Logo

9. Hukuk Dairesi2025/2535 E. 2025/3211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasıyla açılan davada, işçinin asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden hangi tarihten itibaren yararlanacağı, ilave tediye ve yıllık izin alacaklarının hesaplanması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin yıllık izin alacağının kesinleşmiş bir davada hüküm altına alındığının ve ilave tediye alacağının hesabında bilinmeyen dönem ücretinin asgari ücrete oranlanarak hatalı hesaplama yapıldığının tespiti üzerine, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/10 E., 2024/247 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... nezdinde toplu taşıma araçlarında ihale alıcısı alt işverenlerin işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı Belediyenin kadrolu işçileri ile alt işveren Şirket işçilerinin aynı organizasyonlarda ve aynı çalışma koşullarına tâbi olmasına rağmen davacının alt işveren Şirket işcisi olarak gösterildiğini, davalı ... ile alt işveren Şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunu ileri sürerek davacının davalı Belediyenin işçisi olduğunun tespiti ile yıllık ücretli izin alacağı, ücret farkı alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla çalışma alacağı, fark yol parası alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava yasal süresi içinde açılmadığından öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davacının yüklenici firmalarda bir yıldan az çalıştığını ve yıllık izin ödemesinin kanun ve usule aykırı olduğunu, kıdem tazminatlarının ödendiğini, alt işverenler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin usulen uygun olarak kurulduğunu ve muvazaaya dayalı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.05.2019 tarihli kararı ile; davalı ... ve dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu ve toplu iş sözleşmelerinin tarafı Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası (Hizmet İş Sendikası) üyesi olduğu anlaşılan davacının ilgili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiği belirtilerek, emsal kadrolu işçiye yapılan ödemeler esas alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporu ile yapılan tespitler doğrultusunda belirlenen bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, ilave tediye alacağı, ücret farkı alacağı ile yıllık ücreti izin alacaklarının davalıdan tahsili yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Kararın davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 17.03.2022 tarihli kararı ile; davalı ... ile dava dışı Şirket arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı, ilişkinin muvazaaya dayandığı, davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği, davacının dava konusu edilen bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, ilave tediye alacağı, ücret farkı alacağı ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödendiğinin davalı işveren tarafından yasal delilleriyle kanıtlanamadığı, davacının sözü edilen alacak kalemlerine hak kazandığı, zaman aşımı def'inin dikkate alındığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-b(1) hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece 04.10.2022 tarihli ve 2022/7282 Esas, 2022/11094 Karar sayılı karar ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davacın toplu iş sözleşmesinin tarafı Hizmet İş Sendikasına 29.11.2013 tarihinde üye olduğu, davalı ... ile bu Sendika arasında sıralı şekilde bağıtlanan üç ayrı toplu iş sözleşmesi bulunduğu, 01.03.2012-28.02.2014 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin imza tarihi 24.03.2012 olup davacı bu sözleşme imzalandıktan sonra sendikaya üye olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesine göre bu dönem toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın, üyeliğin davalı Belediyeye bildirilmiş olmasına bağlı olduğundan ve bu dönem bakımından sadece dava dışı alt işveren Şirkete bildirim yapıldığından davacının 01.03.2012-28.02.2014 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlandığı kabulüne göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, dava dilekçesinde; alt işveren tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmesi gereği davacıya altı ayda bir beş yevmiye ikramiye ödendiğinin belirtildiği, ikramiye alacağının davacı talebini aşarak hüküm altına alınmasının 6100 sayılı Kanun'un 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı uyarınca bilirkişiden ek rapor aldırıldığı, gerek bozma kararı gerekse emsal dosyada verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2023/(9)595 Esas, 2024/43 Karar sayılı kararı dikkate alındığında; davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının davalı Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden, üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilme tarihinden itibaren yararlanabileceği, davacının üyeliğinin 05.03.2018 tarihinde davalı Belediyeye bildirildiği, dolayısıyla davacının bu tarihten önce davalı belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanamayacağı, ancak muvazaanın varlığı nedeniyle 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun çerçevesinde ilave tediye ücretinden yararlanabileceği, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yaralanamayacak olan davacının genel hükümler çerçevesinde yıllık ücretli izin alacağına hak kazandığı ve bu hususta denetime elverişli bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Dairece ikinci kez bozma kararı verilerek, müvekkilinin ilk bozma kararıyla oluşan usuli kazanılmış hakkının ihlâl edildiğini, ilk bozma kararında sendika üyeliğinin hangi tarihte davalıya bildirildiğinden bahsedilmediğini,

b. Konuya ilişkin emsal kabul edilmesi gereken 2022/5131 Esas, 2022/5666 Karar sayılı dosyada usuli kazanılmış haklar gözetilirken şimdi ihlâline ilişkin hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacının yıllık ücretli izin alacağına ilişkin Kayseri 4. İş Mahkemesi 2019/503 Esas, 2021/440 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, buna rağmen farklı ve daha fazla olacak tutardaki kabul kararının kesin hükme aykırı olduğunu,

b. Müvekkili Kurumun ilave tediye ödeme yükümlülüğü bulunmadığından bu husustaki kabulün de hukuka aykırı olduğunu olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden hangi tarih itibarıyla yararlanabileceği,

fark ilave tediye alacağı hesabına esas ücretin doğru belirlenmesi ile yıllık ücretli izin alacağına ilişkindir.

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairece hükmün bozulmasından sonra davacı tarafından davalı aleyhine açılan Kayseri 4. İş Mahkemesinin 2019/503 Esas sayılı dosyasında yıllık ücretli izin alacağının hüküm altına alındığı, davalı Belediyenin istinaf başvurusunun Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/2992 Esas, 2023/705 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça temyiz başvurusunda, kesin hüküm itirazında bulunulmuştur.

6100 sayılı Kanun'un 114/1-(ı) hükmünde aynı davanın daha önceden açılıp hâlen görülmekte olmaması ve aynı fıkranın (i) bendinde ise aynı davanın daha önceden açılıp kesin hükme bağlanmamış olması dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartlarının yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağı da nazara alındığında Mahkemece davalının bildirdiği dava dosyası getirtilip incelendikten sonra yıllık ücretli izin alacağına yönelik bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Diğer taraftan ilave tediye alacağı hesabında bilinmeyen dönem ücreti tespit edilirken, asgari ücrete oranlama yapılmak suretiyle hesaplama yapılması doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş; ilave tediye alacağının ilişkin olduğu ve davacı ücretinin bilinemediği döneme ilişkin ücret bordrolarının celbedilmesi ve bordrolarda yazılı ücrete göre yeniden hesaplama yapılmasıdır. Davacının 2014 yılı öncesine ilişkin ücretinin yazılı şekilde tespit edilmesi usul ve kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.