Logo

9. Hukuk Dairesi2025/932 E. 2025/1750 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenden ilave tediye alacağı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacı ile arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı ve ilave tediye ödemesi yükümlülüğü olmadığı yönündeki itirazlarının reddine ve mahkemenin bozmaya uygun olarak verdiği ilave tediye alacağının davacının bordro ücreti üzerinden hesaplanmasına dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... Termik Santralinde çalıştığını, değirmen bakımındaki işçilerin asgari ücretin %50, %60, %75 ya da %100 fazlası ücretle, park sahasında çalışanların asgari ücretin %50-%60 fazlası ücretle, kül, cüruf bakımı, inşaat bakımı sahalarında çalışanların ise asgari ücretin %50 fazlası ücretle çalıştığını, çalışma dönemi içinde hizmet alım sözleşmesi ile yüklenici işverenler üzerinden yaptırılan çalışmaların muvazaalı olduğunun kesinleşen kararlar ile kabul edildiğini, buna göre yüklenici işverenler üzerinden bildirilen çalışmaların, davalı tarafın sendika üyesi ve dolayısıyla toplu iş sözleşmesinden yararlanan kadrolu işçilerin çalışmaları gibi kabul edilmesi gerektiğinden davalının davacı müvekkiline ilave tediye ödemesi gerektiğini ileri sürerek ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline kara verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinden ilave tediye alacağı talep edilemeyeceğini ve husumet itirazında bulunduklarını, zira müvekkili İdare ihale makamı olduğundan davacıya ilave tediye ödeme yükümlülüğü olmadığını, muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki anılan alacak kaleminden sadece sendika üyesi olup toplu iş sözleşmesi kapsamında olan işçilerin yararlanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 18.02.2021tarihli kararı ile; davalı ... ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan yüklenici firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, bu nedenle davacının Kurum işçisi olduğu ve ilave tediyeye hak kazandığı, davalının süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def'i nazara alındığında 30.06.2014 tarihli 2014 yılı tediyesi ikinci yarı ödemesine kadar olan alacakların zamanaşımına uğradığı, bilirkişi raporu ile hesaplanan ilave tediye alacağının taleple bağlı kalınarak hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 07.03.2024 tarihli kararıyla; davacının baştan itibaren davalı çalışanı olarak ilave tediye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353/1-(b) hükmü uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.03.2024 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20.06.2024 tarihli ve 2024/6814 Esas, 2024/10114 Karar sayılı kararıyla; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının sendika üyesi olmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediği gözetildiğinde davalı işveren işyerinde davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığı belirlenerek emsal işçi olması hâlinde ilave tediye alacağı bu emsal işçi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınması, sendikalı olmayan emsal işçi bulunmadığının anlaşılması hâlinde ise davacının almakta olduğu ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; celsede bozma ilâmı gereğince davalıdan, davacıya emsal sendika üyesi olmayan işçilerin bordrolarının istenildiği ve dosyanın, ek rapor hazırlanmak üzere önceki bilirkişiye tevdi edildiği, davacıyla emsal olabilecek sendika üyesi olmayan işçi olmaması sebebiyle davacının bordro ücretine göre hesaplanan ilave tediye alacağının hüküm altına alındığı açıklanarak davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olduğunu ve ilave tediye alacağından dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, zira davacı işçi ile müvekkili Kurum arasında işçi işveren ilişkisi kurulmadığını,

2. Müvekkili Kurumun bakım ve onarım işlerini yüklenici şirketlere verdiğini, zira asıl işin; işyerinin teknik amacının gerçekleşmesi ile amaçlanan mal ve hizmet üretimi ile doğrudan ilgili olan teknik amacın gerçekleşmesine yönelik sürece doğrudan dâhil olan ve olmazsa olmaz faaliyetleri ifade ettiğini, dava dışı yüklenici şirketlere ihale olunan işin bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini,

3. Davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığı gibi asıl iş olan elektrik üretim işinin bölünmesi sureti ile müvekkilince var edilen bir işte çalışmasının da söz konusu olmadığını, elektrik üretim işinden tamamen bağımsız farklı bir iş yaptığını, işin gereği ve teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olduğunu, hizmet alımı kapsamında çalıştığını, Kurum işçisi olarak değerlendirilemeyeceğini,

4. Müvekkili kurumun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde yasaya ve usule uygun olarak yapılan hizmet alım ihalesini kazanan şirketlerin çalıştıracakları personeli belirleme, işten çıkarma, ceza uygulama gibi yetkilerinin olmadığını,

5. Muvazaa olgusunun varlığı iddiasının kabul edilemez olduğunu, davalı Kurum ile dava dışı yükleniciler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaalı olmadığını,

6. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar da hatalı olduğunu, her iki bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığını, davacının alacak taleplerine yönelik zamanaşımı def'inin de değerlendirilmediğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ilave tediye alacağının hesaplanmasına ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.