Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1183 E. 2025/1708 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı işyerinde çalıştığı süre, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretlerinin hesaplanması, kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozmaya uyularak verdiği kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının hizmet süresi, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretlerinin ispatı ve hesaplanması ile vekâlet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde haftanın her günü günde 14 saatten az olmamak üzere bekçi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, yıllık izinlerini kullanmadığını, tüm ulusal bayramlarda çalıştığını, dinî bayramların ise sadece ilk iki günü çalışmadığını belirterek, asgari geçim indirimi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta tatili, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, hizmet süresi yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarının dikkate alınması gerektiğini, davacının asgari geçim indiriminden faydalandığını, davacının fazla çalışmasının bulunmadığını, davacının hafta tatili yapmadığı, yıllık izin kullanmadığı, ulusal bayramlarda çalıştığı, dinî bayramlarında ilk iki günü haricinde çalıştığı yönündeki iddiaların soyut ve dayanaktan yoksun olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.11.2015 tarihli kararı ile; davacının 07.05.2011-20.04.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak davalı tarafından feshedildiği, davacının ücretinin asgari ücret olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 20.11.2015 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, Mahkemece davacı tanık anlatımlarına göre fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanarak hüküm altına alındığı, ancak dinlenen davacı tanıklarının işyerinde çalışan işçiler olmayıp davacının köylüsü veya tanıdığı kişiler oldukları, bu tanıkların işyerindeki ve davacının çalışma düzenini bilmeleri mümkün bulunmadığı, davalı tanıklarının ise davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışan tanıklar olduklarının tespit edildiği, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı konusunda davalı tanıklarının anlatımları ile sonuca gidilmesi gerekirken gerekçeli kararda belirtildiğinin aksine davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulması, yine aynı gerekçe ile ispatlanamayan hafta tatili ücret alacağı isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı tanık anlatımlarına dayalı olarak değerlendirme yapılarak hesaplama yapılan dönem açısından dosya kapsamına, davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine, çalışma süresine ve hesaplanan fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti miktarına göre hesaplanan tutarlar üzerinden uygun bir indirim yapılarak söz konusu alacakların hüküm altına alınması gerektiği, davacının hizmet döküm cetveline göre 20.04.2012 tarihinde davalı yanında işe girdiğinin bildirildiği, dinlenen davalı tanık anlatımları, ihale evrakı içeriği ve SGK kayıtlarına göre davacının kıdeme esas hizmet süresinin başlangıcının 20.04.2012 tarihi olarak baz alınması gerekirken dosya kapsamına göre ispatlanamayan davacı iddiası doğrultusunda 07.05.2011 olarak kabul edilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 20.04.2012-30.11.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, ancak asgari ücretin üzerinde ücret aldığını ispat edemediği, kıdem ve ihbar tazminatı hakkındaki kabulün bozma gerekçesi yapılmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izinlerin kullandırıldığının veya karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davalı tanıklarının anlatımlarına göre davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu ancak hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunmadığı, hükme esas bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacıya asgari geçim indirimi dâhil ödenmesi gereken ücret ile ödenen ücretler arasındaki farkın hesaplandığı ve davacının bakiye asgari geçim indirimi ücret alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Islah talepleri doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğini,

2. 05.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna tümden itiraz ettiklerini, raporun hatalı bir şekilde hazırlandığını,

3. Vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresi, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretinin ispatı ve hesaplanması ile vekâlet ücretine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.