"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum davaların uzamasının önüne geçmek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Yargıtay'ın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.
Mahkeme tarafından, Dairemizin 01/10/2020 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olunmasına karşın, bozma ilamında belirtildiği üzere; davacının son ücretinin Suudi Arabistan Riyali olarak ödendiği anlaşılmakla, Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 83. maddesinin üçüncü fıkrasındaki düzenleme gereğince davacının Suudi Arabistan Riyali ve Türk Lirası arasında tercih hakkına sahip olduğu, davacının bozma sonrası 06.11.2018 tarihli duruşmada dava konusu alacaklarının Suudi Arabistan Riyali üzerinden hükme bağlanmasını talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanmış olduğu, buna göre ihbar tazminatı talebi bakımından Türk Lirası üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesine göre yalnızca ihbar tazminatı bakımından davacının tercihi dikkate alınarak Suudi Arabistan Riyali üzerinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, dava dilekçesinde kıdem tazminatı alacağı bakımından tercih hakkının Türk Lirası olarak zaten kullanılmış olması ve bu alacak kaleminin bozma kapsamında bulunmamasına karşın kıdem tazminatı bakımından da Suudi Arabistan Riyali üzerinden hüküm kurulmuş olması davalı yararına oluşan kazanılmış haklar dikkate alındığında hatalı bulunmaktadır.
Açıklanan hususlar bozma sebebi ise de, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca ve temyiz edenin sıfatı da gözetilerek, düzelterek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda yazılı sebepten, hüküm fıkrasında yer alan;
“12.952,17 SAR net kıdem tazminatının akdin feshi olan 30/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte,” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine ,
“5.362,14 TL net kıdem tazminatının akdin feshi olan 30/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte,” ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.