"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 17.08.2011 tarihinden 18.08.2015 tarihine kadar davalı iş yerinde çalıştığını ve ücret alacakları ödenmediğinden iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının yaptığı tüm fazla mesailerin ücret bordrosuna yansıtıldığı ve davacının da imzalayarak bu ücret bordrolarını kabul ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi sonucu karar Yargıtay 22.H.D.nin 11/11/2019 tarih, 2016/23332 Esas, 2019/20730 Karar sayılı ilamıyla "Somut uyuşmazlıkta sevkiyat sorumlusu olarak çalışan davacı işçi, ücret alacakları eksik ödendiğinden iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş ve dava dilekçesi ile ihtarnamesinde çalışma saatleri veya iş yerindeki çalışma sistemine yönelik bir açıklamada bulunmadan fazla mesai yaptığını ileri sürmüştür. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından ... “Davalı işyerinde son iki yılda 08:00-16:00 ya da 16:00-24:00 saatleri arasında olmak üzere iki vardiya vardı, biz vardiyamızı tamamladığımızda işyerinden çıkıyorduk, ancak ben işyerinden çıktığım sırada davacı genellikle halen işyerinde oluyordu, sonrasında hangi saatte çıktığını bilmiyorum, “ şeklinde, ... “Ben davalı işyerinde çalıştığım süre boyunca mesai saatleri sabah saat 08:00 akşam saat 18:00 arasındaydı, ancak biz akşam saat 21:00 e kadar kesin çalışıyorduk, bizim maaşımızın standart olduğunu söyleyerek hiçbir şekilde fazla mesai ücreti ödemiyorlardı, diğer işçilere ise fazla mesai ücreti veriliyordu” şeklinde, davalı tanıklarından Rudji Şentürk “Davalı işyerinde mesai saatleri 08:00-18:00 ve 16:00-24:00 şeklinde iki vardiya halinde yapılıyordu, 08:00-18:00 saatleri çalışan haftada 5 gün çalışıyor, 16:00-24:00 saatleri arasında çalışan ise haftada 6 gün çalışıyordu, Davacının çalıştığı departmanda 08.00-18:00 vardiyasında 4 kişi, 16:00-24:00 vardiyasında 1 kişi olmak üzere toplam 5 kişi çalışıyor, gece vardiyasında çalışan sadece irsaliye kestiği için yoğun bir işi olmadığından bir kişinin çalışması yetiyor,” şeklinde, ... “ Davalı işyerinde 08:00-18:00 ve akşam 16:00-24:00 saatleri arasında vardiyalı olarak çalışılıyordu, 08:00-18:00 vardiyasında 4 kişi, 16:00-24:00 vardiyasında ise 1 kişi çalışıyordu, işyerinde davacının çalıştığı bölümde fazla mesai yapılmıyordu, “ şeklinde ... ise “Davalı işyerinde davacı ve diğer sevkiyat sorumluları sabah saat:08:00-akşam 16:00 saatleri arasında ve 16:00-24:00 saatleri arasında iki vardiya şeklinde çalışıyorlardı, Cumartesi günleri sevkiyat olduğu zaman şef ve uzman olarak ben katılıyoruz, ancak sevkiyat sorumluları katılmıyor, yani hafta sonları çalışmıyorlardı, gece vardiyası sırasında sevkiyat yapıldığı oluyordu” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanları ve personel bazlı detaylı bordrolarda davacının çalıştığı departmanda haftada 5 gün 08.00-18.00, 6 gün ise 16.00-24.00 saatleri arasında çalışma olduğu, davacı tanıklarından ... beyanı dışında fazla mesai yapıldığını gösterir delil bulunmadığı ayrıca iş sözleşmesinde de fazla mesainin ücrete dahil olduğuna yönelik hüküm bulunduğu gerekçeleri ile fazla mesai alacağına yönelik bir değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir. Tarafların tanık beyanları incelendiğinde davacı tanıklarından ...’in iş yerinde iki vardiya olduğunu beyan ettiği diğer davacı tanığının ise vardiyaya ilişkin hiçbir beyanda bulunmadığı yine davalı tanıklarının da ikisinin 08.00-18.00, 16.00-24.00 saatleri arası çalışma olduğunu, diğerinin ise 08.00-16.00, 16.00-24.00 saatleri arasında çalışma olduğunu beyan ederek vardiya saatlerine ilişkin farklı beyanlarda bulundukları görülmüştür. Davalı