"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ... adına Av. ... ile davalı ... Tekstil Turz. Nak. Ltd. Şti arasındaki davada Türkoğlu Asliye (İş) Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) miktar itibariyle kesin olan 28/11/2019 tarih, 2016/689 esas 2019/701 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması, Adalet Bakanlığı'nın 09.09.2021 tarih ve 39152028-153.01-1015-2020-E.1520/24650 sayılı yazısı ile talep edilmiş olmakla,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363. maddesindeki ;
"(1) (Değişik: 20/7/2017-7035/33 md.) İlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
(2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazetede yayımlanır." hükmü gereği dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesine haklı bir sebep olmadan son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Kanun yararına temyize konu edilen uyuşmazlık, mahkemece delillerin değerlendirilip değerlendirilmediği, adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği ve kararın yeterli gerekçe içerip içermediği noktasında toplanmaktadır.
Anayasamızın ‘Hak Arama Hürriyeti’ başlıklı 36. maddesine göre "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”. Gerek Anayasamızda gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru hukukî dinlenilme hakkıdır. Adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınan bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ‘hukuki dinlenilme’ haklı başlıklı 27. maddesinde de, davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın açıklama ve ispat hakkını içerdiği vurgulanmıştır. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Davanın taraflarının, açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, hükmün gerekçe bölümü iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsamalıdır (m.297/1).
Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek feshe bağlı alacaklarının davalıdan tahsilini istemiş, davalı taraf ise iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı üzerine haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence feshedildiği, feshin haklı bir sebebe dayanmadığı sonucuna varılmış ise de, dosya kapsamındaki delillerin yeterince değerlendirilmediği, eksik inceleme ile sonuca gidildiği böylece tarafların hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Davalı işveren ile davacı arasında, davacının devamsızlık tutanağının düzenlendiği tarihlerde işe gitmediği noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf anılan tarihte işgöremezlik raporu bulunduğunu ileri sürmüş ise de, dosyada bu yönde herhangi bir belge bulunmamaktadır. Diğer taraftan dava dilekçesi ekinde sunulan Türkiye İş Kurumu yazısından, davacının işveren aleyhine ALO 170 hattı aracılığıyla 24.11.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu şikayete ilişkin inceleme sonucunda davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı görülmektedir. Bu yazının dayanağı şikayet içeriğinin, işveren ile görüşme tutanaklarının ve diğer belgelerin dosyaya getirtilmemesi tarafların hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Aynı şekilde, davalı işveren tarafından keşide edilen ihtarname ile davacıdan mazeretini bildirmesi istenmiş, bu ihtarname davacıya 23.11.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde 07.12.2015 tarihine kadar davalıya ait işyerinde çalıştığını ileri sürmüş ise de, dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 27.11.2015 tarihinde başka bir işyerinde işe girişinin yapılmıştır. Mahkemece, işveren tarafından tutulan tutanakların her zaman tek taraflı olarak düzenlenebileceği, dosyada görgüye dayalı bilgisi olan tek tanığın davacı iddiaları doğruladığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Bu gerekçe 6100 sayılı Kanunda ifade edilen unsurları taşımamakta olup, karar bu yönüyle de usul ve yasaya aykırıdır. Somut olayda, taraflarca bildirilen feshe yönelik delil ve belgelerin eksiksiz olarak toplanması, taraflara açıklama ve ispat hakkını kullanmaları yönünde imkan tanınması, böylece ileri sürülen vakıalar ile ilgili müphem hususlar aydınlatılarak, tarafların feshin haklılığı yahut haksızlığına yönelik iddia ve savunmalarının dosyadaki tüm deliller ile birlikte gerekçeli şekilde tartışılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gözardı edilmiştir. Açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmadan karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, kanun yararına bozma isteğinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
SONUÇ:Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemi açıklanan gerekçe ile yerinde görülmekle Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28/11/2019 tarih, 2016/689 esas 2019/701sayılı kararının sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine iadesine, bozma kararının bir örneğinin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete’de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesine, 05.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.