"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
...
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılardan ...Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü'ne ait işyerinde değişen işverenler nezdinde son kez davalı ... Madencilik Turizm Nak. İth. İhr. Ltd. Şti.'nde işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, feshe bağlı alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı alacağı, ihbar tazminatı alacağı ve yıllık ücretli izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ...Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü vekili, davalı şirketler ile kurum arasında asıl işveren alt iş veren ilişkisinin bulunmadığını davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Madencilik Ltd. Şti. vekili, davalı şirkete ait işyerinde 03/07/2010-29/05/2011 tarihleri arasında 326 gün çalıştığını, davacıya ihbar tazminatı ödendiğini, bir yılı doldurmaması sebebiyle kıdem tazminatı ödenmediğini, davacının ikinci dönem çalışmasında iş sözleşmesinin bildirim süresi verilerek feshedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 22.10.2019 tarih, 2016/21651 esas, 2019/19574 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Sınırlı Sorumlu ...Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü vekili ile (katılma yolu ile) davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında mahkemece bozma kararının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, davalı şirket ile ihbar olunan şirketler arasında işyeri devri bulunup bulunmadığı ve davalı asıl işverenin sorumlu olduğu alacak miktarının belirlenmesi noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince, “... davacının aynı alt işveren bünyesindeki çalışma süresi yönünden aralıklı çalışmasının yerinde görülebileceği, ancak davacının değişen alt işverenler bünyesinde çalıştığı dönemler arasında geçen sürenin makul süreyi aşması halinde, alt işverenler arasında işyeri devri bulunduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, özellikle davacının ilk dönem çalışmasında farklı alt işverenler bünyesindeki çalışmaları arasında geçen sürenin makul süreyi aştığı, hal böyle olunca, söz konusu alt işverenler arasında işyeri devri bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, her bir alt işverenin işçiyi çalıştırdığı süre ile ve o tarihteki ücret ile sınırlı olarak talep edilen alacaklardan sorumlu tutulması gerektiği, asıl işverenin sorumluluğunun da her bir alt işveren yönünden ayrı ayrı sınırlandırılarak belirlenmesi gerektiği” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yargılama sürdürülmüş ise de, bozma kararının gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kıdem tazminatı alacağı yönünden iki dönem, ihbar tazminatı yönünden de üç dönem çalıştığı kabul edilerek her bir dönemdeki çalışma süresi ile ücret miktarı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından davacının 03/05/2006-08/07/2006 tarihleri arasında ... A.Ş., 10/07/2006-31/03/2007 tarihleri arasında ... Lojistik Ltd.Şti., 16/04/2007-11/03/2008 tarihleri arasında ... Lojistik Ltd.Şti., 11/08/2008-03/02/2009 tarihleri arasında ... Taşımacılık Ltd.Şti., 04/03/2009-25/02/2010 tarihleri arasında ... Lojistik Ltd.Şti., 14/04/2010-02/07/2010 tarihleri arasında ... Lojistik Ltd.Şti., 03/07/2010-29/05/2011 tarihleri arasında ... Ltd.Şti., 29/06/2011-09/11/2013 tarihleri arasında S.S. ... Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, 11/11/2013-13/03/2014 tarihleri arasında ... Ltd.Şti. bünyesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Bozma kararında, davacının davalı asıl işverene ait işyerinde geçen çalışma süresinin aralıklı olduğunun kabulünün yerinde olduğu ancak değişen alt işverenler arasında ara verdiği sürenin makul sayılabilecek nitelikte olmadığı, buna göre davacının bu çalışmalarının her birinin ayrı bir dönem olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Bozma sonrası bilirkişi raporunda, davacının ... Taşımacılık Ltd.Şti. bünyesindeki çalışma süresi dışlandıktan sonra, 03/05/2006-29/05/2011 dönemine ilişkin (toplam 3 yıl 10 ay 26 gün) çalışma süresinde değişen alt işverenler arasında işyeri devri bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, alt işverenler arasında işyeri devrine ilişkin kuralların hatalı şekilde uygulandığı tespit edilmektedir. Bozma kararına, usul ve yasaya aykırı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir.
Mahkemece yapılması gereken iş, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki çalışma süresi esas alınmak suretiyle, farklı alt işverenler arasında makul süreyi aşmayan boşluklarda işyeri devri kuralları uygulanarak, makul süreyi aşan boşluklar yönünden ise işyeri devri kuralları uygulanmadan sonuca gidilmesidir. Bu açıklamalara göre somut olayda, davacının 03/05/2006-11/03/2008 tarihleri arasındaki birinci dönem çalışma süresinde değişen alt işverenler arasında işyeri devri bulunduğu ve son alt işverenin ... Lojistik Ltd.Şti. olduğu, 11/08/2008-03/02/2009 tarihleri arasındaki ikinci dönem çalışma süresinde alt işverenin ... Taşımacılık Ltd.Şti. olduğu ve işyeri devri bulunmadığı, 04/03/2009-29/05/2011 tarihleri arasındaki üçüncü dönem çalışma süresinde değişen alt işverenler arasında işyeri devri bulunduğu ve son alt işverenin ... Ltd.Şti. olduğu, 29/06/2011-13/03/2014 tarihleri arasındaki dördüncü dönem çalışma süresinde değişen alt işvenler arasında işyeri devri bulunduğu ve son alt işverenin ... Ltd.Şti. olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır. Böylece davacının davalı asıl işveren bünyesindeki çalışma süresi 4 ayrı dönem olarak kabul edilmeli, davacının her bir dönem için hak kazandığı alacak miktarı, tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle, bu dönemlerdeki çalışma süresi ve son ücret miktarı ile sınırlı olarak hesaplanmalı, oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 05.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.