"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 11.12.2020 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı ... Köy Hizmetleri Müdürlüğü emrinde kadroya geçirildiği 2001 yılına kadar mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını, mevsimlik işçi dönemi dâhil tüm çalışma süresince fiilen bina ve mal bakıcısı olarak çalışmasına rağmen davalı işverence pozisyonunun düz işçi olarak gösterilerek başlangıç derece ve kademesinin eksik hesaplandığını, buna bağlı olarak eksik ücret ödendiğini ve ... Sendikası üyesi olduğunu belirterek müvekkilinin işe başladığı tarihten bu yana pozisyonunun bina ve mal bakıcısı olduğunun, davacının başlangıç derece ve kademesinin toplu iş sözleşmesi uyarınca bina ve mal bakıcısı için belirlenen derece ve kademe olduğunun ve buna göre bulunması gereken derece ve kademesinin tespiti ile davacının yeni belirlenecek derece ve kademesine göre ödenmesi gereken miktardan eksik ödenen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye ile fark yıpranma primi alacaklarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yersiz ve mesnetsiz bir dava olup hukuki dayanağının bulunmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusunun on yılı aşkın bir süredir var olan bir husus olduğunu, dava konusu hususla alakalı sendikalar ve İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Müdürlüğünden alınan görüşte de özel idarelerin sürekli işçi kadro kütüğü esas alınmak kaydıyla sürekli işçi kadrolarının iptal ve ihdas işlemlerinin İl Genel Meclisi kararı ile yapılabileceğinin belirtildiğini, ... Sendikası ile Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası arasında imzalanan 6. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi'nin 26 ncı maddesinde işçilerin mevsim ve iş şartları gereği tayin edildikleri pozisyon dışında ünvanı ve niteliği benzer veya üst pozisyonda çalıştırabileceğinin de düzenlendiğini, hukuka aykırı bir işlem bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mevsimlik işçi statüsünden ... Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde (İl Özel İdaresi) daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğu, davacının düz işçi kadrosunda ancak fiilen bina ve mal bakıcısı olarak çalıştığı, mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin derece ve kademe tespitinde dikkate alınması suretiyle davacının 11. derecenin 30. kademesinde olduğunun anlaşıldığı, intibak neticesinde davacının fark alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; tanık beyanlarına göre davacının fiilen yaptığı işin tespitinin hukuki olmadığını, dosya içerisindeki görevlendirme yazıları ile müvekkili Kurum tarafından fiilen yapılan işe ilişkin Mahkemeye gönderilen yazıların dikkate alınması gerektiğini, tanıkların objektif olmasının mümkün olmadığını davacının 01.03.2013 tarihinde toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre düz işçi olarak derece kademe terfii yapıldığını, tespit edilen pozisyonun hatalı, derece ve kademenin de fazla olduğunu, ıslah talebine süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulundukları hâlde Mahkemenin bu talebi ıslah değil bedel artırım talebi olarak kabul etmesinin doğru olmadığını, ücret alacaklarında aylık gün sayısı fazla alındığı için daha yüksek alacak kalemi hesabı ortaya çıktığını, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ait işyerinde geçici işçi olarak çalışmaya başladığı,... Sendikasına üye olduğu ve taraf olunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığı, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile kapatılarak işyerlerinin İl Özel İdaresine devredildiği, davalı İdare tarafından davacının sendika üyesi olduğu tarih itibarıyla derece ve kademesinin yanlış belirlenmesi nedeniyle çalıştığı hizmet süresine göre davacının mevsimlik işçi statüsünden davalı bünyesine daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğu, davacının kayıtlarda düz işçi olsa da gerçekte fiilen bina ve mal bakıcısı olduğu, mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin derece ve kademe terfiinde dikkate alınması suretiyle davacının 11. derecenin 30. kademesinde olduğu, bu farktan dolayı 13.01.2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ücret farkı, yıpranma prim farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının bulunduğu, belirsiz alacak davasında zamanaşımı süresinin alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihten itibaren kesildiği, reddedilen miktar indirimden kaynaklandığından davalı vekili lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvusunda belirtilen nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, mevsimlik işçilikte geçen sürelerin derece ve kademe hesabında dikkate alınıp alınmayacağı ve buna göre davacının ücretinin tespiti ile fark alacaklarının hesaplanması noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).
3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9(7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 Somut olayda; dava konusu işçilik alacaklarıyla ilgili arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 26.07.2018 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 09.08.2018 tarihinde dava açılmıştır. Bununla birlikte Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki dava konusu fark ücret ve yıpranma primine ilişkin hesaplamalar dava tarihi nazara alınarak yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel hâle gelen talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.