Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1171 E. 2025/2776 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin iş sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyle talep ettiği kıdem, ihbar ve diğer işçilik alacaklarından davalı şirketin, işyeri devri nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, işyeri devrine ilişkin araştırmayı eksik yapması, davalı tanıklarını dinlememesi ve fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine yasal faiz yerine en yüksek mevduat faizi uygulaması gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2019/123 E., 2021/241 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı Şirketin kapatılacağı gerekçesiyle haklı nedene dayanmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yol yardım alacağı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacının kıdem ve ihbar tazminatı dâhil tüm işçilik alacaklarının banka hesabına yatırıldığını, vardiya usulü ile yapılan çalışma dolayısıyla işyerinde hafta tatillerinde çalışma ve fazla çalışma yapılmadığını, davacının yıllık ücretli izin alacağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.06.2015 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin davalıca haklı neden bildirilmeden feshedildiği, davalının devraldığı Şirketçe yapılmış ve devam eden iş sözleşmelerinden ... hak ve borçları devraldığı, bu nedenle davalının tüm alacaklardan sorumlu olduğu gerekçeleriyle toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 18.06.2015 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince, tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, Mahkemece davalının bildirmiş olduğu tanıkların usulünce dinlenmediği, diğer taraftan davalı tanıkları dinlenmediği hâlde, dinlenen tek davacı tanığının işverene karşı davası bulunduğu gerekçesiyle, iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı alacak kalemlerinin haricindeki dava konusu isteklerin reddinin isabetsiz olduğu, davalının bildirmiş olduğu tanıklar da usulünce dinlenerek bu tanık beyanları ve toplanılan tüm deliller çerçevesinde dava konusu alacaklar hususunda değerlendirme yapılması gerektiği, işyeri devri bulunup bulunmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadığı ve davanın dava dışı Tam Güvenlik Şirketine ihbar edilmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından usulüne uygun verilen süre içerisinde tanıkların adreslerinin bildirilmediği, dosya kapsamında davacının devir iddiasını ispatlar bilgi ve belgelerin bulunmadığı, Tam Güvenlik Şirketinde yapılan çalışmaların dışlanması gerektiği, davalının zamanaşımı defisi göz önüne alınarak resen hesaplama yapıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Mahkemece hüküm altına alınan alacaklara hükmedilen faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini,

2. Mahkemece hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yasal faiz hükmedilmesinin hatalı olduğunu,

3. Mahkemece ilk bozma kararından önce devir ilişkisi kabul edilmesine rağmen, bozmadan sonra müvekkili aleyhine olacak şekilde devir ilişkisi gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu,

4. Dinlenen tanığın işverene karşı davası bulunması sebebiyle hükme esas alınmamasının hatalı olduğunu,

5. Davalının tanıklarını dinletmekten vazgeçmesine muvafakat vermediklerini,

6. Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ile dava dışı Tam Güvenlik Şirketi arasında işyeri devri olup olmadığı, davalı tanıklarının dinlenmesi gerekip gerekmediği ile buna göre alacakların ispat ve hesaplanmasına ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 196. maddesi, "Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez." hükmünü içermektedir. Somut olayda, davalı vekili tarafından tanık dinletmekten vazgeçildiği, bunun üzerine Mahkemece 14.10.2020 tarihli duruşmada davalı vekiline tanıklarının adreslerini bildirmek üzere usulüne uygun süre verildiği, ancak davalı vekili tarafından tanık adreslerinin bildirilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin hem yargılama aşamasında hem de temyiz dilekçesinde tanık dinletilmesinden vazgeçilmesine muvafakatinin olmadığını beyan ettiği anlaşıldığından, Mahkemece davacı vekiline davalı tanıklarının adreslerini bildirmek üzere usulüne uygun süre verilmeli ve süresi içinde tanık adreslerinin bildirilmesi hâlinde bu tanık beyanları da esas alınarak yeniden değerlendirme yapılmalıdır.

3. Bozma kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı işçi; dava dışı Tam Güvenlik Şirketinde güvenlik görevlisi olarak işe başladığını, bu Şirketin 28.03.2012 tarihinde davalı Şirketçe devralındığını ve davacının iş sözleşmesinin feshedildiği 21.12.2013 tarihine kadar aynı işyerinde çalıştığını iddia etmiş; davalı ise dava dışı Tam Güvenlik Şirketinin işyerinin değil davacının özel güvenlik hizmeti sunduğu İdareye ait tesislerin özelleştirme suretiyle devralındığını, özel güvenlik hizmetinin işyerindeki asıl iş olmaması sebebi ile davalı Şirketin davacının anılan Şirket nezdindeki çalışmalarından sorumlu olamayacağını savunmuştur.

Mahkemece, bozma kararından sonra Kastamonu Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan 17.05.2021 tarihli müzekkere cevabında, davalı ile dava dışı Tam Güvenlik Şirketine ilişkin kayda rastlanmadığı, davalı Şirkete ait bilgilerin Mardin Ticaret Sicil Müdürlüğüne MAZIDAĞI-174 ticaret sicil numarası ile sorulması gerektiği belirtilmiştir. Yazı cevabı gözetilerek yeniden müzekkere yazılmadan ve Eti Bakır AŞ'nin özelleştirilme tarihi, özelleştirme kararının içeriği, özelleştirme öncesi dava dışı Tam Güvenlik Şirketi ile yapılan bir hizmet alım sözleşmesi olup olmadığı, özelleştirme ile birlikte bu sözleşmenin son bulup bulmadığı ya da davalı ile bu Şirket arasında özelleştirmeden sonra yeni bir hizmet alım sözleşmesi yapılıp yapılmadığı ve davacının özelleştirmeden sonra da davalıda çalışmaya devam edip etmediği noktalarında araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi eksik incelemeye dayalı olduğundan hatalıdır.

Açıklanan nedenle; Kastamonu Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan 17.05.2021 tarihli müzekkere cevabı doğrultusunda yeniden müzekkere yazılmalı, özelleştirmeye ilişkin dayanakları ile birlikte tüm belgeler ve dava dışı Tam Güvenlik Şirketi ile yapılan hizmet alım sözleşmeleri dosyaya kazandırılmalı, (2) numaralı paragraf doğrultusunda tanıkların dinlenmesi hâlinde bu tanık beyanları da dâhil tüm dosya kapsamına göre davacının tüm çalışma döneminden davalının sorumlu olup olmadığı belirlenmelidir.

4. Ayrıca Mahkemece, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden bankalarca mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de hatalı bulunmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.