ve kayıtlarına göre hesaplaması gerektiğini ancak bilirkişilerce hatalı şekilde tespit ve belirlemeler yapıldığını, Şirketin dava konusu projeler için yaptığı genel yönetim ve pazarlama giderlerini kâr-zarar hesabında dikkate alınmadığını, kâr zarar hesabında Şirketin defter ve kayıtlarında yer alan finansman ve proje genel giderlerini çıkarmak için yapılan yorumun hatalı olduğunu, dava tarihi olan 30.05.2017 tarihine kadar olan proje maliyet ve gelirlerine göre prim hesabı yapılması gerektiğini, henüz satışı yapılmayan dairelerin prim hesabının da hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafın itirazlarının kaldırma kararı sonrası alının bilirkişi raporunda karşılandığı, salt ilgili projeyi ilgilendirmeyen genel giderlerin dikkate alınmamasının bilirkişi raporundaki açıklamara göre yerinde olduğu, davaya konu projeler dâhilinde bir kısım taşınmazların satış yapılmasa da bunların kira gelirleri kâr olarak belirlenmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 13.06.2006 tarihli sözleşmenin davacı işçiye prim (kârdan pay alma) ödemesini öngören 11.05.2006 tarihli sözleşmeyi yürürlükten kaldırılıp kaldırmadığı, kaldırmadığı kabul edilirse prim alacağına hak kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, hak kazandığı kabul edildiği takdirde bu alacağın nasıl hesaplanacağı hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizin bozma ilâmı sonrasında hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda satışı henüz gerçekleşmemiş bağımsız bölümlerin gerçek kârın tespiti bakımından dikkate alındığı ve prim alacağının buna göre hesaplandığı anlaşılmaktadır. Dairemizin asıl davaya ilişkin 13.12.2016 tarihli ve 2016/17867 Esas, 2016/22085 Karar sayılı bozma ilâmında "Sözleşmeye göre davacının prim(kardan pay alma) alacağına hak kazanması için projenin bitmesi de yetmemektedir. Davalı işverenin biten proje sonrası bu proje nedeni ile yapılan inşaat sonucu eserlerin satışından, kiralanmasından veya devrinden dolayı safi(gerçek) kar elde etmesi gerekir..." gerekçesi belirtilmiştir. Bozma ilâmına göre davacının prim alacağına hak kazanabilmesi için eserin satışı, kiralanması veya devrinden dolayı gerçek kâr elde etmesi gerektiği sabittir. Hâl böyle olunca bozma ilâmı doğrultusunda satışı gerçekleşmemiş bağımsız bölümlerin prim hesabında dikkate alınmaması gerekli iken yazılı gerekçe ile prim alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalılar yararına müştereken takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.