"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı hastanede çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek 2019 yılına ait ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7. maddesinde, davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2021 tarihli kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2021 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacı vekilinin davacının 2019 yılına ait ücret farklarının hüküm altına alınmasını talep ettiği, Mahkemece hükme esas alınan 09.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde, davacının ücret farkı alacaklarının 18.02.2019 - 15.01.2020 tarihleri esas alınarak hesaplandığı ayrıca hesaplama tablosunda 15.01.2020 tarihinin sehven iki kez yazılarak çıkan sonuç doğrultusunda hesaplamaların yapıldığının görüldüğü, bu hâlde Mahkemece hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2023 tarihli kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda hesaplama yapıldığı belirtilerek 08.05.2023 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 06.07.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, Mahkemece hükme esas alınan 08.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2019 yılı Aralık ayına ilişkin ücret farkı hesaplanırken, alması gereken ücret 30 günlük ücret üzerinden belirlendiği, mahsubun ise Aralık ayının 16 günlük ücreti üzerinden yapıldığı, bu hâlde Mahkemece hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen arabuluculuk ücretinin tamamından davalının sorumlu tutulmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını,
2. Davanın kısmi dava veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın usulden reddi gerektiğini,
3. Davacının sendika üyeliği tespit edilmeden hesaplama yapıldığını,
4. Davacının ücretinin 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ve Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümleri uyarınca belirlendiğini, Bakanlık uygulamasının hukuka uygun olduğunu,
5. Faiz türü ile başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık fark ücret alacağının bozmaya uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.