Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1272 E. 2025/2036 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozmaya uygun kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan hususların yeniden incelenmesine imkan olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının davalı ... bünyesinde kanalizasyon işçisi olarak çalışırken hak kazandığı hâlde ödenmediğini ileri sürdüğü fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dosyadaki dava dilekçesinde; işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulandığını ve davacının taraf Sendikaya üye olduğunu belirterek alacaklarının toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili asıl davaya karşı cevap dilekçesinde; davacının çalışma saatlerine ilişkin iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen dosyaya karşı cevabında, zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.10.2015 tarihli kararı ile; davacının iddiasını tanık beyanlarıyla ispat ettiği gerekçesiyle alacaklardan 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 21.10.2015 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.03.2019 tarihli kararı ile; davalı vekilince süresinde zamanaşımı savunmasında bulunulmadığı dikkate alındığında, davacının işe girdiği tarihten itibaren tüm çalışma süresi hesaplamaya konu olup Sayıştay denetimi nedeniyle gönderilemediği belirtilen 2010 yılı öncesine ait kayıtlar da dâhil olmak üzere delil olarak dayanılan tüm işyeri kayıtları temin edilerek bu kayıtlara itibar edilip edilemeyeceği, kayıtlara göre fazla çalışma yapılıp yapılmadığı, hafta tatillerinde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olup olmadığı, varsa karşılıklarının zamlı olarak ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, itibar edilebilecek mahiyette kayıt bulunmaması hâlinde tanık beyanlarından hareketle sonuca gidilmesi ve davacı tanıklarının davacı ile birlikte davalı Belediyenin aynı biriminde çalıştığı süreler tespit edilerek bu süre ile sınırlı olarak beyanlarına itibar edilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 10.02.2021 tarihli kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada Sayıştay Başkanlığınca evrakların imha edildiğine dair 10.07.2020 havale tarihli yazı ile cevap verilmesi üzerine tanık M.A'nın beyanları dikkate alınarak davacı ile çalıştığı dönem için bilirkişiden ek rapor da alındıktan sonra davanın kabulüne karar verilmek suretiyle fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmış, karar gerekçesinde ise birleşen dava hakkında sehven karar verilmediği de açıklanmıştır.

Mahkemenin 10.02.2021 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince ve 17.09.2021 tarihli ek kararının süresi içinde davacı vekilitarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 21.02.2022 tarihli kararı ile; davalının temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacı temyizi yönünden, davacının süresi içinde 03.03.2021 ve 01.07.2021 tarihleri de dâhil birleşen dava hakkında karar verilmediğini Mahkemeye bildirdiği, her ne kadar tefrik kararı verilmesini istemiş ise de davacının birleşen dosyanın esası hakkında bir karar verilmesi isteğinin bulunduğu, Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi uyarınca ek bir karar ile davacının talebinin karşılanması gerekirken bu talebin davacının dilekçesinin salt tefrike hasredilmiş olduğunun kabulüyle reddinin doğru olmadığı, Mahkemenin 17.09.2021 tarihli ek kararı hatalı olduğundan karar bu şekilde kaldırılmak suretiyle süresinde yapılan temyizin kabulü ile temyiz talebinin reddine ilişkin 07.10.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve birleşen dava hakkında hükmün tamamlanması yolu ile olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin 09.11.2022 tarihli kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada birleşen dava dosyasında talep edilen alacakları da kapsayacak şekilde ek rapor aldırılarak asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemenin 09.11.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 31.05.2023 tarihli kararı ile; toplu iş sözleşmesinin 46. maddesine göre haftalık çalışma süresinin üzerinde yapılan çalışmalar fazla çalışma olup haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu ve yapılacak her bir saat fazla çalışma için ödenecek ücretin, normal çalışma ücretinin %100 fazlası olduğu, toplu iş sözleşmesinin 48. maddesinin (a) bendine göre işin gereği cumartesi gününde çalıştırılan işçilere müteakip hafta içinde bir gün izin verilirse kendi yevmiyesine ilaveten 1 yevmiye, izin verilmediği takdirde kendi yevmiyesine ilaveten 2 yevmiye ödenmek zorunda olduğu; (b) bendine göre toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işyerlerinde normal çalışma yapılan işyerleri için hafta tatilinin pazar günü olduğu, vardiyalı çalışma yapılan yerlerde ise işçilerin çalışmaya başladığı beşinci günü takip eden altıncı ve yedinci gün olduğu, işverenin zaruri görülen hâllerde ve işin gereği hafta tatili gününde çalıştırılan işçilere müteakip hafta içinde 1 gün izin vermezse kendi yevmiyesine ilaveten 3 yevmiye ödemek zorunda olduğu ve ulusal bayramlarda ve dinî bayramlarda yapılan çalışmalarda işçilere kendi yevmiyelerine ilaveten 3 yevmiye ödeneceğ düzenlendiği hâlde birleşen dava dosyasında davalının zamanaşımı def'i gözetilerek 14.02.2012-15.03.2014 tarihleri arasındaki dönem için hesaplama yapılmış olup bu dönem asıl ve birleşen davada ortak hesaplama dönemi olduğundan asıl davada, fazla çalışma alacağına dâhil edilen ve saat ücretinin %50 fazlasıyla hesaplanan cumartesi çalışmalarının, birleşen davada hafta tatili kısmında akdi tatil olarak 2 yevmiye ile çarpılarak hesaplandığı; oysa cumartesi çalışmalarının akdi tatil olarak hafta tatili alacağı hesaplamasında sadece saat ücretinin %50'si olarak hesaplanması gerektiği, fazla çalışma alacağının ise aynı dönem cumartesi günü dâhil asıl davada 14 saat, birleşen davada ise 11,5 saat (cumartesi akdi tatil olduğundan dışlanmış ve 40 saat üzeri hesaplanarak) kabul edilip saat ücretinin %50 fazlası ile hesaplandığı, bu hesaplama şekli de hatalı olup bu alacak kalemi için de yine saat ücretinin %50 fazlası değil sadece saat ücretinin %50'sinin hesaplanması ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada bilirkişiden ek rapor aldırılarak asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Bilirkişi raporlarının davacı tanık beyanlarına göre hazırlandığını, dosyadaki belgelerin dikkate alınmadığını,

2. Davacının İdareye yazılı başvuruda bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ile hafta tatili alacaklarının hesaplanması noktasında toplanmaktadır.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.