"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle İlk Derece Mahkemesince davalı ile ihbar olunan şirket arasındaki asıl işveren- alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı, ancak 94 sayılı ILO sözleşmesi gereğince geçerli bir alt işverenlik sözleşmesi kapsamında çalışan işçinin asıl işverenin imzaladığı toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle bir kısım alacaklar hüküm altına alınmış; bu karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, kararda bir taraftan muvazaanın bulunmadığının belirtilip, diğer taraftan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hükmedilmesinin hatalı olduğu, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da muvazaanın bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Esasen ilk derece mahkemesi kararı kendi içerisinde bir çelişki içermemektedir. Mahkemece, somut olayda muvazaanın bulunmadığı tespit edildikten sonra, davacının asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmaması halinde dahi 94 sayılı ILO sözleşmesi gereğince asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak, usulüne uygun olarak onaylanmış uluslararası sözleşme niteliğindeki ‘bir amme tarafından yapılacak mukavelelere konulacak çalışma şartlarına müteallik’ 94 sayılı Sözleşme, iç hukuktaki iş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara doğrudan uygulanabilir nitelikte hükümler içermemektedir. Bu sözleşme içeriğindeki genel ve soyut nitelikteki hükümlerin, iç hukukta uygulanabilir hale gelmesi için, kanun koyucu tarafından yasal bir düzenleme yapılması zorunlu olup, mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak uluslararası sözleşmenin iç hukuka doğrudan uygulanabileceği gerekçesi ile hüküm kurulması yerinde değildir. Diğer taraftan, hukuka uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisinde asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumlu olması da, alt işveren işçilerinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabilecekleri şeklinde yorumlanamaz (S. Süzek, İş Hukuku, 15. Baskı, ... 2018, s. 168). Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin bu gerekçesi ile ilgili bir değerlendirme yapılmamış olması hatalı ise de, İlk Derece Mahkemesinin muvazaanın bulunmadığına dair kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine dair kararının sonucu itibariyle yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddeleri uyarınca bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, 05.10.20201 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.