Logo

9. Hukuk Dairesi2024/989 E. 2024/4230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kamu görevinden ihraç edildiği ve göreve iade edildiği tarihler arasındaki sürenin yıllık ücretli izin hesabında kıdeminden sayılıp sayılamayacağı ve bu süre için yıllık izin hakkının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yıllık izin hakkının fiili çalışmaya bağlı bir hak olduğu ve davacının ihraç edildiği süre boyunca fiilen çalışmadığı, bu nedenle de söz konusu süre için yıllık izin hakkının doğmayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3176 E., 2023/4304 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/509 E., 2023/598 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Millî Savunma Bakanlığına bağlı 54. Bakım Fabrika Müdürlüğünde işçi olarak çalıştığını, Türk Harb-İş Sendikası ile işveren arasında imzalanmış olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi sonucu ilan edilen Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 29.04.2017 tarihli ve 689 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince 15.07.2017 tarihinde iş sözleşmesi feshedilerek kamu görevinden ihraç edildiğini; davacının ihraç işlemine karşı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun kabul edilmesi üzerine 15.04.2022 tarihinde eski işyerine döndüğünü, 15.07.2017 - 15.04.2022 tarihleri arasında kamu görevinden ihraç edildiği gerekçesiyle beklemesine rağmen çalıştırılmadığını, 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un (7075 sayılı Kanun) “Kararların uygulanması” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince 15.07.2017-15.04.2022 tarihleri arasına ilişkin özlük haklarının ödendiğini, işbaşı yaptıktan sonra 06.06.2022 tarihinden itibaren işveren tarafından birikmiş yıllık izinlerinin kullanılması amacıyla 90 günlük yıllık izne çıkarıldığını, davacının bundan 1 ay sonra da işveren tarafından, müvekkilinin KHK ile uzaklaştırıldığı dönemde fiilen çalışmadığı gerekçesi ile izninin iptal edilerek işbaşı yapması gerektiğinin belirtildiğini, kullandığı 1 aylık izin süresinin 2022 yılında hak ettiği yıllık izin süresinden mahsup edileceğinin şifahen bildirildiğini, bunun üzerine davacı işçinin 18.07.2022 tarihinde yıllık izinden dönerek işbaşı yaptığını, davalı işveren tarafından davacının yıllık izin süresinin iptal işleminin usul, kanun ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının KHK gereğince işten uzaklaştırılıp tekrar işe başlatıldığı tarihe kadar yıllık izin dâhil tüm mali ve sosyal haklarının ödenmesi gerektiğini, davalının yıllık izin süresinin çalıştırılmadığı süre de dikkate alarak hesaplandığını, kullanmadığı yıllık izin sürelerini kullanması için 06.06.2022 tarihinde 90 günlük yıllık izne çıkarıldığını; 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 66 ncı maddesi ve 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 26. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi'nin 30 uncu maddesi kapsamında mali ve sosyal haklarının davacıya ödenmesi gerektiğini, 7075 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrası hükmünün de süre veya çalışma şartı aranmaksızın bu hususu öngördüğünü, aksine uygulamanın 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 50 inci ve 125 inci maddelerine aykırı olacağını belirterek davacı işçinin yıllık ücretli izin süresi hesabında görevden ihraç edildiği 15.07 2017 - 15.04.2022 tarih aralığının da hesaba katılması gerektiğinin tespiti ile yıllık ücretli izin süresinin bu süreler de gözetilerek hesaplanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasında iddia edilen süre için davacının mali ve sosyal haklarının ödendiğini, yıllık izin hakkının fiilî çalışmaya bağlı anayasal dinlenme hakkı olduğunu, fiilen çalışmadığı bu süre için yıllık izin hakkının doğmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin davalı işyerinde çalışmaya başladığı 03.11.1997 tarihinden, iş sözleşmesinin feshedildiği 29.04.2017 tarihine kadar geçen toplam hizmet süresinin 22 yıl 8 ay 3 gün olduğu, davacının 29.04.2017 ile 15.04.2022 tarihleri arasındaki iş sözleşmesinin askıda olduğu sürede işçinin yıllık ücretli izin hesabında dikkate alınacak toplam çalışma süresinin 4 yıl 9 ay 28 gün olduğu, eğer iş sözleşmesi feshedilmemiş olsaydı, davacı işçinin 29.04.2017 ile 15.04.2022 tarihleri arasındaki sürede toplamda (4x30=) 120 gün yıllık ücretli izne hak kazanacağı, görevine iade edilmesinin akabinde davacı işçinin 06.06.2022 ile 18.07.2022 tarihleri arasında kullanmış olduğu 42 günlük iznin de bu süreden mahsup edilmesi hâlinde geriye (120-42=) 88 gün ücretli izin hakkı bulunduğunun denetime elverişli 13.04.2023 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının, davalı Millî Savunma Bakanlığına bağlı işyerlerinde, toplam 4 yıl, 9 ay, 28 gün üzerinden yıllık ücretli izin hakkı bulunduğunun ve dava tarihi itibarıyla davalı işverenden hak edip kullanmadığı 88 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, yıllık izin hakkının çalışanlara tanınmış bir hak olduğunu, 4857 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinde belirtilen çalışılmış gibi sayılan hâller kapsamında değerlendirilemeyeceğini, yıllık ücretli izin talep şartlarının oluşmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve göreve iade edilen işçi ve memurlara kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakların, belirtilen madde uyarınca ödenmiş olduğu da gözetilerek davalı tarafından ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hâkiminin objektif, mantıksal, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde istinaf başvuru sebeplerini ileri sürerek temyiz yoluna başvumuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının, davalı Kurumdan ihracı ile Olağanüstü Hâl Komisyonu kararıyla göreve iade edildiği tarihler arasındaki sürenin yıllık ücretli izin alacağının hesabında kıdeminden sayılıp sayılamayacağı ve bu süre için yıllık izin hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la (7145 sayılı Kanun) değişik 7075 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:

"... Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler. İlgililerin kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin KHK hükümleri, bu fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarılma tarihlerini takip eden aybaşından göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir."

3. 4857 sayılı Kanun'un 53, 54, 55 ve 66 ncı maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 4857 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinde işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de dâhil en az bir yıl çalışmış olan işçiye yıllık ücretli izin verileceği düzenlenmiştir. 4857 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesinde ise yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Yine önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan arta kalan süreler de işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenir.

3. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesinin, davacının görevden ihraç edildiği ve çalışmadığı 15.07.2017 - 15.04.2022 tarih aralığının da yıllık izin süresinin hesabına katılması gerektiğinin tespitine yönelik kısmı yerinde ise de davacının ihraç kararından önceki çalışmasının 22 yılı aştığı ve toplu iş sözleşmesine göre hizmet süresi 15 yılı aşan işçilerin yıllık izin hakkının 30 gün olarak belirlendiği dikkate alındığında; kullanılacak yıllık izin süresinin tespitine bu sürenin bir katkısı olmadığı anlaşılmaktadır.

4. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. Yıllık izin, çalışıldığında hak kazanılan dinlenme hakkı olup çalışılmaksızın geçirilen ve 7145 sayılı Kanun'la değişik 7075 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine göre mali ve sosyal hakların ödendiği belirtilen süreler, fiilen çalışma olmaksızın geçirildiğinden, bu süreler için yıllık ücretli izin alacağının bulunduğunun kabul edilmesi isabetsiz olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.