"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Meski Genel Müdürlüğünde 12.08.2011-31.12.2014 tarihleri arasında kesme bağlama işlerinde çalıştığını, ... sözleşmesi geçerli ve haklı bir neden olmadan feshedildiğinden ... 4. ... Mahkemesinin 2015/42 Esas sayılı dosyası ile işe iade davası açıldığını, davanın kabul edildiğini ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 18.....2015 tarihli ve 2015/21419 Esas, 2015/12488 Karar ve kararı ile hükmün onanarak kesinleştiğini, bunun üzerine işveren ASM Bilgi İşlem İnş. Oto San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye başvurmuş olmasına rağmen işe davet edilmediğini, bu nedenle davalı Meski Genel Müdürlüğü aleyhine ... 1.İcra Müdürlüğünün 2015/11835 Esas sayılı dosyası üzerinden davacının tazminat ve alacaklarının tahsili bakımından icra takibi yapıldığını, davalının takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek takibe itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili davalının sorumluluğunun bulunmadığını, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, alacaklar likit olmadığından icra inkâr tazminatının şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra inkâr tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi hâlinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü hâlinde dahi kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Şayet alacak tartışmalı ve yargılamayı gerektiriyorsa alacağın likit olduğundan söz edilemez.
Somut olayda, davacının yaptığı takip, işe iade kararına rağmen işe başlatılmaması nedeniyle doğan isteklere ilişkin olup bu alacakların hesaplanması ve miktarı bakımından uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ortada likit bir alacağın varlığından söz edilemez. Bu nedenle, Mahkemece icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç
Yukarıda açıklanan sebeple;
Temyiz olunan kararın (1) inci bendinde yer alan "Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” şeklindeki ibarenin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "Davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine," ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.