Logo

9. Hukuk Dairesi2025/166 E. 2025/699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, kadroya geçiş sonrası iş sözleşmesinde belirlenen ücrete göre eksik ödeme yapıldığı iddiasıyla açtığı ücret farkı alacağı davasında, talep edilen dönemin hangi kısmının yargılamaya konu edilebileceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önce açtığı dava kapsamında hüküm altına alınan ve kesinleşen alacak döneminin işbu davada yeniden yargılama konusu yapılamayacağı, kesin hüküm ilkesi gereği talep edilen ücret farkı alacağının sadece daha önce hüküm altına alınmamış dönemlerle sınırlı tutulması gerektiği gözetilerek, mahkemenin kısmi kabul kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/539 E., 2024/108 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafça söz konusu oran dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını, daha öncesinde ücret farkı alacağına ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2019/1067 Esas sayılı dosyası ile 2019 yılı Ocak-Eylül ayları arasındaki fark alacağın kabulüne karar verildiğini, eksik ödemelerin hâlen devam ettiğini ileri sürerek 2019 yılı Ekim ayı ile 2020 yılı Kasım ayları arasındaki 13 aylık ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ücretinin kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça talep edilen faizin türüne de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2023 tarihli kararı ile; davacının kadroya geçişi aşamasında davalı Bakanlık ile arasında imzalanan iş sözleşmesinde ücretinin asgari ücretin yüzde fazlası olarak kararlaştırıldığı, bu durumda davacının ücret farkı alacağının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalı vekili tarafından dosya istinaf aşamasında iken sunulan beyan dilekçesinde, davacının 2019 yılı Ekim ve Kasım aylarını da kapsayacak şekilde ücret farkı alacağı talebi ile İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2019/1067 Esasına kayıtlı dosyası ile dava açıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği, derdestlik dava şartı nedeniyle işbu davanın reddi gerektiği ileri sürülmüş olup söz konusu derdestlik itirazının Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmediği, dolayısıyla İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2019/1067 Esas sayılı dosyası kapsama alındıktan sonra işbu dava ile örtüşen dönemlerin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği, derdestlik veya kesin hüküm bakımından gerekli değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; ayrıca arabuluculuk gideri yargılama gideri olduğundan davalı Bakanlığın harçtan muaf olduğu gerekçesi ile arabuluculuk giderinin Hazine üzerinde bırakılmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı sonrasında kapsama alınan İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 2019/1067 Esasına kayıtlı dava dosyasında davacının 2019 yılı Ocak-Kasım ayları arasındaki 11 aylık ücret farkı alacağının hüküm altına alındığı ve söz konusu hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği hususu dikkate alındığında işbu davada talep edilen 2019 yılı Ekim-Kasım ayları arasındaki ücret farkı alacağı yönünden kesin hüküm bulunduğu, bu aylara yönelik talebin kesin hüküm sebebiyle reddine karar vermek gerektiği; davacının daha önce hüküm altına alınmamış olan 2019 yılı Aralık ayı ile 2020 yılı Kasım dönemi arasındaki fark ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle resen yapılan hesaplama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini,

2. İlk Derece Mahkemesince varılan kabulün eşit işe eşit ücret uygulamasına aykırılık teşkil ettiğini, zira sürekli işçi kadrolarına geçen işçilerin iş sözleşmesinde asgari ücretin yüzde fazlasına ilişkin oranlar farklı şekilde kararlaştırıldığı gibi kimi işçilerin iş sözleşmesinde herhangi bir oran dahi bulunmadığını,

3. Varılan kabul ile kariyer meslek grupları ile davacı gibi işçiler arasındaki ücret miktarları arasındaki farkın ortadan kalkmış olacağını, İdarenin iradesinin bu doğrultuda olmadığını,

4. Ayrıca bireysel iş sözleşmesinde kararlaştırılan asgari ücretin yüzde fazlasına ilişkin oranın yalnızca 2018 yılını kapsadığını, 2019 ve devam eden yıllar için söz konusu oran üzerinden ödeme yapılmasının hukuki dayanağı bulunmadığını,

5. Davacının ücret, ikramiye ve fazla çalışma ücreti alacaklarına da hak kazanamadığını,

6. Davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ücret farkı alacağının hesap dönemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.