Logo

9. Hukuk Dairesi2025/204 E. 2025/698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 696 sayılı KHK ile kadroya geçirildikten sonra 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ücret, ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının ödenmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uyularak verilen kararda, kazanılmış hak ilkesi ve bozma kararının kapsamı gözetilerek ilk derece mahkemesince hükmedilen ücret, ilave tediye ve ikramiye farkının davacıya ödenmesi gerektiği yönündeki karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/376 E., 2024/77 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak 2019 yılından itibaren ücret ve ücrete bağlı olan alacaklarının eksik yatırıldığını ileri sürerek 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ücret farkı alacağı ile 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz ya da kısmi davaya konu olması mümkün olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulunca bağıtlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça talep edilen faiz türüne ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 08.03.2023 tarihli kararı ile; davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin maddesindeki düzenleme de göz önüne alındığında davacı işçi için fark ücret ve bağlı olarak ücret farkına dayanan diğer dava konusu alacaklara hak kazandığı sabit olduğundan bilirkişi raporuna göre Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.03.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi'nin art etkisi bulunmadığından davacının Ocak 2021 dönemindeki ücretine ayrıca %4 oranında zam uygulanmasının hatalı olduğunu, 2019 yılının ve 2020 yılının ikinci altı aylık dönemlerine ilişkin günlük ücretinin de hatalı belirlendiğini; ayrıca ihtilaf konusu 28.01.2021 tarihi ile 31.01.2021 tarihleri arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği; diğer yandan dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında dava dilekçesinde talep edilen ikramiye farkı bakımından yasal faizi aşmamak kaydı ile mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesinin de isabetli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda kapsama alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda, temyiz edenin sıfatı ve kazanılmış hak ilkeleri dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacının 2018 yılı asgari ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesinde diğer taraftan da toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını,

2. Bireysel iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmeleri ile çelişemeyeceğini, davacının taleplerinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden ve bireysel iş sözleşmesi hükümleri de istisnai etkiyi doğuracak nitelikteki şartları taşımadığından davanın reddi gerektiğini,

3.Yargıtayın emsal içtihatlarının da ücret fark alacağının reddi yönünde olduğunu beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının 2019 yılının ve 2020 yılının ikinci altı aylık dönemlerindeki günlük ücretinin miktarı ile 2021 yılı Ocak ayındaki ücretinin miktarı, 28.01.2021 tarihi ile 31.01.2021 tarihleri arasında kalan talep dönemi bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği, ikramiye farkı alacağına yürütülen faizin oranına ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; ve özellikle temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ile temyiz edenin sıfatı kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.