Logo

9. Hukuk Dairesi2025/2507 E. 2025/3193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı şirketlerden fazla mesai ücreti alacağı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin fazla mesai yaptığı ve iş sözleşmesinde belirtilen ücretin gerçek ücreti yansıtmadığı, dolayısıyla fazla çalışma ücretinin iş sözleşmesindeki ücrete dahil olduğu iddiasının geçerli olmadığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin davacı lehine hüküm kurmasını onayan istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/928 E., 2024/1729 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.12.2016 - 11.05.2018 tarihleri arasında davalı ... Mühendislik Elektrik Makina İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ne (... Şirketi) kayden, diğer davalının asıl işveren olarak yürüttüğü Irak ülkesindeki yapım işinde terminasyon ustası olarak net 2.500,00 USD ücret ile çalıştığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 09.12.2016-11.05.2018 tarihleri arasında terminasyon ustası olarak müvekkili Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.750,00 TL olduğunu, müvekkili işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, yapıldığı hâllerde ise aylık hesap pusulalarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davacıdan iki adet ibraname alındığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... (... Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 06.05.2016 - 09.04.2018 tarihleri arasında elektrik teknisyeni olarak diğer davalının yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığını, aylık ücretinin net 1.650,00 TL olduğunu, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, yapıldığı hâllerde ise aylık hesap pusulalarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığını, iki adet ibraname alındığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 12. İş Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli kararı ile; davacı işçinin 09.12.2016 - 11.05.2018 tarihleri arasında aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılan davalılar bünyesinde çalıştığı, dosya kapsamı uyarınca davacının net 2.000,00 USD ücret aldığı, işten ayrılış bildirgesinde çıkış kodunun (04) belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirmeden feshi olarak bildirildiğinin görüldüğü, davalılar tarafından iş sözleşmesinin kıdem tazminatı ödenmemesini gerektirir şekilde sona erdiğine dair delil sunulmadığı, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, beyanlarına başvurulan tanık anlatımları uyarınca davacının haftalık ortalama 22 saat fazla çalışma yaptığı, ücrete dâhil haftalık 5,2 saat fazla çalışmanın mahsubu ile haftalık ortalama 17,8 saat fazla çalışmasının karşılığının ödenmediği, dinî bayramların bir günü hariç ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, hafta tatili günlerinin yarısında çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 15.05.2023 tarihli kararı ile; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında hata bulunmadığı, davanın ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı açısından kısmi, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacakları açısından belirsiz alacak davası olarak açıldığı, dava tarihi dikkate alındığında fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, belirsiz alacak davasında alacağın tamamı için davanın açılması ile zamanaşımı kesileceğinden bedel artırımı ile artırılan kısımların zamanaşımına uğrayacağından söz edilemeyeceği, iş sözleşmesinin fesih tarihi ve dava ile ıslah tarihi gözetildiğinde davacının kıdem ve ihbar tazminatının zamanaşımına uğramadığı, davacının kabul edilen ücretinin dosya kapsamına uygun olduğu, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğu, kıdem ve ihbar tazminatının döviz olarak hesaplanıp hüküm altına alınmasını yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, incelenen puantaj kayıtlarına göre işe gelmeyen işçinin o gün için de imzasının bulunması gibi çelişkili durumlar dikkate alındığında kayıtlara itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının haftada 4 gün 08.00-21.00 saatleri arasındaki 13 saatlik çalışmasından 1,5 saat ara dinlenmesinin tenzili ile günde 11,5 saat, 2 gün 08.00-18.00 arasındaki 10 saatlik çalışmasından 1 saat ara dinlenmesinin tenzili ile günde 9 saat, olmak üzere (4x11,5)+(2x9)= (46+18)=64 saat çalışılarak, haftalık normal çalışma süresinin (64-45)= 19 saat aşıldığı, tanığın beyanı esas alınarak dört hafta tatilinin ikisinde çalışıldığının kabulü hâlinde, hafta tatillerindeki 11,5 saat çalışmadan 7,5 saat olan normal süreyi 2 haftada aşan (4x2)=8 saatin, (8/4)=2 saat olarak haftalık fazla çalışma sürelerine ilavesi ile (19+2)=21 saat fazla çalışma