"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.03.2009 tarihinden itibaren arıza bakım onarım işçisi olarak çalıştığını, davalılar ile alt işveren Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, bu hususun İstanbul 1. İş Mahkemesinin 07.02.2013 tarihli ve 2011/681 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı ile tespit edildiğini ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 30.04.2013 tarihli ve 2013/8020 Esas, 2013/9274 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, buna göre davacının baştan itibaren asıl işverenin işçisi olduğunun kesinleştiğini, davacının davalı ile üyesi olduğu ...Sendikası arasında bağıtlanmış 17.10.2011 tarihli 14. Dönem ve 11.10.2013 tarihli 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığını ileri sürerek fark ücret, ilave tediye, ikramiye, sosyal yardım, iş güçlüğü tazminatı (iş riski primi), gıda yardımı, elektrik yardımı, bakım tazminatı ile cumartesi çalışma zammı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ...Dağıtım AŞ'nin (...) 2004 yılında özelleştirme kapsam ve programına alındığını, davalı ... Şirketinin (...) %100 hissesinin ...’a ait olduğunu, gelişen süreçte 07.03.2013 tarihli ve 2013/20 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile davalı ...'ın %100 oranındaki hissesinin ...-... Ortak Girişim Grubuna satılmasına karar verildiğini, sonrasında ise özelleştirme usulleri gereği bu ortak girişim grubunun şirketi olan davalı ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri AŞ (... Şirketi) ile 28.05.2013 tarihli hizmet satış sözleşmesi imzalanarak davalı ...’ın özelleştirme sürecinin tamamlandığını, hâlihazırda davalı ...’ın %100 oranındaki hissesinin davalı ... Şirketine ait olduğunu, her 2 davalı Şirketin de %100 özel sektör şirketleri olduğunu, davalı ...’ın 07.03.2013 tarihinden itibaren bir kamu kuruluşu olmadığını, davalı ...’ın özelleştirme öncesinde istisna sözleşmesi ile yüklenici firmalar ile çalıştığını, özelleştirme sonrasında davalı ...’ın yüklenici firmalarda çalışan işçilerinin büyük kısmının işten ayrıldığını, bir kısım işçilerinin ise davalı ... Şirketinde çalışmaya devam ettiğini, davalılar kamu kuruluşu olmadıklarından ilave tediye, iş güçlüğü (iş riski primi) talep edilemeyeceğini, İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2011/ 681 Esas sayılı muvazaaya dair kararının yanlış olduğunu, kaldı ki davalı ... Şirketi Mayıs 2013 tarihinde kurulduğu için davalı ... Şirketine uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2017 tarihli kararı ile; kesinleşen İstanbul 1. İş Mahkemesinin 07.02.2013 tarihli ve 2011/681 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı ile davalılar ve alt işveren Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu tespit edilmiş olup davacı işçinin 09.03.2009 tarihinden itibaren davalı ...’a ait işletmelerin işlerini ihale kapsamında üstlenen alt işverenler yanında çalışmış olması nedeniyle 09.03.2009 tarihinden itibaren asıl işverenin işçisi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinin 15.02.2018 tarihli kararı ile; davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.01.2017 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; davacının, davalı ... Şirketindeki çalışma döneminde davalı ... Şirketinin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanmış ise hangi tarih aralıklarında yararlandığının tespit edilmesi gerektiği, davacının davalı ...'ın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, davalı ... Şirketinin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi uyarınca ödendiği anlaşılan miktarların ise hesaplanan alacak kalemlerinden mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda değerlendirme yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davalılardan ...'ın, fiilî devir tarihi olan 28.05.2013 tarihinden itibaren en fazla iki yıl sorumlu tutulabileceğini, dava tarihi dikkate alındığında bu sürenin geçmiş olduğunu,
2. Davalı ... Şirketi yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddi gerektiğini,
3. Davacının 01.09.2013 tarihinden itibaren ... Şirketinde çalıştığını, bu Şirket tarafından ikramiye ve sosyal hakların her ay eksiksiz olarak ödendiğini,
4. ...'ın taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin işyeri devri sebebiyle davacıya uygulanmasının hatalı olduğunu,
5. Davacı tanık anlatımlarına itibar edilemeyeceğini,
6. Davacının herhangi bir talep hakkının bulunmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu alacakların hesap yöntemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.