"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi için başvuruda bulunduğunu ancak bu başvurusunun reddedildiğini, bunun üzerine İdare Mahkemesinde işlemin iptali için dava açtığını, dava neticesinde idari işlemin iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek davacının kadroya geçirilme talebinin reddedildiği tarih ile idari işlemin iptali sonrasında kadroya geçirildiği tarih arasında kadroya geçirilen işçilerin almış olduğu ancak müvekkiline eksik ödenen ya da hiç ödenmeyen ücret, ilave tediye, ikramiye, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, gece çalışma ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulundukları, davacının bilgi yönetim hizmet alımı kapsamında yüklenici şirketler bünyesinde çalıştığı, Sağlık Bakanlığının ihaleye veren merci konumunda olduğu, husumet itirazları bulunduğu, davacının ilave tediyeye hak kazanmadığı, fazla çalışma alacağının bulunmadığı, davacının eksik ücret alacağı talep edemeyeceği, ücretlerini eksiksiz aldığı savunmasında bulunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2022 tarihli kararı ile davacının idari işlemin iptali ile kadroya alındığı tarih arasındaki ücretlere hak kazanacağı, yemeğin ayni bir yardım olarak sağlandığı, davacının kadroya alınmadan önce ve sonra da yol yardımından faydalandığı, davacının bulaşıcı hastalık riskine maruz kaldığının ispatlanamadığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve gece çalışma fark alacağına ilişkin taleplerin usulünce ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarihli kararı ile; kadroya geçiş aşamasında imzalanan iş sözleşmesinde, ücretin her ay için ileriye etkili olarak asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, dosyaya sunulan iş sözleşmesi bulunmadığından dava konusu dönemde aylar itibarıyla davacının %55,25'lik dilimde yer aldığına ilişkin itirazının yerinde olmadığı, davalı vekilinin itirazlarının hiçbirinin yerinde görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.04.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; davacının kadroya geçirilme talebinin reddedildiği tarih ile idare mahkemesi kararıyla atamasının yapıldığı 10.09.2020 tarihi arasındaki dönemde, davalı Bakanlık ile davacı arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, ayrıca davacının talebinin de kadrolu işçi statüsünde çalışamadığı döneme ilişkin eksik aldığını iddia ettiği haklara ilişkin olduğu, söz konusu talebin idari işlemin geç veya eksik tesis edilmesinden kaynakladığı, bir diğer ifade ile talebin dayanağını iş sözleşmesi değil, idari işlemin kendisinin oluşturduğu, bu durumda uyuşmazlığın idare mahkemeleri tarafından çözümlenmesi gerektiği, Mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 114/1-(b) hükmü gereğince davanın yargı yolu yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. İdare mahkemesi tarafından işçilerin kadroya alınması yönünde karar verilmediğini, idarenin işleminde yapılan eksikliğin ne şekilde düzeltileceği ve buna göre yeniden olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini,
2. İdare mahkemesinin kararından sonra yeniden değerlendirme yapılarak müvekkilinin kadroya geçirilmesine karar verildiğini ve bundan sonra müvekkilinin 4857 sayılı İş Kanunu'na tâbi olarak çalıştırıldığını,
3. Asıl işveren konumunda olan davalı ile müvekkili arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğunu,
4. Uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; somut uyuşmazlıkta görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğuna ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.