yaptığı, esas bilirkişi raporunda 10 saatlik çalışmadan 1 saat ara dinlenmesi düşüldüğü belirtilmesine rağmen bu düşümün yapılmadığı, ayrıca İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda net olarak tespit edilen kıdem ve ihbar tazminatından davalılar tarafından yapıldığı belirtilen ödemenin mahsup edildiği; ancak 108,93 USD fazla çalışma ücretinin mahsup edilmediği anlaşılmakla bu yönlere ilişkin davalıların istinaf başvurusunun yerinde olduğu, her ne kadar karara esas bilirkişi raporunda fazla çalışma ücretinin aylık ücretine dâhil olduğunun kabulü ile haftalık fazla çalışma süresinden 5,2 saat çalışma mahsup edilmiş ise de davacının ücretini USD olarak aldığı, 08.12.2016 tarihli iş sözleşmesindeki ücretinin gerçeği yansıtmadığı, bu sebeple TL üzerinden ücretin belirlendiği iş sözleşmesindeki hükme itibar edilemeyeceği, yapılan mahsup işleminin hatalı olduğu, yine davacının ücreti 2.000,00 USD olarak tespit edilmiş olup düzenlenen bordrolardaki ücretlerin gerçek ücretin çok altında olduğu, bu sebeple bordrolardaki fazla çalışma tahakkuklarının davacının ücretinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahsup işlemi yapılmasının dosya kapsamına uygun olmadığı gerekçesiyle başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2023 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanan 08.12.2016 tarihli iş sözleşmesinde fazla çalışmanın aylık ücrete dâhil olduğunun kararlaştırılmış olduğu, yargılama aşamasında davalı tarafından savunulanın aksine, davacının gerçek aylık ücret miktarının iş sözleşmesinde yazılı olandan daha fazla olduğunun isabetli bir şekilde belirlenmiş olduğu, hâl böyle olmakla birlikte, iş sözleşmesinde yazılı olan ücret miktarının asgari ücreti aşan kısmının dahi yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresini karşılayacak miktarda olduğunun anlaşılması karşısında; ücretin içinde ödendiği anlaşılan fazla çalışmanın, ispatlanan fazla çalışmadan indirilmesi gerektiği, bu husus gözetilmeden, söz konusu sözleşme hükmüne değer verilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, diğer yandan davacının haftanın 4 günü 08.00 - 21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullanarak, haftanın 2 günü ise 08.00 - 18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme kullanarak çalışma yaptığına ilişkin kabulde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte davacının ayda 2 hafta tatili gününde de 08.00 - 21.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme kullanarak 11,5 saat çalışma yaptığına ilişkin kabulün dosya içeriğine uygun olmadığı, tüm dosya kapsamından davacının; hafta tatili günlerinde mesaisinin 08.00 - 18.00 saatleri arasında olduğu ve 1 saat ara dinlenme süresi kullandığının anlaşıldığı, bu nedenle belirtilen çalışma saatleri esas alınarak ve çalışılan hafta tatili günlerinde 7,5 saati aşan çalışma süresi şimdiki gibi fazla çalışma süresine eklenerek fazla çalışma ücreti alacağının buna göre hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı uyarınca bilirkişiden ek rapor alındığı, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporunda tespit edilen fazla çalışma ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili yönünde karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... Şirketi vekili temyiz dilekçesinde;

a. Uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun Irak hukuku olduğunu,

b. Husumet itirazının dikkate alınmadığını,

c. Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını,

d. Hesaplamalara esas ücretin hatalı belirlendiğini, davacının ücretinin TL olarak kararlaştırıldığını, bu nedenle alacakların USD üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğunu,

e. Kabul edilen çalışma saatlerinin ve çalışma düzeninin işçinin takatini aşar nitelikte ve hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğunu,

f. Uygulanan indirim oranının yetersiz olduğunu,

g. Yargılama gideri ile vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı ... Şirketi vekili temyiz dilekçesinde;

a. Uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun Irak hukuku olduğunu,

b. Irak hukukuna göre talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını,

c. Davacının ücretinin sözleşmede belirtildiği gibi olduğunu,

d. Kabul edilen çalışma saatlerinin ve çalışma düzeninin işçinin takatini aşar nitelikte ve hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğunu,

e. Yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiğini,

f. Uygulanan faiz türünün hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, talep edilen fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması noktasında toplanmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.