Logo

9. Hukuk Dairesi2025/268 E. 2025/1724 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde fiilen yaptığı iş ile kadroya geçirildikten sonraki pozisyonunun uyuşmaması nedeniyle oluşan fark ücret ve diğer işçilik alacaklarının tespiti ve ödenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fiilen yaptığı işin tanık beyanlarıyla da doğrulandığı, toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca daha üst bir pozisyonda değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle eksik ödenen ücret ve diğer işçilik alacaklarının arabuluculuk tarihine kadar olan kısmının davacıya ödenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı ... Köy Hizmetleri Müdürlüğü emrinde kadroya geçirildiği 2001 yılına kadar mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını, mevsimlik işçi dönemi dâhil tüm çalışma süresince fiilen iş makinesi sürücü operatörü olarak çalışmasına rağmen davalı işverence pozisyonunun şoför olarak gösterilerek başlangıç derece ve kademesinin eksik hesaplandığını, buna bağlı olarak eksik ücret ödendiğini ve ... Sendikası üyesi olduğunu belirterek müvekkilinin işe başladığı tarihten bu yana pozisyonunun iş makinesi sürücü operatörü olduğunun, davacının başlangıç derece ve kademesinin toplu iş sözleşmesi uyarınca iş makinesi sürücü operatörleri için belirlenen derece ve kademe olduğunun ve buna göre bulunması gereken derece ve kademesinin tespiti ile davacının yeni belirlenecek derece ve kademesine göre ödenmesi gereken miktardan eksik ödenen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye ile fark yıpranma primi alacaklarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yersiz ve mesnetsiz bir dava olup hukuki dayanağının bulunmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusunun on yılı aşkın bir süredir var olan bir husus olduğunu, dava konusu hususla alakalı sendikalar ve İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Müdürlüğünden alınan görüşte de özel idarelerin sürekli işçi kadro kütüğü esas alınmak kaydıyla sürekli işçi kadrolarının iptal ve ihdas işlemlerinin il genel meclisi kararı ile yapılabileceğinin belirtildiğini, ... Sendikası ile Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası arasında imzalanan 6. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi'nin 26. maddesinde işçilerin mevsim ve iş şartları gereği tayin edildikleri pozisyon dışında unvanı ve niteliği benzer veya üst pozisyonda çalıştırabileceğinin de düzenlendiğini, hukuka aykırı bir işlem bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli kararı ile; davacının mevsimlik işçi statüsünden ... Köy Hizmetleri Müdürlüğünde (şimdiki adıyla İl Özel İdaresi) daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğu, mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin derece ve kademe tespitinde dikkate alınması suretiyle davacının 16. derecenin 30. kademesinde olduğunun tespitine karar vermek gerektiği, davacının mevsimlik işçi süresindeki söz konusu çalışmalarına ait intibaklarının yapılarak bir kısmının ödendiği, intibak neticesinde davacının fark alacağının bulunduğu, 13.01.2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda fark alacak taleplerinin hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2023 tarihli kararı ile kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime, hüküm kurmaya ve dosya içeriğine uygun olduğu, davacının Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ait işyerinde ilk olarak küçük iş makine operatörü olarak çalışmaya başladığı,... Sendikasına üye olduğu ve taraf olunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığı, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile kapatılarak işyerlerinin İl Özel İdaresine devredildiği, davalı İdare tarafından davacının sendika üyesi olduğu tarih itibarıyla derece ve kademesinin yanlış belirlenmesi nedeniyle çalıştığı hizmet süresine göre davacının mevsimlik işçi statüsünden davalı bünyesine daimi/kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla birlikte geçirilmesi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğu, davacının kayıtlarda şoför olsa da gerçekte fiilen küçük iş makine operatörü olduğu, mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı sürenin derece ve kademe terfiinde dikkate alınması suretiyle davacının 16. derecenin 30. kademesinde olduğu, bu farktan dolayı 13.01.2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ücret farkı, yıpranma prim farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının bulunduğu, belirsiz alacak davasında zamanaşımı süresinin alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihten itibaren kesildiği, davalı vekili lehine reddedilen tutar üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile dava konusu işçilik alacaklarıyla ilgili arabulucuya başvurulup sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 27.07.2018 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 10.08.2018 tarihinde dava açıldığı, Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki dava konusu fark ücret ve yıpranma primine ilişkin hesaplamaların dava tarihi nazara alınarak yapıldığı, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonraki talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 29.08.2024 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fark ücret, fark yıpranma primi alacakları ile bozmaya konu edilmeyen fark ikramiye alacağı ve fark yasal ilave tediye alacaklarının bozma öncesi karara bağlı kalınarak davalıdan tahsiline karar verildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Tanık beyanlarına göre davacının fiilen yaptığı işin tespitinin hukuki olmadığını, dosya içerisindeki görevlendirme olurları ile müvekkili Kurum tarafından fiilen yapılan işe ilişkin Mahkemeye gönderilen yazıların dikkate alınması gerektiğini, tanıkların objektif olmasının mümkün olmadığını,

2. Davacının 01.03.2013 tarihinde toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre düz işçi olarak derece kademe terfii yapıldığını, tespit edilen pozisyon ile derece ve kademenin de hatalı olduğunu,

3. Islah talebine süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulundukları hâlde Mahkemenin bu talebi ıslah değil bedel arttırım talebi olarak kabul etmesinin doğru olmadığını,

4. Ücret alacaklarında aylık gün sayısı fazla alındığı için daha yüksek alacak kalemi hesabı ortaya çıktığını,

5. Davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ndeki miktarın altında kaldığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fark alacakların arabuluculuk son tutanak tarihi ile sınırlı olarak hesaplanması noktasında toplanmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.