"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ... AŞ bünyesinde 01.08.2013 tarihinde akdedilen iş sözleşmesi ile helikopter pilotu olarak çalışmaya başladığını, davalı Şirket tarafından; Şirkete ait helikopterlerden birinin kaza sonucu kullanılamaz hâle gelmesi ve yeni bir helikopter alma planı bulunmadığı, dolayısıyla müvekkilin iş pozisyonunun kapatıldığı nedenleriyle 26.07.2016 tarihi itibarıyla müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiğini, söz konusu fesih işleminin hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenle davalı aleyhine kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı, izin, ücret ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmesi için Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2016/16279 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu davalı Şirketin takibe itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Şirket tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı; ancak yargılama aşamasında davalı vekili beyan dilekçeleri ile davayı kabul etmediklerini, davacının kullandığı helikopterin kaza geçirmesi sebebiyle kırıma uğradığını, davacının çalışabileceği başka bir helikopter bulunmadığı gibi diğer hava araçlarını kullanma ehliyetinin bulunmadığını, dolayısıyla haklı sebeplerle sözleşmenin feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; öncelikle Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2016/16279 Esas sayılı dosyasında 435.209,00 TL üzerinden takibin başlatıldığı, takibin dayanağının 12.08.2016-20.09.2016 tarihleri arası 12 adet senet olduğu; davalı tarafından yapılan sözleşmenin feshinin haklı veya haksız olduğuna yönelik Mahkemece yapılan incelemede, davacının kullandığı helikopterin kaza sonucu kırıma uğradığı, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde kaza ile kırıma uğranılan helikopter için özel bir düzenleme yapılmadığı, iş sözleşmesinin helikopter pilotluğu üzerine yapıldığı, her zaman aracın herhangi bir sebeple yok olabileceği veya kazaya uğrayabileceği, kaza sebebiyle taraflar arasında sözleşmenin sona ermediği, bu hususta sözleşmede bir şart bulunmadığı, bununla birlikte davalı Şirketin havacılık alanında faliyet gösterdiği dikkate alındığında Şirket bünyesinde bulunan personel itibarıyla davacının da personel içerisinde yer alabileceği, ayrıca kaza ile kırımı uğrayan helikopterin davacının kusuru ile ve kusursuz eylemleri sebebiyle kırıma uğramadığı, nitekim sözleşmenin feshinin haksız fesih olduğunun kabul edildiği, haksız fesih sebebiyle davacının bakiye alacaklarının oluştuğu, bilirkişi hesaplaması itibarıyla davacının 51.734,61 TL ücret ve 12.602,85 TL kıdem tazminatı hakkının bulunduğu, kötüniyet tazminatının 116.868,21 TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi kapsamında bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacının sözleşmesi gereğince ödenmeyen 2015 yılı Kasım, Aralık, Nisan, Temmuz ve Ağustos ayları ücret alacakları ile 13. aylık ücret talebi itibarıyla 10.000,00 USD olmak üzere toplam 40.400,00 USD ücret alacağı bulunduğu, 20.000,00 USD yıllık izin ve genel tatil ücreti alacağının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile; davacının davasının 60.400,00 USD ve 181.485,03 TL'lik kısmının kabulüne, Bakırköy 8. İcra Dairesinin 2016/16279 Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin bu asıl alacak üzerinden devamına, 73.997,73 TL'lik kısmın reddine, takibin belirlenen asıl alacak üzerinden devamına, dava konusu alacağın belirlenmesi yargılama yapılmasını gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; icra dosyasında 435.209,00 TL üzerinden başlatılan icra takibinin 73.997,73 TL'lik kısmının reddedildiğini, bununla birlikte reddedilen icra inkar tazminatı talebinin alacağın belirlenmesinin yargılamayı gerektirmesi sebebi ile reddedildiğini; oysa davalı tarafa keşide edilen ve itiraz edilmeyen ihtarname içeriğinde alacak kalemlerinin belirlenen kısmı açısından temerrüdün gerçekleştiğini ve yargılamayı gerektirmeyen miktarın likit alacak hâline geldiğini, bu nedenle reddedilen alacak kısımları ile icra inkar tazminatı ve diğer taleplere ilişkin itirazın kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hüküm kurmaya elverişli nitelikteki bilirkişi raporları doğrultusunda yapılan hesaplama dikkate alınarak belirlenen alacak miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği; ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması gerektiği, eldeki davada, davaya konu edilen alacak kalemleri davalı işveren tarafından bilinebilir olduğundan likit kabul edilerek davalı itirazı da haksız bulunmakla davacı yararına kabul edilen kısım yönünden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekirken hataya düşülerek talebin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile; davanın, 60.400,00 USD ve 181.485,03 TL alacak yönünden kabulüne, Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2016/16279 Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin bu asıl alacak üzerinden devamına, 73.997,73 TL'lik kısmın reddine, 60.400,00 USD alacağın takip tarihindeki Türk lirası karşılığı olan 180.227,56 TL ve 181.485,03 TL toplamı 361.712,59 TL'nin %20'si olan 72.342,52 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesi haklı nedene dayanılarak feshedildiğinden iş sözleşmesinin sonlanmasından kaynaklanan hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, zira 01.08.2013 tarihli iş sözleşmesinde açıkça "Çalışan, işverenin yeni bir ataması söz konusu olmadıkça, ... sayılı helikopterde Kaptan sıfatıyla 'Özel Çalışan' olarak işe alınmıştır." ibaresinin yer aldığını, davacı helikopter pilotu olduğundan ve müvekkili Şirket bünyesinde davacının kullanabileceği herhangi bir hava taşıtı bulunmadığından sözleşmenin konusuz kaldığını ve feshin hukuka uygun olduğunu, bunun yanı sıra ilâmsız icra takibine konu edilen alacağın likit olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuken mümkün olmadığını; ayrıca müvekkili Şirket bünyesinde yalnızca helikopter lisansı bulunan ve başkaca hiçbir alanda istihdam edilemeyen davacının iş sözleşmesinin kötüniyetli olarak feshedildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.