Logo

9. Hukuk Dairesi2021/6895 E. 2021/13805 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin ücretinin düşürülmesi ve fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hesabında hangi ücretin esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İşçinin 2014 yılından sonraki dönemlerdeki ücretinin iş sözleşmesinde yazılı olduğu ve bu değişikliği kabul ettiği, ayrıca fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hesabında ait olduğu dönem ücret bordrosundaki ücretin esas alınması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. İş Mahkemesi

Davacı, işçilik alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kısmen kabul kararına karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararını ortadan kaldırarak, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurmuştur.

... Bölge Adliye Mahkemesinin davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile yeniden kurulan hükme ilişkin kararının davalılardan ... vekili tarafından temyizi üzerine, davalı vekillerinin temyiz talebi temyiz başvurusuna konu yapılan miktarın kesinlik sınırında kaldığı gerekçesiyle 24.05.2021 tarihli ek kararla reddedilmişse de, davacının çalışmasının dava tarihinde devam ettiği ve talep edilen işçilik alacaklarına ilişkin verilecek kararın ileriye etkili şekilde sonuç doğuracağı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2021 ve 08.06.2021 TARİHLİ EK KARARLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'ne ait Hava Limanında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, müvekkilinin asıl işvereninin davalı Devlet Hava Meydanları işletmesi olduğunu, davalılar tarafından fazla mesai ücreti ödendiği iddiası ile 2012 yılı içinde peyder pey toplam 2.450,00 TL civarında müvekkilinin ücretinden kesildiğini, müvekkilinin yazılı izni alınmadan ücretinden geçmişe dönük kesinti yapılmasının İş Kanunu'nun 22. ve 62. maddelerine açıkca aykırı olduğunu, müvekkilinin ücretinin asgari ücretin iki katı olarak ödendiğini, 01/01/2012 tarihinden sonra yasaya aykırı olarak düşürülüp asgari ücretin 1,5 katı üzerinden hesaplanarak ödenmeye başlandığını, davacının günde 7,5 saati aşan gece çalışmaları için fazla mesai ücretinin ödenmesi gerektiğini, dini ve milli bayramlar ile tüm genel tatil günlerinde vardiyaya denk geldiğinde çalıştığını, karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, ücret, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalılardan tahsilini istemiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı ... vekili, personele fazladan ödeme yapıldığı yönünde düzenlenen müfettiş raporu gereğince ücret kesintilerinin yapıldığını, ücretlerin yasaya aykırı bir şekilde düşürülmediğini, kanun ve mevzuatlar ile belirlenen tüm hak ve alacaklar bakımından sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, müvekkilinin işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını, postalar halinde çalışma yönetmeliğindeki istisnalara göre işçilerin gece postalarında 7,5 saatlik çalışma süresinin aşılmasının ve fazla çalışma yapılmasının mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı ...Ş. vekili, davacının diğer davalı nezdinde görev yaptığını, diğer davalı ile müvekkili arasında alt işveren üst işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin ihale usulü iş aldığını davaya konu alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, İş Kanunu’nun 69. maddesine eklenen düzenleme gereğince yazılı onayının alınması şartı ile davacıya 7,5 saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabileceğini, davacının yapmış olduğu gece çalışmasının ödenen ücretin içine dahil olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince davacının yazılı oluru olmaksızın ücretten geçmişe dönük kesinti yapılması ve ücretin indirilmesinin mümkün olmadığı ve bu tür düzenlemelerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 62. maddelerine aykırılık teşkil edeceği, davacının bilirkişi raporunda belirtilen dönemlere ait fark ücret alacağının ödendiği davalı tarafından kanıtlanamadığı, tanık beyanlarından ve emsal dava dosyalarından davacının fazla mesai yaptığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde tespit edildiği gerekçesiyle bilirkişi raporu ile tespit edilen alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalılar vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesince; “Eldeki davada da işçinin ihaleyi üstlenen yeni şirketle sözleşme yaptığı gerekçesiyle ücretinin düşürülmesine rıza gösterdiğinin kabulü mümkün değildir. Bu nedenle davacının fark ücret alacağı bulunmaktadır. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması nedeniyle davalının ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def’inin kabul edilmemiş olmasında bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Davacının vardiyalı çalışmış olmasına göre, bilirkişinin bordrolarda yapılan ödemeleri dışlayarak genel tatil ücretini hesapladığı anlaşıldığından genel tatil ücretine ilişkin istinaf başvurusu da yerinde değildir.

