Logo

9. Hukuk Dairesi2025/2045 E. 2025/2620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının belediye şirketinde çalışırken asıl işverenin belediye olduğu iddiasıyla açtığı işçilik alacakları davasında, emsal işçi ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği ve diğer temyiz itirazlarının geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uyularak emsal işçi ücretinin tespiti ve hesaplanması hususunda hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer temyiz itirazlarının da reddine yer olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1922 E., 2024/1740 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davacının davalı Belediyenin Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünde, alt işverenler nezdinde otobüs şoförü olarak çalıştığını, dava dışı ... Kent Hizmetleri AŞ'nin (... AŞ) %99,56 davalı Belediyenin ortağı olduğunu, müvekkilinin kesintisiz olarak davalı Belediyede çalıştığını ve Genel-İş Sendikası üyesi olduğunu, Genel-İş Sendikası tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına (ÇSGB) yapılan müracaat üzerine davalı Belediyenin kendisinin kurduğu şirketlerden istihdam sağlayarak muvazaalı olarak işçi çalıştırdığının tespit edildiğini, çalışanların başından beri davalı ... çalışanı olduğunu ileri sürerek ücret farkı, fazla çalışma farkı, ikramiye farkı, fazla çalışma, sorumluluk primi ve zammı, sosyal yardım ve yol parası alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı ... çalışan olmadığını, ... AŞ çalışanı olduğunu, davacının ihale kapsamında istihdam edildiğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, ... AŞ'ye davanın ihbar edilmesi gerektiğini, muvazaanın kesin olmaması nedeni ile dava şartının oluşmadığını, davacının ihale kapsamında tüm alacaklarını almış olduğunu, davalı Belediyeden herhangi bir hak ve alacağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 28. İş Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli kararı ile; ... ile ... AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren Şişli Belediyesi işçisi sayılması gerektiği, davacının sendika üyesi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İstanbul 28. İş Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli kararının süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının ücret farkı, fazla çalışma farkı ve ikramiye farkı alacaklarının emsal işçi olarak bildirilen S.T. isimli işçinin ücret miktarının esas alınarak belirlendiği, söz konusu işçinin sendikalı olduğu anlaşılmakta ise de; kıdemi, kaç yıldan beri sendikalı olduğu, davacı ile aynı işi yapıp yapmadığı gibi hususlar denetlenemediğinden davacının emsali işçi olarak değerlendirilmesinde tereddüt bulunduğu, davacının işyerindeki ünvanı, kıdemi ve sendikaya üyelik tarihi göz önünde bulundurularak S.T. isimli işçinin kadrolu emsal işçi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılamada davalı Belediyeye müzekkere yazılarak emsal işçilerin hangi tarihte işe girdiklerine, hangi tarihte sendikaya üye olduklarına ve hangi işi yaptıklarına dair belgeler talep edildikten sonra yapılan değerlendirme sonucunda emsal işçi ücretinin ispat edildiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünün gerektiğini,

b. Her bir alacak kalemine dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Tanık beyanlarına karşı yapılan itirazların İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını,

b. Zamanaşımı def'inin dikkate alınmamasının Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu,

c. Hükme dayanak yapılan muvazaa raporunun konusu kalmadığından davanın reddi gerektiğini, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verildiğini,

d. Davacıya ödenen miktarların mahsup edilmesi gerektiğini,

e.Yemek yardımı talebinin kabulünü hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının alacaklarının hesabında esas alınan emsal işçinin bozma ilâmı doğrultusunda tespit edilip edilmediğine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.