"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2025/19 E., 2025/43 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan ihale alan alt işverenler nezdinde numune alma hazırlama işçisi olarak çalıştığını, çalışılan işin Kurumun asli ve sürekli işi olduğunu, alt işverenlerin asıl işi idari ve teknik açıdan yürütebilecek organizasyona ve yeterliliğe sahip olmadığını, aksine alt işveren işçilerinin Kurum yetkililerinden emir ve talimat alarak çalıştıklarını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi temininden ibaret olduğu dikkate alındığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığını ileri sürerek davacının baştan beri davalının çalışanı olduğunun tespiti ile ilave tediye, fark ücret, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ücret farkı, vardiya zammı, iş riski primi, ikramiye, yemek yardımı, ek ödeme denge sosyal yardım, giyim yardımı ile kira alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, İdarenin ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, bu kapsamda üretim faaliyetine ait olmayan ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4. maddesinde sayılan işlerin ihale ile dışarıdan satın alındığını, böylece asıl işin üretim faaliyetlerini oluşturan kimyasal ve metalurjik süreçler kapsamında olmayan ve doğrudan üretimle ilişkisi bulunmayan yardımcı işlerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisine konu edildiğini, davacının Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme kapsamında ihaleyi üstlenen değişik şirketler bünyesinde görev yaptığını, ihale konusu işin dışında bir işte çalıştırılmadığını, muvazaa bakımından emsal olduğu ileri sürülen mahkeme kararlarının ait oldukları döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri bakımından bağlayıcı olabileceğini, davacının davalı Kurumun işçisi olarak kabul edilmeyeceğini, alt işveren işçisi olarak davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun gereğince ilave tediye alacağına hak kazanamayacağı gibi asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden de yararlanamayacağını, bu sebeple gerek ilave tediye ücreti gerekse toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.01.2024 tarihli kararı ile; toplanan deliller, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ... Kırka Bor İşletme Müdürlüğü bünyesinde ihbar olunan alt işveren Şirketlerin işçisi olarak numune alma hazırlama işlerinde çalıştığı, alt işverence üstlenilen asıl işin bir bölümünün uzmanlık gerektirecek nitelikte bir iş olmadığı, davacının emir ve talimatları asıl işveren yetkililerinden aldığı, alt işverenin asıl işverenden bağımsız ayrı bir organizasyona sahip olmadığı, bu çerçevede davalı ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki sözleşmenin tamamen işçi teminine dayalı muvazaalı bir sözleşme olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmasına göre davacı işçinin baştan itibaren asıl işveren işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının sendika üyeliğinin asıl işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazandığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı bu nedenle ikinci kez ıslah yapılamayacağı, dava kısmi dava olarak görülüp ilk ıslah dilekçesinde yıllık ücretli izin alacağı yönünden talepte bulunmadığı, bu nedenle ikinci dilekçesinin ıslah dilekçesi mahiyetinde olmadığı ancak kısa kararda 10,00 TL üzerinden hüküm kurulması nedeniyle kısa karara aykırı gerekçe yazılamayacağından bu hususa hükümde değinilmekle yetinildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 03.01.2024 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2024 tarihli kararı ile; davacının yaptığı işin yardımcı değil asıl iş niteliğinde olduğu, davacının davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu, davacı işçinin baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği, Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 02.05.2023 tarihli ve Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 29.08.2023 tarihli yazıları ve ekli tebliğ evrakı içeriği ile davacının üyelik kaydının işverene 19.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilgili tarih esas alınarak hesaplama yapıldığı, davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, aynı davada ikinci kez ıslah yoluna başvurulması hâlinde bu yöndeki talebin reddi gerektiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen 03.07.2023 tarihli ikinci ıslah dilekçesi dikkate alınmadan karar verilmesinin yasal düzenlemelere uygun olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2024 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalının tüm temyiz nedenlerinin reddine karar verildikten sonra davacının yıllık ücretli izin farkı alacağını diğer alacaklarından ayrı olarak ıslah edebileceği dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uygun değerlendirme yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. İdare ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaalı olmadığını,
2. Keşif yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bozmaya uygun şekilde karar verilip verilmediğine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.