Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9924 E. 2024/14459 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin ücreti, asgari ücretin %20 fazlası olarak belirlenen iş sözleşmesi hükmüne göre mi yoksa toplu iş sözleşmesine göre mi belirleneceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin %20 fazlasının temel ücret olarak takip eden dönemler açısından da belirleneceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, davalı tarafça ücretin belirlenmesinde ve alacakların hesaplanmasında hatalı bir yön bulunmadığı değerlendirilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Üniversite bünyesinde alt işveren Şirket aracılığıyla çalışmakta iken, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, taraflar arasında 02.04.2018 tarihinde imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde müvekkilinin ücretinin asgari ücretin %20 fazlası olarak ödeneceğinin belirlendiğini, buna göre 2019 yılı ücretinin 2018 yılı ücreti üzerinden %20 fazlası olarak belirlendiğini, ancak 2020 yılında asgari ücretin dikkate alınmadığını, ücret eksik hesaplanarak ödendiğinden bakiye ilave tediye ve ikramiye alacakları da olduğu beyanı ile eksik ücret, ikramiye ve ilave tediye ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkil Üniversite bünyesinde sözleşmeli statüsünde çalışmakta iken, 696 sayılı KHK ile 02.04.2018 tarihli iş sözleşmesiyle Kurum bünyesinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, 696 KHK uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işçi kadrolarına, mahalli idare şirketlerinde işçi statüsüne geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarına ilişkin hakları, Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümleri esas alınmak suretiyle belirlendiği ve Bakanlık tarafından 12.04.2018 tarihinde ilan edildiğini, buna göre ücret zammının, işçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmak suretiyle belirleneceğinin düzenlendiğini, müvekkil İdarenin işlem tesisinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacının, davalı Üniversite bünyesinde iş alan işverenler bünyesinde çalışmakta iken, 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçişinin gerçekleştirildiği, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 10. maddesinde davacı işçinin ücret seviyesinin asgari ücretin %20 fazlası olarak belirlendiği, bu suretle işçinin ücretinin ilgili dönem asgari ücretinin %20 fazlasına toplu iş sözleşmesinde yer alan zammın uygulanması suretiyle belirlenmesi gerektiği, davalı işverenlikçe ibraz edilen ücret bordroları incelendiğinde davacıya ücretlerinin her dönem için belirlenen asgari ücrete oranlanarak zam yapılmadığının görüldüğünden ücret, ilave tediye ve ikramiye farkın hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği, bu kapsamda bilirkişi raporunda yapılan fark ücret, ilave tediye ve ikramiye hesaplamalarının hukuki ve denetime açık olması nedeniyle söz konusu rapora itibar edilerek davanın kabulü ile; davacının almış olduğu aylık ücretlerin imzalamış olduğu 02.04.2018 tarihli bireysel iş sözleşmesine göre ödenmesi gerektiğinin tespitine ve ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ücretinin belirlenmesinde hem asgari ücretin yüzde %20 fazlasının uygulanması hem de bunun üzerine %4 zam uygulanması talep edilmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilenlerin ücretlerine uygulanacak zammın belli olduğunu, davacının özellikle dürüstlük kuralına aykırı taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 696 sayılı KHK'nın ilgili maddelerine uygun olduğunu, bu kapsamda davacıya ilgili tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığını, herhangi bir eksik ödeme söz konusu değilken Mahkemece davanın kabulüne yönelik hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı İdare lehine kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı ile; davacının, davalı Kurumda çalışmakta iken 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 23 üncü madde uyarınca kadroya alındığı, davacının davalı Kurum ile imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesinde "işçinin aylık brüt ücreti asgari ücretin %20 fazlasıdır" şeklinde belirtilmiş ise de, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede asgari ücretin %20 fazlasının temel ücret olarak takip eden dönemler açısından da belirleneceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, bu durumda davalı tarafça davacının ücretinin belirlenmesinde ve buna göre dava konusu alacakların hesaplanmasında hatalı yön bulunmadığı, bu itibarla davacının fark alacaklara hak kazanamadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde açıkça işçinin aylık brüt ücreti asgari ücretin %20 fazlasıdır ibaresinin yer aldığını, İstinaf Mahkemesinin sözleşmede böyle bir hükmün bulunmadığı yönündeki gerekçesinin isabetsiz olduğunu, zira benzer davalara ilişkin Yargıtay karalarında, geçiş aşamasında olan işçi ile işvereni arasında imzalanan bireysel iş sözleşmelerinde ücretin asgari ücretin "oranı, katı, fazlası vb." ifadeler kullanılması suretiyle asgari ücrete endeksli olarak belirlenmesi gerektiği ve bu şekilde tespit edilen ücrete sonrasında toplu iş sözleşmesi kaynaklı zammın yapılması gerektiğini, aksi hâlde işverenin eksik ödeme yaptığını, bu sebeple de davacı işçinin davalı işverenden alacaklı olduğu yönündeki içtihatları dikkate alındığında, hatalı verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiye ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret, ikramiye, ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 inci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun'un 1inci maddesi 4 üncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.