Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1188 E. 2025/1741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş tarihini takip eden dönemdeki ücret, ikramiye, ilave tediye ve fazla mesai alacaklarının hesabı ve bu alacaklara uygulanacak faiz ile vekalet ücretinin miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dairece, ilk derece mahkemesinin bozma kararına uygun olarak verdiği hükümde, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihten itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve diğer haklarının hesaplandığı, bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu, hükümde ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/178 E., 2024/539 K.

DAVA TARİHİ : 29.11.2021

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ücret, ikramiye, ilave tediye ve fazla çalışma fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini ve ödendiğini, hukuka aykırı uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli kararı ile; kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde ücretin her ay asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceğinin açıkça kararlaştırıldığından hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 23.03.2023 tarihli kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, Mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. maddesinde belirlenen koşulların oluştuğunun ispat edilemediği, faiz türleri ve başlangıç tarihlerinde hata bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 01.01.2019-31.10.2020 tarihleri arasındaki hesaplamaların kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde belirlenen oran ve Yüksek Hakem Kurulu kararı dikkate alınarak belirlenmesinde hata bulunmadığı, davacının 31.10.2020 tarihinden sonraki alacaklarının ise; davalı Manisa ... ile ... Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri (... ...) Sendikası arasında 03.12.2020 tarihinde imzalanan ve 01.09.2020-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplandığı, davacının anılan toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesi için 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39. maddesi gereğince taraf sendikaya üye olması veya dayanışma aidatı ödemesi gerektiği, dosya kapsamında davacının, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan ... ... Sendikasına 02.11.2020 tarihinde üye olduğu, davacının daha öncesinde dayanışma aidatı ödemediğinin anlaşıldığı, davacının 01.09.2020-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte sendika üyesi olmakla birlikte toplu iş sözleşmesinin yürürlük başlangıç tarihinde taraf sendika üyesi olmadığı, davacının 01.09.2020-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden 02.11.2020 tarihinden itibaren yararlanabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, belirtilen husus gözetilmeksizin davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasının hatalı olduğu, somut uyuşmazlıkta 03.12.2020 tarihli ve 01.09.2020-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 31. maddesi uyarınca ikramiye farkı alacağının düzenlendiği, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği tarihe göre toplu iş sözleşmesinde ikramiyenin çalışılan süre ile orantılı olarak ödeneceğinin belirtildiği gözetilerek ve davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında kalan çalışma süresi dikkate alınarak hesaplanması gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca bilirkişiden ek rapor alındığı, bilirkişi ek raporunda yapılan tespit ve hesaplamaların dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının bireysel iş sözleşmesinin geçerli olmadığını,

2. Hesaplamaların hatalı olduğunu, hükmedilen faiz oranının hatalı olduğunu,

3. Hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacakların bulunup bulunmadığı, varsa alacakların hesabı ve hükmedilen faiz ve vekâlet ücretine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığınai

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.