iş yerinde bir kısım işçilerin vardiyalı çalıştığı, bir kısım işçilerin ise vardiyaya bağlı olmadan çalıştığı yine bazı işçilerin haftada 5 gün, bazılarının ise 6 gün çalıştığı anlaşılmış ise de davacının iş yerindeki çalışma sistemi net olarak anlaşılamamakta ve ayrıca bilirkişi raporunda bahsi geçen personel bazlı detaylı bordroların neye dayanılarak düzenlendiği anlaşılamadığı gibi ilgili bordrolarda davacı imzası da bulunmadığından davacı yönünden bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu itibarla Mahkemece yapılacak iş öncelikle davacıya iş yerindeki çalışma düzenini ve saatlerini açıklattırmak ve taraf tanıkları yeniden dinlenerek davacının iş yerindeki çalışma düzeni, davacının vardiyalı çalışıp çalışmadığı, günlük çalışmasının başlangıç ve bitiş saatleri, ara dinlenme süresi, haftada kaç gün çalıştığı hususları ile personel bazlı detaylı bordroların neye göre ve nasıl düzenlendiği de açıklığa kavuşturulduktan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının önce günlük, sonra haftalık çalışma süresi belirlenerek haftalık çalışma süresinin aşılıp aşılmadığı ve davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı yönünden bir sonuca varmak, fazla mesai yaptığının anlaşılması halinde iş sözleşmesindeki fazla mesainin ücrete dahil olduğu yönündeki hüküm dikkate alınarak yıllık 270 saati aşan fazla mesai ücretini hüküm altına almak ve bunun sonucunda fesih tarihinde ödenmeyen fazla mesai ücretinin bulunduğu anlaşılır ise iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem tazminatı alacağının da kabulüne karar vermektir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir" gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir. Şöyle ki, kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.
Dairemizce yapılan bozmada; personel bazlı detaylı bordroların neye dayanılarak düzenlendiği anlaşılamadığı, söz konusu bordrolarda davacı imzasının da bulunmadığı bu nedenle davacı yönünden bir bağlayıcılığı olmadığı, davacıya iş yerindeki çalışma düzenini ve saatlerini açıklattırılarak ve taraf tanıkları yeniden dinlenerek davacının iş yerindeki çalışma düzeni, davacının vardiyalı çalışıp çalışmadığı, günlük çalışmasının başlangıç ve bitiş saatleri, ara dinlenme süresi, haftada kaç gün çalıştığı hususları ile personel bazlı detaylı bordroların neye göre ve nasıl düzenlendiği de açıklığa kavuşturulduktan sonra dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının önce günlük, sonra haftalık çalışma süresi belirlenerek haftalık çalışma süresinin aşılıp aşılmadığı ve davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı yönünden bir sonuca varmak, fazla mesai yaptığının anlaşılması halinde iş sözleşmesindeki fazla mesainin ücrete dahil olduğu yönündeki hüküm dikkate alınarak yıllık 270 saati aşan fazla mesai ücretini hüküm altına almak ve bunun sonucunda fesih tarihinde ödenmeyen fazla mesai ücretinin bulunduğu anlaşılır ise iş sözleşmesinin işçi tarafından feshinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem tazminatı alacağının da kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma sonrasında davacının beyanları alınmış, taraf tanıkları yeniden dinlenilmiştir. Ancak söz konusu beyanlar değerlendirilmemiş, personel bazlı detaylı bordroların neye göre nasıl düzenlendiği açıklığa kavuşturulmamıştır. Davacı yönünden bağlayıcılığı olmadığı belirtilmesine karşın sadece personel bazlı bordrolar dikkate alınarak davacının fazla mesai yapmadığı değerlendirilerek davanın reddedilmesi isabetli olmamıştır. Bozma ilamına uyan mahkeme bozma ilamı ile bağlı olup bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.