Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1795 E. 2025/2288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret, ikramiye ve ilave tediye farkı alacaklarının hesaplanmasına esas ücretin tespiti ve bu alacakların hesaplama yöntemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma ilamına uygun olarak, davalı kurumdan alınan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporuna dayanılarak hesaplanan fark alacaklarının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kısmi kabul kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/668 E., 2024/552 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Kurum bünyesinde 15.08.1989 tarihinde çalışmaya başladığını, hâlen davalı Kurum nezdinde işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, üyesi bulunduğu Türkiye Orman İşçileri Sendikası ile davalı Kurum arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmeleri ile kararlaştırılan ücret artış oranının davacı ücretine tam olarak yansıtılmaması fark alacağının tahsili için daha önce ikame ettiği davada verilen kabul kararının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacının Mahkeme kararı ile belirlenen yevmiye farkının dava tarihine kadar geçerli olduğunu, bu nedenle davacının oluşan fark alacakları nedeniyle uğradığı mağduriyetin giderilmesi amacıyla, önceki dönem toplu iş sözleşmelerinde öngörülen ücret artışları kapsamında, kesinleşen yargı kararı ile belirlenen 71,81 TL tutarlı yevmiyeye, 2, 3, 4, 5 ve 6. Dönem Toplu İş Sözleşme artışları da eklenmek suretiyle olması gereken yevmiyenin hesaplanarak ödenen ile arasındaki fark üzerinden ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava tarihinden itibaren 5 yıldan önceki kalem ve alacaklar için zamanaşımı süresinin geçtiğini davacının ve çalışan işçilerin günlük ücretlerinin müvekkili Bakanlığın Türk-İş ile yapmış olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenerek ödendiğini, davacının Kanun ve/veya toplu iş sözleşmesine dayalı bir fark alacağının bulunmadığını, davacının dava

konusu yapmış olduğu alacak kalemlerine ilişkin olarak davalı Kuruma müracaatının olmadığını, iddia edilen alacak kalemlerinin tahakkuk edeceği bir çalışma yapılmadığını, resmî Kurum olan müvekkili

tarafından personeline mevzuat çerçevesinde hesaplama yapılarak belirlendiğini ve Sayıştay denetiminden de geçerek ödenebilir hâle geldiğini, müfettişlerce de hesapların ve yapılacak ücret ödemelerinin denetlendiğini, davacının belirttiği kalemdeki ödenmeyen ya da eksik ödenen ücret alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.12.2020 tarihli ve 2019/398 Esas, 2020/660 Karar sayılı kararı ile; davacının 15.08.1989 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı ve dava tarihi itibarıyla hâlen çalışmaya devam ettiği, davacının çalıştığı Kurum ile Öz Orman İş Sendikası arasında dava konusu dönemde ilk 01.01.2011-31.12.2012 yürürlük süreli 3. Dönem ve sonuncusu 01.01.2017-28.02.2019 yürürlük süreli 6. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri bağıtlandığı, davacının toplu iş sözleşmelerinin tarafı sendika üyesi olduğu, dosya içeriğinde yer alan 3, 4, 5 ve 6. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nin ilgili hükümlerinde ücret zamlarının düzenlendiği, davacı tarafından 31.12.2010 tarihine kadar olan fark alacakların hüküm altına alınmasının istenildiği davada Mahkemece Yargıtay bozma ilâmı sonrası aldırılan bilirkişi ek raporunda, 31.12.2010 tarihi itibarıyla davacıya ödenmesi gereken günlük brüt ücretin 71,81 TL olarak tespit edilerek hesaplanan ücret farkı, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalı işverenden tahsiline dair kararın onanarak kesinleştiği, Mahkemece buna göre yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplama yapılması amacıyla bilirkişi raporu aldırıldığı, dava dilekçesinde talep edilen miktarlar itibarıyla ıslah dilekçesindeki talebin zamanaşımına uğramadığının anlaşıldığı gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan tutarlar hüküm altına alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 15.05.2023 tarihli kararı ile; dosya kapsamından 31.12.2010 tarihi itibarıyla davacıya ödenmesi gereken günlük brüt ücretin 71,81 TL olarak tespit edildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, somut olaydaki fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacağının kesinleşmiş Mahkeme kararına dayandığı, tespit edilen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacağının ödendiğine ilişkin davalı işverence sunulan delil bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2023 tarihli kararının, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 04.09.2023 tarihli kararı ile; davalı işverenin ücret zamlarının uygulanmamasına gerekçe olarak, 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 5. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin geçici 2.maddesini gösterdiği, ilgili hükümde, yapılan çalışmalar sonucunda kapsamdaki işyerlerinde geçmiş yıllarda ödenen ücretin fazla olduğunun tespiti durumunda, toplu iş sözleşmesiyle yapılacak zamlarla olması gereken ücret ile eşitleninceye kadar, geriye doğru farklar kesilmemek kaydıyla, 31.12.2014 tarihi itibarıyla ücretin dondurulduğunun ifade edildiği, davalının bu savunması üzerinde durulmaması ve anılan hüküm hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca arabuluculuk ücreti yönünden hiç hüküm kurulmamasının ve davalı Kurumun harçtan muaf olduğu hususlarının gözetilmemesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığa müzekkere yazılarak davacının ücretinde hangi tarihler

arasında dondurma işleminin uygulandığı, ücretindeki fazlalığının nasıl belirlendiği, davacı ile aynı koşullara sahip olup ücreti dondurulmayan işçi olup olmadığı, davacının ücret fazlalığının ortadan kalktığı dönem/dönemlerin nasıl belirlendiği hususlarında bilgi verilmesinin ve bu dönemlere ilişkin emsal işçilerin ücret durumlarına ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği, cevabi yazı gereğince bozma ilâmında belirtilen esaslar çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alındığı, bilirkişi raporundaki hesaplamaların denetime elverişli olup Bakanlık cevabi yazısında belirtilen dönem esas alınarak hazırlandığının görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Hatalı bilirkişi raporuna karşı itirazların değerlendirilmediğini,

2. Davacının taleplerinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını,

3. Ücret zammının uygulanmasının gecikmesi değil haksız bir ödeme olmaması yönündeki düzenlemeler uygulandığını,

4. Toplu iş sözleşmelerinin geçici maddelerine taraf sendikanın bir itirazı olmadığı gibi farklı bir iddia da ortaya konulmadığını,

5. Sunulan kayıtlar, hesaplama yöntemi, somut durum ve zamanaşımı kuralı çerçevesinde davaya konu taleplerin haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının hesaplamaya esas alınması gereken ücretinin tespiti ve buna göre dava konusu alacakların hesaplanması yöntemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.