Logo

9. Hukuk Dairesi2021/9546 E. 2021/12993 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, hafta tatili ücretine hak kazanılıp kazanılmadığı hususunda Yargıtay’ın önceki bozma kararına uygun bir inceleme yapılmadığı, gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunduğu ve fazla mesai ile hafta tatili alacaklarının hesabında usulüne uygun olarak bilirkişi raporuna itibar edilmediği ve usuli kazanılmış haklar gözetilmediği gerekçeleriyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili özetle, davacının davalı işyerinde fazla mesai yaparak çalıştığını, hafta tatili ve genel tatil günlerinde de çalıştığını ancak bu çalışmalarının karşılığı ücretlerin ödenmediğini iddia ederek; fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili özetle; davacının fazla mesai alacağının bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/26183 esas, 2019/24127 karar numuralı ilamı ile özetle ve sonuç olarak;

“1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.

2. Taraflar arasında fazla çalışma ve hafta tatili alacağı uyuşmazlık konusudur.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda benimsenen hesaplama yöntemi hatalı olduğu gibi daha önce Yargıtay incelemesine tabi tutulan pek çok emsale de aykırıdır. (Örneğin 2017/2014, 1967, 6369 Esas sayılı dosyalar). Bilirkişi raporunda davalı işyerinde haftanın 5 gününün iş günü olduğu ve cumartesi ve pazar günleri çalışıldığında bu çalışmanın hafta tatili çalışması olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.

Dosya içeriği ve Dairemizden geçen emsal dosyalar birlikte değerlendirildiğinde, işyerinde normalde cumartesi günleri çalışılması veya çalışılmaması işverenin yönetim hakkından kaynaklanmakta olup eğer bireysel veya Toplu İş Sözleşmesinde cumartesi gününün açıkça hafta tatili(akdi tatil) olduğu düzenlenmemişse o gününün işgünü sayılması gerektiği, davalı işyerinde ise haftanın 6 gününün iş günü, 1 gününün hafta tatili olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle Mahkemece cumartesi ve pazar gününün hafta tatili olarak kabul edilmesi hatalıdır.

Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. Davacının 7 gün kesintisiz çalışıp çalışmadığı hafta içinde hafta tatili iznini kullanıp kullanmadığı belirlenmeden hafta tatili alacağının hesaplanması yerinde bulunmamıştır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışmanın yanısıra hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları da %50 zamlı olarak hesaplamış olup, bu günlerde çalışma var ise 1 saat bile olsa tam gün yevmiye ücretine hak kazanılacağı; dolayısıyla hafta tatilinde çalışıldığında çalışılmasa da ödenmesi gereken 1 yevmiyenin yanı sıra 1.5 yevmiyeye; genel tatil gününde çalışıldığında çalışılmasa da ödenmesi gereken 1 yevmiyenin yanı sıra 1 yevmiyeye de daha hak kazanılacağı göz ardı edilmiş ise de davacının hükmü temyiz etmediği dikkate alındığında davalı yararına olan bu hesaplama yöntemi bozma nedeni yapılmamıştır.

O halde, mahkemece davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, fazla çalışma ve hafta tatili alacakları yeniden hesaplanmalıdır.Yine, bu hesaplama yöntemine göre fazla çalışma ücretinin davacı yararına değişmesi halinde, davacının fazla çalışmalarının hafta tatili olarak hesaplandığı dikkate alınarak bu yönden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmayacağı kabul edilmeli ve ıslah dilekçesi bir bütün olarak değerlendirilerek ve davacının fazla çalışma alacağını bilirkişinin bu hesap yöntemi nedeniyle hafta tatili olarak ıslah etmiş olduğu dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.

Ara dinlenmesi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre 4 saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az 15 dakika, 4 saatten fazla ve 7,5 saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük 7,5 saati aşan çalışmalar bakımından ise en az 1 saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada 7,5 saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği 7,5 saati aşan çalışmalar yönünden en az 1 saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde 11 saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az 1 saat, 11 saati aşan çalışmalarda ise en az 1,5 saat olarak verilmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işyeri giriş çıkış kayıtlarına göre yapılan fazla çalışma süresi hesaplamasında 11 saati aşan çalışmalarda ara dinlenme sürelerinin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dikkate alınmaması doğru olmamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. “ gerekçeleriyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Davacının hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve hesap yöntemi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/26183 esas, 2019/24127 karar numuralı bozma ilamında; hafta tatili ücretinin hesap yöntemi açısından hüküm bozulmakla birlikte aynı bozma ilamında “...Davacının 7 gün kesintisiz çalışıp çalışmadığı hafta içinde hafta tatili iznini kullanıp kullanmadığı belirlenmeden hafta tatili alacağının hesaplanması yerinde bulunmamıştır...” gerekçesine de yer verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu açıklanmasına rağmen, bozma gereği yerine getirilmeden, dosyadaki yazılı deliller ve tanık beyanları hep birlikte bir değerlendirmeye tabi tutulmadan sonuca gidilmesi hatalı olup, hükmün tekrar, davacının hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığının tespiti yönünden bozulması gerekmiştir.

3-Bozma sonrası hafta tatili ücreti hüküm fıkrasında brüt 74.456,03 TL olarak hüküm altına alınmıştır. Gerekçeli kararda ise hafta tatili ücretinin aslında brüt 89.355,32 TL olduğu açıklanmış olup, açıklanan şekilde gerekçe - hüküm çelişkisi yaratılması, bir diğer bozma nedenidir.

4-Bozma sonrası yapılan yargılamada; mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınmıştır. Karar gerekçesinde fazla mesai ve hafta tatili alacaklarında re’sen yapılan denetimsiz (anlaşılması pek mümkün olmayan) hesaplama ile sonuca gidilmiş, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna neden itibar edilmediği de belirtilmemiştir. Re’sen yapılan bu hesaplamada bozma öncesinde ki dava, ek dava ve ıslah zamanaşımı def-ileri açısından oluşan usuli kazanılmış hakların denetlenmesine de imkan bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle yeni bir gerekçe-hüküm çelişkisine mahal verilmeden, hukuki denetimi mümkün olacak şekilde ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi için de, hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.