"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1182 E., 2023/190 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/188 E., 2021/62 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ile fer'î müdâhil vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ...'a ait işyerinde 01.09.2007 ile 30.11.2019 tarihleri arasında çalıştığı, 30.07.2019 - 06.11.2019 tarihleri arasında raporlu olduğunu ve 07.11.2019 tarihinde çalışmaya başladığını ancak iş sözleşmesinin 30.11.2019 tarihinde işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini, 09.12.2019 tarihinde arabulucuya başvurduğunu; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarına ilişkin olarak davalı tarafla anlaşma sağlandığını; bununla birlikte davalı vekili tarafından müvekkilinin hizmet tespit davası da açmaması hususunda taahhüt talebine ilişkin anlaşma sağlandığını, daha sonra müvekkilinin işsizlik ödeneğinden yararlanmak üzere Türkiye İş Kurumuna başvurduğu ancak işveren tarafından işten çıkış tarihi ve kodunun Kuruma yanlış bildirildiğinin, iş sözleşmesinin müvekkili tarafından kendi isteği ile sonlandırıldığı ve işten çıkış kodunun (03) olarak girildiğinin anlaşıldığını, Kurum tarafından verilen ret cevabında gerekçe olarak arabuluculuk başlama tarihinin fesih tarihinden önce olması nedeniyle söz konusu tutanağın ikale sözleşmesi kapsamında değerlendirildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin haksız fesih sonucu işsiz kaldığı ve %80 engelli olduğu hâlde işverenin bu davranışı sonucu işsizlik ödeneğinden yararlanamayarak mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle iş sözleşmesi fesih nedeni ve tarihinin güncellenmesi ile işverinin hatalı olarak bildirdiği işten çıkış tarihinin düzetilmesi ve Kurum kayıtlarındaki işten çıkış kodunun müvekkilinin lehine düzeltilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği sürede üniversitede okuduğunu, öğrenci iken müvekkilinin yanında çalışmadığını, üniversiteyi bitirdikten sonra müvekkiline ait işyerinde çalışmaya başladığını, çalışmaya başladığı tarihten itibaren sigorta girişinin yapıldığını ve primlerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Fer'î müdâhil Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde, hizmet tespiti davası kapsamında verdiği cevap ile davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mevcut SGK sigortalı hizmet cetveli, işyeri tescil beyanı ekran görüntüleme formu, davacının işe giriş - çıkış bildirgeleri, tanık anlatımları, tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı işyerinde davalı işveren ile bir tartışma yaşadığı ve işine davalı tarafça son verildiği iddiasını destekler mahiyette bir delilin dosyaya sunulmadığı, aksine dosyadaki delillerden davacının davalı işyerinden kendi rızası ile çıktığı ve tüm dosya kapsamından aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının işten çıkış kodunun değiştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin 30.11.2019 tarihinde davalı işveren ile yaşadığı tartışma sonucu işveren tarafından haksız olarak feshedilmesine rağmen, işveren tarafından işten çıkış kodunun (03) kod ile SGK'ya bildirildiğini, müvekkilinin 09.12.2019 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurduğu ve davalı ile işçilik alacakları yönünden 23.12.2019 tarihinde anlaşma yapıldığını ancak müvekkilinin işten çıkışının davalı işveren tarafından 10.12.2019 tarihi olarak gösterildiğini, bu nedenle SGK tarafından son arabuluculuk tutanağının iş sözleşmesi sonlanmadan arabulucuya başvurulması nedeniyle ikale kapsamında değerlendirilerek işten çıkış kodunun değiştirilmesi talebinin reddedildiğini, diğer yandan tanık deliline dayanmalarına rağmen tanık listesi sunulması için İlk derece Mahkemesince süre verilmediğini, deliller toplanmadan davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı işveren arasındaki 23.12.2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde; iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiği, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacakları yönünden 50.000,00 TL karşılığında anlaştıkları, iş sözleşmesinin tazminat gerektirmeksizin haklı nedenle feshedildiğine ilişkin ispatın davalı işverende olduğu, dosya kapsamına göre ve davalı tanıklarınca işverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği, davacının işten çıkış kodunun 03 (istifa) olarak gösterilmesinin yerinde olmadığı, buna göre işçinin işveren tarafından haksız olarak işten çıkarıldığının anlaşıldığı, sonuç olarak davacı işçinin işten çıkış kodunun düzeltilmesinde menfaatinin olduğu kanaati ile davacının davalı nezdinde geçen çalışmasının 04 (belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi) kodu olarak düzeltilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi yerine hatalı gerekçe ile davacının talebinin reddedilmesi usul ve kanuna uygun olmadığından, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı işveren ve fer'î müdâhil SGK Başkanlığı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ve fer'î müdâhil vekilleri temyiz dilekçelerinde; cevap dilekçelerinde belirttikleri benzer nedenlerle temyiz talebinde bulunmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesi istemli mevcut davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı,
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 25 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"(1) Sigortalılığın sona ermesine ilişkin bildirimler, Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olanlar için Ek-5, (c) bendine tabi olanlar için ise Ek-5/A’da bulunan sigortalı işten ayrılış bildirgesiyle sigortalılığın sona ermesini takip eden on gün içinde e-sigorta ile yapılır. (Ek cümleler:RG-18/8/2021-31572) Sigortalı işten ayrılış bildirgesi Ek-5 ve Ek-5/A’nın açıklamalar bölümündeki işten ayrılış ve eksik gün nedenlerine ilişkin kodları belirlemeye ve bu kodlarda değişiklik yapmaya Kurum yetkilidir. Söz konusu düzenlemeler işverenlere Kurumca duyurulur."
4. Dairemizin 26.09.2022 tarihli ve 2022/8185 Esas, 2022/10424 Karar sayılı ilâmının ilgili kısmı şöyledir:
"...
1.Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilâmın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması gerekir.
2. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hâllerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hâkim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti hâlinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir.
3. Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Aynı şekilde eda davası açılabilecek hâllerde tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur.
4. İşveren tarafından SGK'ya bildirilen işten ayrılış kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davalarında güncel hukuki yararın varlığı, her somut olayın özelliğine göre ve dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak tespit edilmelidir. ...
...
7. Ayrıca belirtmek gerekir ki işten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik tespit davalarının yasal muhatabı işveren olup SGK ya da İŞKUR'a husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen Yönetmelik'in 25 inci maddesine atıfla SGK'ya husumet yöneltilebileceği kabul edilmiş ise de bu madde, SGK'nın işten çıkış ve/veya işten çıkarılış durumlarında hangi bildirim kodunun uygulanacağına ilişkin düzenleme yapma yetkisini ifade etmektedir. Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesince sözü edilen madde hükmüne atıfla SGK'ya husumet yöneltilebileceğinin kabul edilmesi isabetsizdir. Davalı SGK'ya yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ve Ferî Müdahil vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
Ferî Müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.