Davacının gece çalışması yapılması konusunda yazılı muvafakati bulunduğuna ilişkin bir belge sunulmadığından, bilirkişinin davacının çalışma sistemine göre gece çalışmalarına göre fazla mesai ücreti alacağı bulunmaktadır. Ancak dava dilekçesindeki açıklamalar ve cevap dilekçeleri itibariyle davacının 2014 yılı başından 2015 yılı ortalarına kadar üçlü vardiya ile çalıştığı anlaşıldığından bu dönemlere ilişkin fazla mesai ücreti alacağının reddi gerekirken bu dönemin de hesaplamaya dahil edilmesi hatalı olmuştur. Bilirkişinin ilk raporunda fazla mesai ücretine ilişkin hesabında 01/01/2014-01.07/2015 dönemlerle ilgili fazla mesai ücretinin mahsubu gerekmektedir. Buna göre bu dönemle ilgili 4.553,28 TL mahsup edildiğinde fazla mesai ücreti brüt 9.599,35 TL olmaktadır. Hükmün bu yönüyle düzeltilmesi gerekmektedir. Hesaplanan miktar ve davacının fazla mesai yaptığı süre itibariyle fazla mesai ücretinden önceki kararda olduğu gibi 1/3 oranında takdiri indirim yapılması uygun görülmüştür. Takdiri indirim nedeniyle reddedilen kısımlar dolayısıyla davacı yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. Davalıların istinaf başvuruları yalnızca bu yönüyle kabul edilmiştir...” gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusu kabul edilerek mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve kesin olmak üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalıların temyiz etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 08/06/2021 tarihli ek kararla davalı ... vekilinin, 22/06/2021 tarihli ek kararla davalı ... Hizmetleri A.Ş.’nin temyiz taleplerini kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararını davalı vekilleri temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya 2012 yılı Ocak ayından itibaren ödenen aylık ücretinin önceki seneye göre az ödenmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi kapsamında geçerli olup olmadığıdır.

4857 sayılı Kanun’un “Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi’’ başlıklı 22. maddesinde işyeri şartlarında yapılacak esaslı değişikliklerin yapılabilme şartları düzenlenmiştir. Anılan hükme göre; “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde, kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebinin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21’inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma şartları her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” denilmektedir.

İşyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği işveren ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır.

4857 sayılı Kanun’un 22. maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır. Öte yandan 4857 sayılı Kanun’un 62. maddesinde, her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin kanuni olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanuni bir yükümlülüğün yerine getirilmesi sebebiyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamayacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı Kanun’un 62. maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamayacağı yasağı, işverenin tek taraflı indirim yapamaması ile ilgilidir. Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek şartıyla ücrette indirim yapabilirler. Zira işyerinin ekonomik şartları bunu zorunlu kılabilir ve işçi işsiz kalmamak için işçi bunu kabul edebilir.

Somut uyuşmazlıkta, işçi ile alt işveren şirket arasında düzenlenen 01/01/2014 - 31/12/2014 ve 01/01/2015 - 31/12/2016 dönemlerine ilişkin iş sözleşmelerinde davacının ücretinin yazılı olduğu, buna göre davacının bu tarihten sonrası yönünden aylık ücretine ilişkin bu değişikliği yazılı olarak kabul ettiği anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, ücret farkı alacağı talebinin 01/01/2014 tarihinden öncesi için kabul edilmesi ve bu tarihten sonraki dönem için reddi gerekirken tüm dönem için kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti davacı iddiasına göre olması gereken ücret üzerinden hesaplanmıştır.

Söz konusu alacak taleplerinin hesabında ait olduğu dönem ücret bordrosundaki ücretin dikkate alınarak hüküm kurulmaması da hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.