"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 35. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının tesisat formeni olarak yurt dışı hizmet akdi ile davalı şirketin Moskova, Türkmenistan ve Libya'da bulunan şantiyelerinde 1994-2010 yılları arasında çalıştığını, 1.700 USD aylık ücretin 200-300 USD'sinin şantiyede avans olarak elden, geri kalanının banka hesabına yatırılarak ödendiğini, 3 öğün yemek ve barınmanın işverence sağladığını, iş akdinin nedensiz ve bildirimsiz bir biçimde işçilik alacakları ödenmeden feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının talep ettiği alacaklarının tümünün zamanaşımına uğradığını, davacının hak etmiş olduğu işçilik istihkaklarının davacıya ödendiğini, ödeme belgeleri ve ibranamelerin mevcut olduğunu, davacının imzaladığı ibranamede ihbar ve kıdem tazminatı dahil tüm işçilik alacaklarını aldığını ve işverenden hiçbir alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin davalı işverenlikçe haklı neden olmaksızın feshedildiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353-(1)-b. 1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem ve ihbar tazminatına esas alınacak olan giydirilmiş ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya, ne şekilde tespit edildiği belirli olmayan aylık 212,86 ABD Doları yemek ve barınma yardımı yapıldığı kabulü ile giydirilmiş ücret hesaplanması hatalı olup Dairemizce incelenen, emsal işçilere dair dosyalarda (Dairemize ait 2020/4717 Esaslı sayılı dosya, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesine ait 2015/12730 Esaslı seri) davalının yurt dışındaki şantiyelerinde çalışan işçilere aylık 150,00 TL yemek ve barınma yardımı yapıldığına ilişkin kabul de değerlendirilmek suretiyle giydirilmiş ücret belirlenmelidir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Kıdem ve ihbar tazminatı talepli eldeki bu dava devam ederken bilirkişi raporu alınmasından sonra, davacı işçinin dava konusu edilen miktarlar da dikkate alındığında bilirkişi raporuna göre talep edebileceğinden daha fazla bir miktar üzerinden davalıya karşı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine davacının itirazın kısmen iptali, takibin devamı ile icra inkâr tazminatı talebiyle bir dava açtığı, her iki davanın birleştirilip yargılamasının birlikte yapıldığı, Mahkemece birleşen itirazın iptali davası bakımından alacakların likit olduğu gerekçesi ile icra inkâr tazminatına hükmedildiği görülmekte ise de, icra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için gerekli koşullar somut olayda gerçekleşmemiştir.
Şöyle ki; itirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 Yasanın 8’inci ve 28’inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez
Somut olayda, öncelikle kıdem ve ihbar tazminatı istekleri bakımından davalı işveren, istifa eden davacının bu alacaklara hak kazanamadığını savunduğundan hakkın özü tartışmalı olup yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacaktan bahsedilmesi mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan, kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplanmasına esas ücret ve ekleri (yemek ve barınma ücreti) de taraflar arasında ihtilaflı olup yargılamayı gerektirmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu alacaklar likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği halde Mahkemece davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
Kabule göre de; Mahkemece hüküm fıkrasında icra inkâr tazminatı oranının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, oranın karşılığı olan miktarın da yazılarak tahsil hükmü kurulması isabetsizdir.
SONUÇ:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.