Logo

9. Hukuk Dairesi2025/90 E. 2025/1712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 2019-2021 yılları arasındaki ücret, ilave tediye ve ikramiye farkı alacakları ile bu alacaklara uygulanacak faiz oranının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücretinin hesaplanmasında, dava tarihi itibarıyla yürürlükte olmayan ve talepte de bulunulmayan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğu gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak 2019 yılından itibaren ücret ve ücrete bağlı olan alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ücret farkı alacağı ile 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz ya da kısmi davaya konu olması mümkün olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça talep edilen faiz türüne ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 08.03.2023 tarihli kararı ile; davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin maddesindeki düzenleme de göz önüne alındığında, davacı işçinin fark ücret ve bağlı olarak ücret farkına dayanan diğer dava konusu alacaklara hak kazandığı sabit olduğundan bilirkişi raporuna göre Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 08.03.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; davacının 2019 ve 2020 yıllarının ikinci altı aylık dönemine ilişkin aylık ücret miktarının hatalı belirlendiği, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi'nin art etkisi bulunmadığından Ocak 2021 dönemindeki ücretine ayrıca %4 oranında zam uygulanmasının hatalı olduğu, ihtilaf konusu 28.01.2021 tarihi ile 31.01.2021 tarihleri arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında dava dilekçesinde talep edilen ikramiye farkı bakımından yasal faizi aşmamak kaydı ile mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, aldırılan bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının 2018 yılı asgari ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesinde yer alan oranın, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını,

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca bireysel iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmeleri ile çelişemeyeceğini, davacının taleplerinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden ve bireysel iş sözleşmesi hükümleri de istisnai etkiyi doğuracak nitelikteki şartları taşımadığından davanın reddi gerektiğini,

3. Yargıtayın emsal içtihatlarının da ücret fark alacağının reddi yönünde olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 2019 ve 2020 dönemindeki ücreti ile 2021 yılı Ocak ayındaki ücretinin belirlenmesi, 28.01.2021 tarihi ile 31.01.2021 tarihleri arasında kalan talep dönemi bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği ve ikramiye farkı alacağına yürütülen faizin türüne ilişkindir.

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021–31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin “Ücret Zammı” başlıklı 33. maddesi hükmü uyarınca, bireysel iş sözleşmesi doğrultusunda belirlenen 01.01.2021 tarihindeki temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulandığı anlaşılmaktadır. Hüküm altına alınan fark ücret alacağında, arabuluculuğa başvurunun 08.01.2021 tarihinde yapılması ve 22.02.2021 tarihinde dava açılması birlikte değerlendirildiğinde, bu tarihler itibarıyla imzalanmış bir toplu iş sözleşmesi olmadığı gibi bunun doğal sonucu olarak dava dilekçesinde bu toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammı oranına yönelik bir talebin de bulunmadığı görülmektedir. Arabuluculuk başvuru tarihi ve dava tarihindeki koşullar değerlendirilmeksizin, talep de mevcut olmadığı hâlde 01.01.2021 tarihinden sonraki döneme ilişkin fark ücretin hesaplanmasında, bireysel iş sözleşmesi doğrultusunda belirlenmiş temel ücrete %12 oranında ücret zammı uygulanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.