"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1743 E., 2024/1473 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 32. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/630 E., 2024/322 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı işyerinde 24.11.2008-19.02.2016 tarihleri arasında kat hizmetleri işçisi olarak çalıştığını, işe ilk girdiği günden itibaren tâbi olduğu yüzde/puan usulüne göre ücret sisteminin davalı tarafından 19.01.2012 tarihinde değiştirilerek maktu ücret sistemine geçileceğini düzenleyen bir ihtarname gönderildiğini, yürürlük tarihi 01.01.2010-31.12.2011 olan, dönemin yetkili işyeri sendikası Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS) ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinde sendika üyesi işçilere tanınmış bir hak olan yüzde/puan usulü ücret hakkının 26.01.2013 tarihinde imzalanan bir protokolle ortadan kaldırılmak istendiğini, ancak toplu iş sözleşmesi ile kazanılan bir hakkın protokol ile ortadan kaldırılamayacağını, davacının değişiklik teklifini kendisi ve ailesinin geçimini sürdürebilmek adına imzalamak zorunda kaldığını, işverenin esaslı değişiklik gerekçelerinin haksız ve geçersiz olduğunu, yapılan değişiklik teklifinin tüm sonuçları ile birlikte hükümsüz olduğunu iddia ederek ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işe başladığı tarihte sendika üyesi olmadığını, çalışanların ücret sistemi değişikliğine ilişkin teklifi kabul veya reddetme konusunda özgür olduklarını, protokolün imzalandığı tarih itibarıyla OLEYİS'in davalı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisine sahip olmadığını, bu nedenle 01.10.2010-31.12.2011 arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin hükümlerinin bireysel iş sözleşmesi hükümleri hâline geldiğini, davalı işyerinde yüzde usulü ücret sistemine 02.02.2012 tarihi itibarıyla son verildiğini, davalı işverenin teklifinin 494 çalışana tebliğ edildiğini, 429 çalışanın değişiklik teklifini kabul ettiğini, kabul etmeyen çalışanların ise iş sözleşmelerinin feshedildiğini, değişikliğin işverene tanınan yönetim hakkı kapsamında gerçekleştirildiğini, teklifi kabul eden çalışanlarına mevcut haklarına ilaveten yıllık toplam 1.000,00 TL'lik özel sağlık sigortası veya bireysel emeklilik hakkı tanındığını, davacının teklifi kabul ederek bireysel emeklilik sisteminden yararlanmak istediğini belirttiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından keşide edilen ihtarname ile yeni maktu ücret uygulamasının 02.02.2012 tarihinden itibaren başlayacağının davacıya bildirildiği, davacının da 01.02.2012 tarihli dilekçesi ile teklifi kabul ettiğinin anlaşıldığı, bilirkişi raporunda; Şirket kayıt ve belgeleri ile yetkililerin beyanları üzerinden yüzde usulü ücret sisteminin Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik kapsamında yürütüldüğü, ücretin hesaplanabilmesi için öncelikle yüzde usulü ücret havuzunun ve ücrete esas gelirlerin tespitinin gerekli olduğu, davacı işçinin 01.02.2012 tarihinden itibaren hesaplanmasını istediği yüzde usulü ücret sisteminin davalı işyerinde 01.02.2012 tarihinden sonra uygulanmadığı ve yüzde usulü ücret sistemine son verildiği tarihten itibaren işyerinde yüzde usulü ücret sistemini oluşturan gelirlerin ayrıştırılmadığının ifade edildiği, Şirketin ticari defterleri üzerinden yüzde usulü ücret sistemine konu olacak gelirlerinin hesaplanmasının mümkün olmadığı, davacının ücret iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketin maktu ücrete geçiş yaptıktan sonra yüzde/puan ücreti hesabına dâhil olan gelirlerini ayrıştırmadan ticari defterlerini tutması karşısında işverenin yüzde/puan sistemine dâhil olan gelirlerinin tespitinin mümkün olmadığı, davalı işyerinde 02.02.2012 tarihinde yüzde/puan ücreti sisteminden maktu ücret sistemine geçildiği, değişikliği kabul etmeyen çalışanların iş sözleşmesinin feshedildiği gözetildiğinde yüzde/puan ücret sisteminde ücretin belirlenmesi için gerekli olan iki unsurun da tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından gerek dava dilekçesi gerek yargılama aşamasında 02.02.2012 tarihinden sonra yüzde/puan sistemi ile çalışan işçi olduğunun ileri sürülmediği gibi bu tarihten sonra yüzde/puan sistemi ile çalışan davacı ile emsal olabilecek nitelikte işçi ismi de bildirilmediği, maktu ücret sistemine geçildikten sonra ücretin ne şekilde düştüğü, hangi yılda ne kadar ücret alması gerektiğine dair somut açıklamada bulunulmadığı, soyut tanık anlatımları ile de sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı, bu kapsamda yüzde/puan ücret sisteminden maktu ücret sistemine geçiş yapıldıktan sonra ücret farkı alacağının varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Ücretin sendika ve işveren arasında yapılan bir protokol ile değiştirilemeyeceğini,
2. Davacının değişikliği baskı ve tehdit altında kabul etmek zorunda kaldığını,
3. Eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini,
4. Karmaşık yüzde hesabının çalışan tarafından yapılmasının beklenemeyeceğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, değiştirilen ücret sistemi nedeniyle davacının ücret farkı alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.