"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28/09/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat ... ile davalı ... Pazarlama ve Satış A.Ş. adına vekili avukat Yeliz Küçük geldi. Diğer davalı ... Ltd. Şti. adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, 01.03.2005-16.07.2010 tarihleri arasında davalı ... Pazarlama ve Satış A.Ş. şirketine bağlı çalıştığını, taşeronların üzerinden sigortalı gösterilmesine karşın gerçek işverenin davalı ... Pazarlama ve Satış A.Ş. olduğunu, talimatların anılan işveren tarafından verildiğini, ... Pazarlama ve Satış A.Ş.'nin kadrolu pazarlama elemanları ile aynı işi yaptığını, kadrolu işçilere verilen ücret ve sosyal haklarının verilmediğini, ... Pazarlama ve Satış A.Ş. ile diğer davalı şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu belirterek, davalı şirketler arasındaki muvazaanın tespitine karar verilmesini, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, fark ücret alacakları ve eşit işlem borcuna aykırılık sebebiyle tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkili şirket nezdinde 01.07.2007 tarihinden iş sözleşmesinin sona erdiği 16.07.2010 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesinin işverenine açıkca yalan beyanda bulunması, işverenin güvenini kötüye kullanması gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması üzerine haklı nedenle sona erdirildiğini, davacının müvekkili şirkette hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilen işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının çalıştığı sürece fazla mesai yapmadığını, müvekkili şirket ile diğer davalı ... şirketi arasında bir bayilik sözleşmesinin imzalandığını, sınırları sözleşme ile belirlenen ... Bölgesi dahilinde ... şirketine ait sigara ürünlerinin perakende satıcılara satış, dağıtım, pazarlama yetkilerinin müvekkili şirkete bırakıldığını, Philp Morris şirketinin bu bölgede bulunan müşteri gruplarına yönelik hiçbir faaliyet göstermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Pazarlama ve Satış A.Ş. vekili, müvekkili şirket ile Doğu Karadeniz şirketi arasında bir bayilik ilişkisinin bulunduğunu, bayilik ilişkilerinde bayinin kendi nam ve hesabına hareket ettiğini, bayiler tarafından sözleşmeyle belirlendiğini, coğrafi bir alanda satış, dağıtım yapıldığını, satış, dağıtım ve tahsilat riskinin bayiye yüklendiğini, üretici, tedarikçinin yasal mevzuatın imkan verdiği ölçüde bir takım araç, gereç, teçhizat temini ile bayiye ürünü pazarlaması adına destek verdiğini, davanın müvekkili şirkete yöneltilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının müvekkili şirket çalışanı olmadığını, hiçbir zaman işçi, işveren ilişkisi içinde bulunmadığını, müvekkili şirketle Doğu Karadeniz arasında bayilik sözleşmesi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, Dairemizin 24.12.2020 tarihli bozma ilamına uyulduğu belirtilerek, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda, Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 24.12.2020 tarihli bozma ilamında işaret edildiği üzere davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu, bu nedenle davacının ücretinin emsal işçi ücretine göre belirlenerek 10.07.2013 tarihli ek raporda hesaplanan şekilde dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve muvazaaya dayalı fark ücret alacaklarının kabulü gerekirken uyulmasına karar verilen bozma ilamı ile davacı taraf yararına doğan usuli kazanılmış hak dikkate alınmaksızın dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve muvazaaya dayalı fark ücret alacakları hakkında yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup tekrar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.