"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı vekili, müvekkilinin işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine açtığı dava sonucunda ... 2. İş Mahkemesinin 17.02.2009 tarihli ve 2017/247 esas, 2009/100 karar sayılı kararı ile 06.02.2009 tarihli ek bilirkişi raporu kapsamında müvekkilinin talep edebileceği alacakların miktarının belirlendiğini ancak taleple bağlı kalınarak dava dilekçesinde talep edilen işçilik alacaklarının hüküm altına alındığını, müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğundan eldeki dava ile 06.02.2009 tarihli ek bilirkişi raporunda hesaplanan ve asıl dava ile hüküm altına alınmayan bakiye kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, ilave tediye, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, asıl davada ıslah talebinde bulunması gerekirken ek dava açan davacının kötü niyetli olduğunu, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karar; davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2012 tarihli kararıyla, davacı işçinin 6772 sayılı Kanunda sözü edilen kurum ve kuruluşlardan birinde çalışmadığından ilave tediye alacağına hak kazanmayacağı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli kararıyla, bozma kararına karşı kısmen direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2021 tarihli kararıyla mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası elde edilen yeni delil ve olgulara dayandığı ve dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2021 tarihli kararıyla, dava dosyasının Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Davacı temyizi yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 13,83 TL olup karar tarihi itibari ile 2.190,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacının temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, nispi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
2-Davalı Temyizi Yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, yerinde bulunmayan ve sebepleri bildirilmiş olmayan bozma isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine, 30.11.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.