"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 07.01.2008- 21.07.2010 tarihleri arasında elektrik usta yardımcısı unvanı ile davalı Kurumun sözde alt işvereni...Teknik A.Ş’nde çalıştığını, 22.01.2012 tarihinde tekrar işbaşı yaptığını ve halen çalışmaya devam etiğini, arıza halinde yeraltı ocağında da çalıştığını, Mahkemenizin ... sayılı kararına göre davalı ile...Teknik A.Ş arasındaki alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğuna karar verildiğini, davacının davalı Kurumun asıl işçisi olduğunu, muvazaalı olarak alt işveren işçisi gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, İş Kanununun 5. maddesinde yer alan eşit davranma ilkesine aykın davranıldığını, davalının kadrolu işçilerinin yararlandırıldığı ... Sendikası ile imzalanmış olan Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlandırılmadığını, davacının işyerinde örgütlü ... Sendikası üyesi olduğunu, muvazaa sebebiyle başlangıçtan beri davalının işçisi olan davacının davalının taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden işe başladığı tarihten itibaren yararlandırılması gerektiğini, davacının dengi kadrolu işçinin belirlenerek işyerinde çalışmaya başladığı tarihten itibaren 6772 sayılı Kanundan kaynaklanan atacaktan 100,00-TL, eşit davranma ilkesine aykırılık tazminatı olarak 100,00-TL, eşitlik İlkesine aykırı uygulamalar nedeniyle yoksun bırakıldığı ücret, ikramiye, prim, sosyal yardımlar vs. için 100,00-TL ve davalının tarafı olduğu Toplu iş Sözleşmesinden kaynaklanan ücret vs.her türlü alacaklar için 100,00-TL alacağın faizleri ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, davacı ile aralarında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının yüklenicinin asıl işveren olduğu işyerinde çalıştığını, ihale ile anahtar teslimi olarak verilen işte çalışanlara müdahale edilmediğini, davacının daha önce kurumlarında işçi olarak çalışmadığını, muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının yüklenici firmada ... Sendikası üyesi olarak çalıştığını, ilgili Sendika ile...Teknik A.Ş arasında Toplu İş Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davacının çalıştığı firmanın ayrı ve asıl işveren olduğunun kabul edildiğini, sendika üyesi işçilerin bu konuya itirazları olmadığı gibi kurumun taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanma taleplerinin kuruma iletilmediğini, sözleşmelerin muvazaa niteliği taşımadığını, kurum ile firmalar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmayıp ihale makamı- müteahhit ilişkisi olduğunu, işin anahtar teslimi biçiminde ihale edilmesi durumunda asıl işveren-alt işveren ilişkisinden ve asıl işverenin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, kurumun işçi atımında uygulayacağı esasların yönetmelik ile belirlendiğini, belirlenen şartlarla kurum işçisi unvanına sahip olabilen kişiler ile davacının aynı unvanı talep etmesinin Anayasa, İnsan Hakları, İş Kanunu ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, Kurumun İş Kanununun 5.maddesine aykırı bir tutum ve davranışının sözkonusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
... İş Mahkemesi’nin 09/10/2017 tarih, 2015/260 Esas ve 2017/387Karar sayılı ilamına yönelik davalının istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi‘nin 06/12/2017, 2017/80 esas 2017/133 Karar sayılı ilamı ile esastan reddi üzerine davalı tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2020 tarih ...Karar sayılı ilamı ile “...Davalı bilirkişinin hesabında fark alacak için hazırlanan tabloda, hesaplamaya esas alınan ücretin hatalı tespit edildiğini ileri sürmüştür. Gerçekten de, hesaplamaya esas olarak tabloda aylık ücret ve günlük ücret ayrı ayrı sütunlarda gösterilmiş, ancak hesaplama yapılırken günlük ücret aylık ücrete dahil edilerek sonuca gidilmiştir. Böylelikle hesaplamaya esas alınan ücret hesabı hatalı tespit edildiğinden fark alacaklar yanlış hesaplanmıştır. Her ne kadar davalının bu yöndeki istinaf nedeni ileride açılacak muhtemel ek davada gözetilebileceği gerekçesiyle yerinde görülmemiş ise de; davacının kısmî olarak açtığı davasındaki miktarları ıslah ile artırdığı, mahkemenin tespit değil tahsil hükmü kurduğu dikkate alındığında, bu yanlışlığın bozma nedeni olarak dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, hatalı hesap raporuna itibarla yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....” gerekçesiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; toplanan delillere göre ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davada reddolunan miktar dikkate alınarak davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece vekalet ücretinin doğru olarak belirlenip belirlenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde; tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, onuncu maddenin üçüncü fıkrası ile on ikinci maddenin birinci fıkrası, on altıncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) bu tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği ancak hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece eşit davranma ilkesine aykırılık tazminatı ve eşit davranma ilkesine aykırı uygulama sonucu yoksun fark ücreti alacağı yönünden davanın reddine karar verilmiş olup, reddedilen toplam miktar 200,00 TL'dir. Buna göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 200,00 TL yerine, İlk Derece Mahkemesince davalı yararına 100,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
3-Mahkemece yargılama giderlerinin doğru olarak belirlenip belirlenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davacı tarafından 2.662,80 TL yargılama gideri yapılmıştır. Davacının toplam talebi 22.793,14 TL olup 21.548,92TL'lik alacağının kabulüne, fazlaya ilişkin isteminin ise reddine karar verilmiştir. Mahkemece yargılama giderleri bakımından kabul ve red oranına göre (%94,5-5,5) yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç:
Hüküm fıkrasının 5 nolu ve 7 nolu bentlerinin çıkartılarak yerlerine;
“5-Davacının karşıladığı toplam 2.662,80 TL yargılama giderinin, kabul / red oranına göre hesaplanan 2.516,34 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan 146,46 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, reddedilen 200,00 TL üzerinden davalı lehine takdir edilen 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," bentlerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.